Abaküs Yazılım
13. Daire
Esas No: 2015/2626
Karar No: 2021/2652
Karar Tarihi: 06.07.2021

Danıştay 13. Daire 2015/2626 Esas 2021/2652 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2015/2626
Karar No:2021/2652

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … A.Ş.
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Federasyonu
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN_KONUSU : ... İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Türkiye Voleybol Federasyonu tarafından 27/04/2012 tarihinde kapalı zarf açık arttırma usulü ile gerçekleştirilen "Bursa Nilüfer Cengiz Göllü Kamp Merkezi İnşaat Sahasında Bulunan Hurda Çelik Malzemenin Satışı" ihalesinin ve söz konusu ihalenin iptal edilmek suretiyle hurda malzemenin kendilerine devredilmesine yönelik yapılan başvurunun reddine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesi'nce verilen kararda; Türkiye Voleybol Federasyonu'nun özerk yapıya sahip bir kuruluş olduğu, iş ve işlemlerinde özel hukuk hükümlerine ve 3289 sayılı Kanun dışında 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu ile 5253 sayılı Dernekler Kanunu'na tâbi olduğu, ihale ilanında federasyonun 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu'na tâbi olmadığının açıkça vurgulandığı dikkate alındığında, anılan ihalenin özel hukuk tüzel kişisi tarafından özel hukuk kurallarına göre gerçekleştirildiği anlaşıldığından, uyuşmazlığın görüm ve çözümünün adlî yargı yerlerinin görevinde olduğu sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle davanın görev yönünden reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, bağımsız spor federasyonlarının Spor Genel Müdürlüğü bütçesinden tahsis edilen kaynaklarla faaliyette bulunduğu, dolayısıyla kamu kaynağı kullanan federasyonların özel hukuk tüzel kişisi olarak kabul edilemeyeceği, mevzuat uyarınca kamu kurum ve kuruluşlarının her türlü hurda malzemesinin kendilerine devrinin zorunlu olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi'nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
03/07/2021 tarih ve 31530 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 7330 sayılı Makine ve Kimya Endüstrisi Anonim Şirketi Hakkında Kanun'un Geçici 2. maddesinin ikinci fıkrasında, Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu'nun leh ve aleyhine açılmış davalarda ve icra takiplerinde şirketin kendiliğinden taraf sıfatını kazanacağı kuralına yer verildiğinden, bakılan davada, davacı Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu Genel Müdürlüğü yerine Makine ve Kimya Endüstrisi A.Ş.'nin davacı sıfatını haiz olduğu görülmüştür.

İNCELEME VE GEREKÇE :
ESAS YÖNÜNDEN:
MADDİ OLAY:
Davacı tarafından, federasyon kamp merkez inşaat sahasında bulunan muhtelif hurda malzemenin ihale yoluyla satıldığının öğrenilmesi üzerine, söz konusu ihalenin iptal edilerek mer'i mevzuat çerçevesinde Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'nca belirlenen hurda alım fiyatlarından kendilerine satış yapılması gerektiği ileri sürülmek suretiyle 24/05/2012 ve 13/06/2012 tarihlerinde davalı idareye başvurulmuştur.
Bu talebin, Türkiye Voleybol Federasyonu'nun özel hukuk hükümlerine tâbi olduğu, hurda malzemenin satışının gerçekleşerek teslim edildiğinden bahisle reddi üzerine, bu işlem ile anılan ihalenin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

İLGİLİ MEVZUAT:
3284 sayılı Bazı Maden Hurdalarının Dışarı Çıkarılmasının Yasak Edilmesi ve Satın Alınması Hakkında Kanun'un 1. maddesinde, demir, bakır, kurşun, kalay, tutya, alüminyum, antimuvan ve nikel hurdaları ile bunların hurda hâlindeki halitalarının ve kullanılamayacak bir hâle gelmiş bilumum muharrik veya müteharrik vasıtaların memleket dışına çıkarılmasını yasak etmeye Cumhurbaşkanı'nın yetkili bulunduğu, bu maddelerin memleket içinde satılmasının serbest olduğu; 2. maddesinde, resmî daire ve müesseselerde birinci maddede yazılı mevaddan kendi ihtiyaçlarından fazla olanların, 2490 sayılı Kanun'un 66. maddesine göre askeri fabrikalara devredileceği kurala bağlanmıştır.
20/03/1971 tarih ve 7/2156 sayılı Bakanlar Kurulu Kararında, resmî daire ve idareler ve iktisadi devlet teşekkülleri ile bunlara ait müessese ve iştiraklerinin malik oldukları her çeşit maden hurdaları ile bunların hurda hâlindeki halitalarının ve kullanılmayacak bir hâle gelmiş bulunan muharrik ve müteharrik araçlarının kendi ihtiyaçlarından fazlalarının, Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu tarafından altı ayda bir piyasa etütlerine dayanılarak yapacağı tesbit ve teklif ile Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'nca kabul edilecek fiyatlarla adı geçen Kuruma satış suretiyle devredileceği belirtilmiştir.
Öte yandan, 19/03/2001 tarih ve 2001/15 sayılı Genelgede, 7/2156 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı hükümleri çerçevesinde her türlü hurda malzemenin, kamu kurum ve kuruluşlarınca Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu Hurda Sanayi İşletmeleri A.Ş.'ye (Hurdasan A.Ş.) satış suretiyle devri öngörülmüştür.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Uyuşmazlığın çözümünde görevli yargı merciini belirten herhangi bir özel kural bulunmamaktadır. Bu nedenle, davanın idarî bir dava olup olmadığının tespit edilmesi gerekmektedir. Bu hususta, adlî-idarî yargı görev ayrımının kıstaslarının araştırılması önem arz etmektedir. Zira, söz konusu kıstasların neler olduğu mer'i mevzuatımızda düzenlenmemiştir. Ancak, doktrinde kabul edilen bazı kıstaslar mevcuttur. Bu kıstaslardan biri de, maddî olaya uygulanacak kanunun niteliğidir. Eğer uyuşmazlık konusu olaya uygulanması gereken kanun, kamu hizmetlerinin ihdas ve yürütülmesi ile ilgiliyse davanın idarî yargının görevinde olduğu anlaşılmaktadır. (Aydın H. Tuncay, Orhan Özdeş, Recep Başpınar, Yüzyıl Boyunca Danıştay, 1968, Ankara, s. 652).
Bu noktada, Türkiye Voleybol Federasyonu'nun da aralarında yer aldığı bağımsız spor federasyonlarının hukukî statüsünün irdelenmesi ve kamu kurumu olup olmadıklarının açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.
3289 sayılı Gençlik ve Spor Hizmetleri Kanunu'nun Ek-9. maddesinde, spor dalı ile ilgili faaliyetleri ulusal ve uluslararası kurallara göre yürütmek, gelişmesini sağlamak, sporcu sağlığı ile ilgili konularda gerekli önlemleri almak, teşkilatlandırmak, federasyonu uluslararası faaliyetlerde temsil etmek ve Tahkim Kurulu kararlarını uygulamakla görevli ve yetkili, özel hukuk hükümlerine tâbi bağımsız spor federasyonlarının kurulacağı, federasyonların Cumhurbaşkanı Kararı ile kurulacağı ve bu kararın Resmî Gazete'de yayımlanmasıyla birlikte tüzel kişilik kazanacağı, bu Kanunda belirtilen yükümlülüklerini yerine getirmeyen federasyonların tüzel kişiliklerinin bu maddede belirtilen usulle iptal edileceği ve mal varlıklarının Gençlik ve Spor Bakanlığı'na devredileceği, Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından bağımsız spor federasyonlarına yapılan yardımlar ile Gençlik ve Spor Bakanlığı bütçesinden bu federasyonlara tahsis edilen kaynaklar kullanılarak edinilen her türlü taşınır ve taşınmazların edinim amacı dışında kullanılamayacağı ve Gençlik ve Spor Bakanlığı izni alınmadan üçüncü kişilere satılamayacağı ve devredilemeyeceği, Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından yapılan yardımlar ve tahsis edilen kaynaklar kullanılarak alınan taşınmazların mülkiyetinin Gençlik ve Spor Bakanlığı'na ait olduğu, bu taşınmazların Gençlik ve Spor Bakanlığı'nın mevzuatı çerçevesinde kullanılacağı, federasyon mallarının Devlet malı hükmünde olup haczedilemeyeceği, federasyon faaliyetlerinde görevli bulunanların, görevleriyle ilgili olarak işlemiş oldukları suçlar bakımından kamu görevlisi sayılacağı, denetim kurulunun üç üyesinin Gençlik ve Spor Bakanlığı'nca görevlendirileceği, bağımsız spor federasyonlarının il temsilcilerinin, federasyon başkanının teklifi ve Gençlik ve Spor Bakanlığı'nın onayı ile görevlendirileceği, Gençlik ve Spor Bakanlığı'nın, genel kurul toplantılarında gözlemci bulunduracağı, genel kurulun delege sayısının %10'unun Gençlik ve Spor Bakanlığı temsilcilerinden oluşacağı, Gençlik ve Spor Bakanlığı'nın olimpik branşlarda; federasyonun bir önceki yıl gerçekleşen gelirlerinin %75'i kadar, olimpik olmayan federasyonlara ise; %50'si kadar yardımda bulunabileceği, Gençlik ve Spor Bakanlığı bütçesinden bağımsız federasyonlara, ilgili branşın altyapısına ve eğitime ilişkin projelerinin desteklenmesi amacıyla gerektiğinde kaynak tahsis edilebileceği, bağımsız federasyonların tüm gelirlerinin her türlü vergi, resim ve harçtan muaf olduğu, Gençlik ve Spor Bakanlığı'nın bağımsız federasyonların talebi durumunda, kendisine ait spor tesislerinin işletilmesini, menkul ve gayrimenkullerini bedelsiz olarak kırkdokuz yıla kadar federasyonun faaliyetleri için tahsis edebileceği, federasyonların her türlü faaliyetlerinin denetiminin; genel kurul ve denetim kurulunun yanı sıra Bakan tarafından görevlendirilecek denetim elemanlarınca da yapılacağı kurala bağlanmıştır.
Bu Kanun hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden, bağımsız spor federasyonlarının kanunun verdiği yetkiye dayanılarak idarî işlemlerle kurulduğu ve ilgili spor dalında tekel niteliğinde faaliyette bulunduğu, çeşitli kamu gücü ve ayrıcalıkları ile donatıldığı, özel hukuk hükümlerine tâbi kılınmış olsalar da idarî teşkilatlanmada kendilerine özgü yapılarının olduğu anlaşılmaktadır.
Bazı kuruluşların özel hukuk hükümlerine tâbi tutulması onların mutlaka özel hukuk tüzel kişisi olduğu anlamına gelmez. Özel hukuk hükümlerine tâbi olma kuruluşun türünü kendiliğinden değiştirip idarenin dışına çıkarmaz. (ÖZAY, İl Han, Futbolda Özelleştirme, İHİD, Sayı:1-3, 1990, s.33)
Kanunda TFF'nin özel hukuk hükümlerine tâbi olduğunun belirtilmesi onu özel hukuk tüzel kişisi hâline getirmez. Kanunla bir kamu kurumunun bazı faaliyetleri özel hukuka tâbi kılınabilir. Ancak bir kurumun bazı faaliyetlerinin özel hukuka tâbi kılınması o kurumu kamu kurumu olmaktan çıkarmaz. TFF bir kamu tüzel kişisidir ve yürüttüğü faaliyet itibarıyla da hizmet yerinden yönetim kuruluşu, yani bir kamu kurumudur. TFF'nin özerk olması da onun kamu tüzel kişisi olduğunu gösterir. Çünkü "özerklik" niteliğinin bir özel hukuk kişisi için bir anlamı yoktur. (GÖZLER, Kemal, İdare Hukuku, Cilt I, 2019, Bursa, S.213-214)
Federasyonların kamu hukuku kapsamına giren yetkiler kullandıkları ölçüde kamu tüzel kişisi olarak nitelendirilmelerine engel bulunmamaktadır. Bu bağlamda, 3289 sayılı Kanun'un Ek-9. maddesinde de belirtildiği üzere federasyonların birtakım kamusal ayrıcalıkları ve yükümlülükleri olduğu dikkate alındığında, "kamu tüzel kişiliği testinden" geçtikleri söylenebilir. Bununla birlikte, federasyonların mâlî nitelikli kararlar veya personele yönelik kararlar gibi faaliyetlerinin, idarî faaliyetlerin diğer özelliklerini taşıdıkları sürece idarî yargıda dava edilmeleri mümkündür. (ULUSOY, Ali D., Türk İdare Hukuku Cilt I Genel Esaslar ve İdari Teşkilat, 2017, Ankara, s. 259-260).
3289 sayılı Kanun, bağımsız spor federasyonlarının tüzel kişiliğe sahip olduğunu belirtmiş, ancak bu tüzel kişiliğin özel hukuk veya kamu hukuku tüzel kişiliği olduğunu düzenlememiştir. Bağımsız spor federasyonlarının kanunun verdiği yetkiyle kurulması, kendilerine birtakım kamusal ayrıcalıkların tanınması ve verilen görev çerçevesinde yürütülen iş ve faaliyetlerin birer kamu hizmeti olması, hizmet yönünden yerinden yönetim kuruluşu, yani kamu kurumu olarak nitelendirilmeleri için yeterlidir.
Özerk federasyonların kuruluşları, denetimleri, malî yapıları ve kararlarına karşı merkezi idare içerisinde oluşturulan Tahkim Kurulu’na başvurulabilmesi gibi hususlar göz önünde bulundurulduğunda, söz konusu federasyonların hizmet yönünden yerinden yönetim kuruluşları oldukları sonucuna varılmalıdır. (AYM, E:2006/118, K:2009/107, 02/07/2009).
TFF'nin Devlet tarafından kanunla kurulmuş olması, bir takım kamu gücü ayrıcalıkları ile donatılmış bulunması, bu kapsamda hizmeti yerine getirirken kamusal alanda birçok muafiyetten yararlanması, ulusal bir gereksinimi karşılaması, kendi yönetimi ile ilgili özerkliğine bağlı kural koyma imkânının olması, tüm futbol faaliyetlerinin kendisine bağlı olarak yürütülmesi, tüm kulüp ve futbolcular ile temsilcilerine disiplin ve cezaî işlemler uygulama yetkisinin bulunması, uyuşmazlıkların Tahkim Kurulu tarafından nihaî merci olarak çözümlenmesi, futbolun kamu yararı ve düzeniyle yakın ilgisinin bulunması, hakları, sorumlulukları ve borçları doğrudan etkileyen tek taraflı idarî ve icraî nitelikte işlemleri kamu gücünü kullanarak yapabilmesi, yaptırım belirleme imkânının oluşu gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirildiğinde faaliyetlerinin kamusal faaliyet niteliğinde olduğu, yasa koyucunun uzmanlık gerektiren bir kamu hizmetinin yerine getirilmesini özel hukuk hükümlerine tâbi tüzel kişilikler eliyle de yaptırabileceği, bu itibarla Kanunda TFF'nin özel hukuk hükümlerine tâbi olduğunun belirtilmesinin de kamusal bir faaliyet icra etmediğini göstermeyeceği açıktır. (Yargıtay 5. Ceza Dairesi, E.2013/16791, K.2014/516, T.17.01.2014)
Bu açıklamalar muvacehesinde, kamusal ayrıcalık ve yükümlülüklerle donatılan bir kamu kurumu olan Türkiye Voleybol Federasyonu'nun, görevli yargı merciinin tespiti için somut uyuşmazlığa uygulanması gereken 3284 sayılı Kanun uyarınca resmî daire ve müessese kavramı içerisinde yer aldığı sonucuna ulaşılmıştır. Kamusal yükümlülük ihdas eden mezkur Kanun gereğince resmî daire ve müesseselerin mâlik oldukları hurda malzemeyi Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu'na devretme zorunluluğu bulunduğundan, kamu kurumu olan Türkiye Voleybol Federasyonu da bu yükümlülüğe tâbidir.
Bu itibarla, kamu kurumu olan davalı idarenin, hurda malzemelerini kamusal yükümlülüğünün bir sonucu olarak davacıya satış suretiyle devretmesi gerektiğine ilişkin Kanun'dan kaynaklanan uyuşmazlık, özel hukuk uyuşmazlığı olarak nitelendirilemeyeceğinden ve bu nedenle görüm ve çözümü görevi idarî yargı mercilerine ait olduğundan, davanın görev yönünden reddine ilişkin Mahkeme kararında usûl kurallarına uygunluk bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne,
2. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca ... İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkeme'ye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun'un 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca kesin olarak (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere), 06/07/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi