10. Hukuk Dairesi 2013/15225 E. , 2014/8644 K.
"İçtihat Metni"
Dava, rucüan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Dava; 03.05.2007 tarihli iş kazasında sürekli iş göremezlik durumuna giren sigortalıya bağlanan gelirler ile yapılan ödemelerden oluşan Kurum zararının tahsili istemine ilişkin olup, 5510 sayılı Yasanın 21. maddesiyle yeniden getirilen “sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı” tazmin hükmünün, 5510 sayılı Yasanın yürürlüğü öncesinde gerçekleşen iş kazalarından kaynaklanan rücuan tazminat davalarında uygulanmasına olanak veren bir düzenleme bulunmadığı gözetildiğinde, davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın 26. maddesidir.
Anılan maddeden doğan rücu hakkı, “halefiyete” değil, “kanundan doğan basit rücu hakkına” dayanmaktadır. Kurum, iş kazası ya da meslek hastalığı ile malullük sonucu sigortalılara ve bunların ölümü halinde hak sahiplerine yaptığı her türlü ödemelerle bağlamış bulunduğu gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerini, kusura tekabül eden miktarıyla sınırlı olarak, zarara sebep olan işveren ya da üçüncü kişilere rücu etmektedir.
İş kazası ya da meslek hastalığı sonucu sürekli iş göremezlik durumuna giren sigortalıya veya bunların ölümü halinde hak sahiplerine bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değeri, gelecekte ödenecek gelirlerin, yaş, kesilme ihtimali ve Kurumca belirlenecek iskonto oranı dikkate alınarak hesaplanan tutarını ifade etmekte olup, Kurumun sigortalı veya hak sahiplerine bağladığı ilk peşin sermaye değerli gelirden fazlasını isteme hakkı bulunmadığı gibi, bağlanan gelirin kesildiği veya kesilmesi gereğinin, yargılama sürecinde ortaya çıktığı durumlarda, Kurumun ödemediği veya ödemeyecek olduğu gelir kesimini rücuan isteyemeyeceği yönünün, tazmine yönelik davada gözetilmesi gereken genel ilkeler arasında bulunmaktadır.
Somut olayda, iş kazasına uğrayan sigortalıya %17,20 meslekte kazanma güç kaybı oranına göre gelir bağlandığı, meslekte kazanma güç kaybı oranının 23.09.2011 tarihli raporu ile azalma kaydıyla 13.05.2011 tarihi itibariyle %0 olarak belirlendi anlaşılmaktadır. Söz konusu kurulun raporlarının Kurumu bağlayacağı, bu durumda; sigortalıya gelir başlangıç tarihi 24.02.2008 tarihinden, gelirin kesilmesinin gerektiği 13.05.2011 tarihine kadar yapılan fiili ödeme ile ilişkin olduğu gelirin ilk peşin sermaye değerinin
./..
-2-
karşılaştırılması sonucu, düşük olanın kusur karşılığının hüküm altına alınması gerekmektedir.
Kurum tarafından sigortalıya yapılan ödemeleri gösterir liste uyarınca, sigortalıya 4.067,1 TL fiili ödeme yapıldığı, ilk peşin değerli gelir miktarının 12.081,82 TL olduğu, fiili ödeme miktarının düşük olmasına nedeniyle, fiili ödeme miktarının esas alınması sonucu, zararlandırıcı sigorta olayında davalının %80 kusur karşılığının hüküm altına alınması gerektiği gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmiş olması,
2-İş kazası sonucu sürekli iş göremezlik durumuna giren sigortalıya bağlanan gelirler nedeniyle bu davanın açıldığı, yargılama aşamasında azalma kaydıyla gelirin kesilmesi gerektiğinin ortaya çıktığı, davanın açılmasında davacının bir kusuru bulunmadığından bu talebin reddi üzerine davalı yararına masraf ve vekalet ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Ne var ki; bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, 6217 sayılı Kanun’un 30’uncu maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen geçici 3’üncü madde atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438’inci maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ : Davanın kısmen kabulü ile;
1-3.253,68 TL fiili ödenen gelir, 71.30 TL geçici iş göremezlik ödeneği olmak üzere toplam 3.324,98 TL rücu tazminatının onay, sarf ve tediye tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2- Alınması gerekli 227,13 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına.
3- Karar tarihinde yürürlükte olan göre 440,00 TL vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa ödenmesine.
4- Tedavi giderleri bakımından red edilen kısım için karar tarihinde yürürlükte olan göre 14,80 TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa ödenmesine.
5- Davacı tarafından yapılan tebligat, bilirkişi ücreti ve diğer mahkeme masrafı olan 493,25 TL yargılama giderinden kabul ve red oranına göre 492,00 TL nin davalı taraftan alınarak davacı tarafa ödenmesine, arta kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına.
6- Davalı tarafından yapılan tebligat ve diğer mahkeme masrafı olan 108,40 TL yargılama giderinden kabul ve red oranına göre 1,40 TL nin davacı taraftan alınarak davalı tarafa ödenmesine” cümlelerinin yazılmasına ve kararın düzeltilmiş bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 15.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.