Esas No: 2016/9833
Karar No: 2021/3808
Karar Tarihi: 06.07.2021
Danıştay 4. Daire 2016/9833 Esas 2021/3808 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/9833
Karar No : 2021/3808
TEMYİZ EDEN TARAFLAR : 1- … Malmüdürlüğü
2- …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek taraflarca aleyhlerine olan hüküm fıkralarının bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına düzenlenen … tarih ve … nolu ödeme emrinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; ödeme emrinin vergi ziyaı cezalı gelir vergisi ile banka ve sigorta muameleleri vergisi ve bu vergilere ait gecikme zamlarına ilişkin kısmında; davacının 2012, 2013 ve 2014 yıllarında izin almaksızın faiz karşılığı borç para vererek tefecilik yaptığı, bu faaliyetini vergi dairesine bildirmediği, elde ettiği kazancı vergi dışı bıraktığı ve vermesi gereken beyannameleri vermediği hususlarının tespit edilmesi üzerine mükellefiyet kaydı tesis edilerek hakkında vergi ziyaı cezalı gelir vergisi, geçici vergi ve banka ve sigorta muameleleri vergisi tarh edildiği ve özel usulsüzlük cezaları kesilerek davacıya tebliğ edildiği, davacı tarafından bu işlemlere karşı açılan davalarda verilen dilekçe ret kararları üzerine yeniden dava açılmadığı, bu nedenle kesinleşen amme alacağının tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmadığı, geçici vergi aslına ilişkin olarak, mahsup dönemi geçtiği için geçici vergi aslının tahakkuk ettirilemeyeceğinin belirtilmesine rağmen ödeme emrinde tahakkuk ettirilerek cebren tahsil aşamasına geçildiği görüldüğünden davacının böyle bir borcu olmadığı sonucuna varıldığından ödeme emrinin bu kısmında hukuka uyarlık bulunmadığı, özel usulsüzlük cezalarına ilişkin kısım yönünden ise uyuşmazlık konusu dönemde mükellefiyet kaydı bulunmayan davacının ilgili dönemlere ilişkin Vergi Usul Kanununda öngörülen fatura, gider pusulası, müstahsil makbuzu ile serbest meslek makbuzlarını vermesi veya alması ve bu dönemlere ilişkin beyannameleri elektronik ortamda vermesi olanaksız olması nedeniyle 213 sayılı V.U.K.’nun 353/1. ve mükerrer 355/1. maddesinin uygulanmasını gerekli kılan koşullar oluşmadığından, hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDEN DAVACININ İDDİALARI : Davacı hakkında tefecilik yapmak suçundan açılan davada yapılan yargılama sonucunda suçsuz bulunarak beraat ettiği, dolayısıyla davacının tefecilik yapmadığının mahkeme kararıyla ortaya konulduğu, bu nedenle davacı adına mükellefiyet kaydı açılarak vergi salınmasının hukuka aykırı olduğu, mahkeme kararının redde ilişkin kısmının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
TEMYİZ EDEN DAVALININ İDDİALARI : Davacı hakkında yapılan işlemlerin usul ve yasaya uygun olduğu belirtilerek, mahkeme kararının kabule ilişkin kısımlarının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
DAVACININ SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
DAVALININ SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Vergi Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :Davacı ile davalı idare tarafından temyiz dilekçelerinde ileri sürülen iddialar, temyize konu kararın, ödeme emrinin vergi ziyaı cezalı gelir vergisi, banka ve sigorta muameleleri vergisi ve bu vergilere ait gecikme zamları ile geçici vergi aslına ilişkin kısmının bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemiştir.
Ödeme emri içeriği özel usulsüzlük cezalarına bakımından;
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un uyuşmazlık konusu dönemde yürürlükte bulunduğu haliyle, “Ödeme Emri” başlıklı 55. maddesinde, amme alacağını vadesinde ödemeyenlere, 7 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı; “Ödeme Emrine İtiraz” başlıklı 58. maddesinde ise, kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahsın, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hususlarında yedi gün içinde dava açabileceği düzenlenmiştir.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun fatura ve benzeri evrak vermeyen ve almayanlara kesilecek özel usulsüzlük cezalarına ilişkin hükümleri içeren 353. maddesinin 1 numaralı bendinde, verilmesi ve alınması icabeden fatura, gider pusulası, müstahsil makbuzu ile serbest meslek makbuzlarının verilmemesi, alınmaması veya düzenlenen bu belgelerde gerçek meblağdan farklı meblağlara yer verilmesi halinde; bu belgeleri düzenlemek ve almak zorunda olanların herbirine, her bir belge için , bu belgelere yazılması gereken meblağın veya meblağ farkının %10'u nispetinde özel usulsüzlük cezası kesileceği hükmüne yer verilmiştir.
213 sayılı Kanunun “Yetki” başlıklı mükerrer 257’nci maddesinin 4 fıkrasında, bu Kanunun 149’uncu maddesine göre devamlı bilgi vermek zorunda olanlardan istenilen bilgiler ile vergi beyannameleri ve bildirimlerin şifre, elektronik imza veya diğer güvenlik araçları kullanmak suretiyle internet de dahil olmak üzere her türlü elektronik bilgi iletişim araç ve ortamında verilmesi, beyanname ve bildirimlerin yetki verilmiş gerçek veya tüzel kişiler aracı kılınarak gönderilmesi hususlarında izin vermeye veya zorunluluk getirmeye, beyanname, bildirim ve bilgilerin aktarımında uyulacak format ve standartlar ile uygulamaya ilişkin usul ve esasları tespit etmeye, bu zorunluluğu beyanname, bildirim veya bilgi çeşitleri, mükellef grupları ve faaliyet konuları itibarıyla ayrı ayrı uygulatmaya Maliye Bakanlığı’nın yetkili olduğu hükmüne yer verilmiş, aynı Kanunun mükerrer 355’nci maddesinin 1 ‘inci fıkrasında bu Kanunun 86, 148, 149, 150, 256 ve 257’nci maddelerinde yer alan zorunluluklar ile mükerrer 257' nci madde uyarınca getirilen zorunluluklara uymayanlara Kanunda belirtilen tutarlarda özel usulsüzlük cezası kesileceği hükme bağlanmıştır.
Vergi beyannameleri ve bildirimlerinin internet ortamında gönderilmesi uygulaması ile ilgili açıklamalar getirilmek üzere 213 sayılı Kanunun mükerrer 257’nci maddesinin vermiş olduğu yetkiye dayanılarak Maliye Bakanlığınca 340, 346, 351 ve 368 sıra numaralı Genel Tebliğler yayımlanmış, anılan tebliğlerle çeşitli düzenlemeler yapılmış ve uygulamaya yön verilmiştir. 351 sıra numaralı Genel Tebliğde, konu hakkında getirilen düzenlemelere uymayanlara 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 355’inci maddesinde düzenlenmiş bulunan özel usulsüzlük cezasının kesileceği ifade edilmiştir. Anılan maddenin 23.07.2010 tarihli 6009 sayılı kanunun 12.maddesiyle değişik 5.fıkrasında ise; "Elektronik ortamda beyanname verilmesi mecburiyetine uyulmaması halinde kesilmesi gereken özel usûlsüzlük cezası, beyannamenin kanuni süresinin sonundan başlayarak elektronik ortamda 30 gün içinde verilmesi halinde 1/10 oranında, bu sürenin dolmasını takip eden 30 gün içinde verilmesi halinde ise 1/5 oranında uygulanır." hükmü yer almıştır.
Dosyanın incelenmesinden, … tarih ve … sayılı vergi tekniği raporu ile davacının 2012, 2013 ve 2014 yıllarında izin almaksızın faiz karşılığı borç para vererek tefecilik yaptığı, bu faaliyetini vergi dairesine bildirmediği, elde ettiği kazancı vergi dışı bıraktığı ve vermesi gereken beyannameleri vermediği hususlarının tespit edilmesi üzerine mükellefiyet kaydı tesis edilerek hakkında vergi ziyaı cezalı gelir vergisi, gelir geçici vergi ve banka ve sigorta muameleleri vergisi tarh edildiği ve özel usulsüzlük cezaları kesilerek davacıya tebliğ edildiği, davacı tarafından bu işlemlere karşı açılan davalarda verilen dilekçe ret kararları üzerine yeniden dava açılmadığı, dolayısıyla özel usulsüzlük cezalarının kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Her ne kadar Vergi Mahkemesince, geçmişe yönelik olarak tesis edilen mükellefiyet gereğince davacının mükellef olmadığı dönemde, beyannamelerin elektronik ortamda süresinde verilmemesi ya da belge düzenlenmemesi nedeniyle özel usulsüzlük cezası kesilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle karar verilmiş ise de, bu hususun ancak ihbarname aşamasında irdelenebileceği söz konusu ihbarnamelerin ve kamu alacağının kesinleştiği, belirtilen hukuka aykırılığın dava konusu ödeme emrine konu işbu davada ''borcum yoktur'' iddiası kapsamında değerlendirilmesinin mümkün olmaması nedeniyle, ödeme emrinin özel usulsüzlük cezalarına ilişkin iptali kararında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Davacının temyiz isteminin reddine, davalı idarenin temyiz isteminin kısmen reddine, kısmen kabulüne,
2.Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ödeme emrinin vergi ziyaı cezalı gelir vergisi, banka ve sigorta muameleleri vergisi ve bu vergilere ait gecikme zamları ile geçici vergi aslına ilişkin kısmının ONANMASINA,
3.Mahkeme kararının ödeme emrinin özel usulsüzlük cezalarına ilişkin kısmının BOZULMASINA,
4.Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
5. Onanan kısım yönünden 492 sayılı Harçlar Kanunu'na bağlı (3) sayılı Tarife uyarınca, 123,60 TL maktu karar harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
6.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş (15) gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 06/07/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
Davacı adına düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emrinin iptali istemiyle açılan davanın özel usulsüzlük cezalarına ilişkin kısımlarının kabulüne dair Vergi Mahkemesi kararı temyiz edilmiştir.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un uyuşmazlık konusu dönemde yürürlükte bulunduğu haliyle, “Ödeme Emri” başlıklı 55. maddesinde, amme alacağını vadesinde ödemeyenlere, 7 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı; “Ödeme Emrine İtiraz” başlıklı 58. maddesinde ise, kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahsın, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hususlarında yedi gün içinde dava açabileceği düzenlenmiştir.
İdare hukukumuzda, hukuka uygunluk ilkesinden yararlanan idari işlemin idarenin iradesi dışında yalnızca mahkeme kararıyla hüküm ve sonuçlarının ortadan kaldırılması mümkündür ki, söz konusu işlemlere karşı da dava açılmasının süresi ve yolu yine kanunla belirlenmiş olup, bu yol ve süre dışında ilgili idari işlemin mahkemece değerlendirilme olanağı da bulunmamaktadır. Aksi takdirde, idarenin işleminin sürekli ortadan kaldırılma riski altında bulunması idarenin sürekliliği ve işleyişi açısından bir duraksama barındıracağı doktrinde ve yargı kararlarında da kendisine yer bulmuş bir düşüncedir.
Yukarıdaki mevzuatın değerlendirilmesinden; davacı adına düzenlenmiş olan ödeme emrinin hukuka uygunluğunun denetlenmesi sırasında, ancak ödeme emrinin bir önceki aşaması olan davacı adına düzenlenmiş ihbarnamenin usulüne uygun kesinleşip kesinleşemediği hususunun incelenmesi söz konusu olabilecektir.
Olayda, davacının 2012, 2013 ve 2014 yıllarında izin almaksızın faiz karşılığı borç para vererek tefecilik yaptığı, bu faaliyetini vergi dairesine bildirmediği, elde ettiği kazancı vergi dışı bıraktığı ve vermesi gereken beyannameleri vermediği hususlarının tespit edilmesi üzerine mükellefiyet kaydı tesis edilerek hakkında vergi ziyaı cezalı gelir vergisi, gelir geçici vergi ve banka ve sigorta muameleleri vergisi tarh edildiği ve özel usulsüzlük cezaları kesilerek davacıya tebliğ edildiği, davacı tarafından bu işlemlere karşı açılan davalarda verilen dilekçe ret kararları üzerine yeniden dava açılmadığı, dolayısıyla kamu alacağının kesinleştiği görülmekle, kesinleşmiş kamu alacağı nedeniyle davacı adına ödeme emri düzenlenmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı açıktır.
Bu durumda, dava konusu ödeme emirlerinin belirtilen kısımlarında hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmakla, davalı idarenin temyiz isteminin bu gerekçeyle kabulü ile Daire kararına katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.