Esas No: 2016/14962
Karar No: 2021/3818
Karar Tarihi: 06.07.2021
Danıştay 4. Daire 2016/14962 Esas 2021/3818 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/14962
Karar No : 2021/3818
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına düzenlenen …. tarih ve … ve … takip numaralı ödeme emirlerinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; dava konusu ödeme emirleri içeriği borcun, katma değer vergisi, gecikme faizi ve damga vergilerine ilişkin kısımlarının Mahkeme kararıyla iptal edilmesi sonrası takipten kaldırılmış olduğu dolayısıyla davanın bu kısımlar yönünden konusuz kaldığı, ödeme emirleri içeriği vergi ziyaı cezalarının ise dava açılmaksızın kesinleşmiş bulunduğu buna göre vergi ziyaı cezaları yönünden ödeme emri düzenlenmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kısmen reddine, kısmen karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, dava konusu ödeme emirlerinin ihtirazi kayıtla verilen beyannameler üzerine tahakkuk eden borçlardan oluştuğu ve söz konusu beyannamelere karşı açılan davanın kabulüne karar verildiği, haksız ve hukuka aykırı kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Vergi Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu …. Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. 492 sayılı Harçlar Kanunu'na bağlı (3) sayılı Tarife uyarınca, 123,60 TL maktu karar harcından, varsa evvelce ödenen harcın mahsubundan sonra kalan harç tutarının temyiz eden davacıdan alınmasına,
5. Dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
6. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş (15) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06/07/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un olay tarihinde yürürlükte olan “ödeme emri” başlıklı 55. maddesinde, amme alacağını vadesinde ödemeyenlere, 7 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı, “ödeme emrine itiraz” başlıklı 58. maddesinde, kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahsın, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hususlarında yedi gün içinde dava açabileceği düzenlemelerine yer verilmiştir.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 341. maddesinde, "vergi ziyaı, mükellefin veya sorumlunun vergilendirme ile ilgili ödevlerini zamanında yerine getirmemesi veya eksik yerine getirmesi yüzünden verginin zamanında tahakkuk ettirilmemesini veya eksik tahakkuk ettirilmesini ifade eder" şeklinde tanımlanmıştır.
Buna göre vergi ziyaı cezası hesaplanabilmesi için öncelikle ziyaa uğratılan bir verginin bulunması gerektiği açıktır.
Dosyanın incelenmesinden; davacı adına düzenlenip tebliğ edilen ödeme emirleri içeriğinin ihtirazi kayıtla verilen beyannameler üzerine gerçekleşen tahakkuklar olduğu, ilgili tahakkuklara karşı açılan davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.
Olayda; her ne kadar davacının vergi ziyaı cezalarını dava konusu etmediğinden bahisle söz konusu borcun aranabileceği gerekçesiyle karar verilmişse de, ortada ziyaa uğratılan bir verginin bulunmadığının Mahkeme kararıyla ortaya konulmuş olduğu dikkate alınarak, davacının "borcum yoktur" kapsamındaki itirazının değerlendirilmesi suretiyle, yukarıdaki mevzuat uyarınca davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken belirtilen gerekçeyle verilen Mahkeme kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, Mahkeme kararının bozulması gerektiği görüşüyle daire kararına katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.