11. Hukuk Dairesi 2019/78 E. , 2019/7164 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Asliye Hukuk Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 05/07/2018 tarih ve 2017/276-2018/375 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının 1970-1983 yılları arasında Almanya"da işçi olarak çalışıp, 1984 yılında yurda kesin dönüş yaptığını, Almanya"da çalıştığı dönemde sigorta primlerinin ödendiğini, 60 yaşını doldurduğunda emekli olabileceği düşüncesiyle yurda döndükten sonra sigorta primlerinin akıbeti ile ilgilenmediğini, 2012 yılı Eylül ayı içerisinde sigorta primlerinin kendisine ödenmesi için yaptığı başvuru sonrasında 10.06.1984 tarihinde Ankara Merkez Bankasına ödemenin yapılmış olduğunun öğrenildiğini, 31.05.2013 tarihli dilekçe ile ödeme yapılması istenilmişse de sonuç alınamadığını ileri sürerek 11.972,54 € (23.346.47 DM)"nin Almanya SGK tarafından davalı bankaya ödeme tarihi olan 10.06.1984 tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, TTK"nın 68/1 maddesi uyarınca bankanın ticari defter ve dayanaklarını 10 yıl saklamakla yükümlü olduğunu, davacının başvurusu sonucu Alman Sigorta Kurumu’ndan gelen DM 23.346,47"lik ödeme kararının 30.07.1984 tarihinde davacı tarafından teslim alındığını, yaklaşık 29 yıl sonra açılan davanın zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, Alman Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından davacıya ait sigorta primlerinin davalı bankaya gönderildiği, davacının söz konusu tutarın davalı bankaya havale edileceğinden bilgisi olduğu, paranın yatırılmasından sonra davacının davalı banka nezdinde ilk kez başvuruda bulunduğu 31/05/2013 tarihine kadar herhangi bir işlemi, başvurusu yada talebinin bulunmadığı, dava konusu paranın davacı ve eşi adına İzmir şubesinde açılan müşterek hesaba aktarıldığı ve meblağın davacının eşine ödenmiş olduğu, davacının bu hesaba ilişkin bir alacağının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve hesaba bağlı olarak düzenlenen kredili mektubun davalı bankanın elinde olduğu, nakde çevrilip hesabın kapatıldığı anlaşılmasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 8,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 13/11/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.