16. Hukuk Dairesi 2016/14927 E. , 2020/2191 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TESCİL
KANUN YOLU: TEMYİZ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı ..., ... Köyü çalışma alanında bulunan ve 2002 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında yol olarak tespit harici bırakılan taşınmaz bölümleri hakkında, tapu kaydına ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece verilen önceki tarihli hüküm, Yargıtay 1. Hukuk Daresinin 2007/3901-2007/7123 Esas, Karar sayılı kararı ile "... davacının dayandığı tapu kayıtlarında davacıdan başka paydaşlar bulunduğu ve kayıt maliklerinin aralarında zorunlu dava arkadaşlığı olduğu belirtilerek, davacı ile birlikte paydaş olan kişilerin davaya katılması suretiyle taraf teşkilinin sağlanması" gereğine değinilerek bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, 18.05.2014 tarihli fen bilirkişi raporuna ekli kroki 1"de kırmızı kalem ile işaretli 361,72 metrekarelik kısım ile kroki 2"de kırmızı kalem ile işaretli 309,73 metrekarelik kısımın yol olarak iptali ile son parsel numarası verilerek davacı ve dahili davalılar adına hisseleri oranında tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, tapu kaydına ve zilyetliğe dayanarak eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, dava konu taşınmaz bölümleri üzerinde davacı ve dahili davalılar yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Şöyle ki, davacının dayandığı tapu kayıtları ile komşu parsellerinin tapu kayıtları ve kadastro tutanakları ve varsa tespite dayanak belgeleri getirtilmemiş; komşu taşınmazların kök kayıtlarının çekişmeli taşınmaz yönünü ne okuduğu üzerinde durulmadığı gibi, TMK"nın 713/4. ve 5. fıkraları gereğince yasal ilanlar da yapılmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayanılarak hüküm kurulması usul ve yasaya uygun düşmemektedir.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için mahkemece öncelikle, davacının dayandığı tapu kayıtlarının tesisinden itibaren tüm tedavülleri ve dava konusu taşınmaza komşu parsellere ait kadastro tutanakları ve varsa tespite esas belgeler ile tapu kayıtları ve dava konusu taşınmaz bölümlerine ait kadastro tarihine yakın yüksek çözünürlüklü uydu fotoğrafları ilgili yerlerden getirtilerek dosya ikmal edilmeli ve bundan sonra mahallinde, yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile ziraat bilirkişisi ve fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmak suretiyle, davacının dayandığı tapu kaydının varsa öncelikle haritası ve tapu kaydının revizyon gördüğü taşınmazlar hükmen tescil edildiklerinden bu taşınmazların haritaları teknik bilirkişi aracılığı ile zemine uygulanarak 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 20/A maddesi uyarınca kapsamları haritasına göre belirlenmeli, haritasının bulunmaması ya da uygulama kabiliyetinin olmaması halinde tapu kaydının sınırlarına itibar edilerek, yerel bilirkişilerin yardımı ve fen bilirkişilerinin eliyle zemine uygulanmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsellere ait kadastro tutanakları ve dayanaklarıyla denetlenmeli, dava konusu bölümlerin tapu kaydının kapsamında kalmadığının anlaşılması halinde, davacının zilyetlik hükümlerine de dayanmış olması nedeniyle yerel bilirkişi ve tanıklardan; taşınmazın öncesinin ne olduğu, taşınmaz üzerinde zilyetliğin bulunup bulunmadığı, varsa hangi tarihte ve ne zaman başladığı, zilyetliğin sürdürülüş biçimi, kimden kime ve nasıl intikal ettiği hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, beyanları arasında oluşabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak giderilmeye çalışılmalı; fen bilirkişine, uygulanan tapu kaydının kapsadığı alanı gösterir şekilde keşfi takibe ve denetlemeye imkan veren rapor ve kroki düzenlettirilmeli ve bu şekilde, varsa revizyon gördüğü parseller de göz önüne alınarak dayanılan tapu kaydı ve çekişmeli taşınmaza komşu taşınmazlara ait kadastro tespit tutanakları ve dayanakları ile tapu kayıtları yöntemince zemine uygulanmak suretiyle, davacının dayandığı tapu kaydının çekişmeli taşınmaz bölümlere uyup uymadığı kesin olarak belirlenmeli; dayanılan tapu kaydı sınırları itibariyle gayri sabit sınırlı olduğundan miktarı ile geçerli olacağı gözetilmeli; ziraat mühendisi bilirkişinden, taşınmazın toprak yapısını ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, taşınmaz üzerindeki bitki örtüsünü, taşınmazın imar-ihyaya konu olmaya başladığı ve imar-ihyanın tamamlandığı tarihi bildirir ve komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi ve taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğraflarını da içerir, bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece, bu hususlar gözetilmeksizin, eksik araştırma ve incelemeye dayanılarak hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi, tescil davalarında TMK"nın 713/4. ve 5. fıkraları gereğince keşif sonucu elde edilen bilirkişinin rapor ve krokisine göre gerekli yerel ve gazete ilanlarının yöntemine uygun bir biçimde yapılması, ilanın yapıldığı gazete ile ilan tutanaklarının dosya arasına konulması ve yasal 3 aylık sürenin dolmasının beklenilmesi gerektiği halde, sözü edilen yasal ilanların yapılmamış olması da isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24.06.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.