Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/3295
Karar No: 2020/1444

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2019/3295 Esas 2020/1444 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2019/3295 E.  ,  2020/1444 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen davada Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 13/11/2017 tarih ve 2017/337 E.- 2017/998 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi’nce verilen 03/04/2019 tarih ve 2018/233- 2019/427 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle 6100 sayılı Kanun’un 369. maddesi gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
    Davacı vekili, davalının yetkilileri tarafından paranın istendiği an geri alınabileceği ve yüksek oranda kâr verileceği taahhüdü ile nakit para topladığını, müvekkilinin bu beyanlara güvenerek ortaklık durum belgesi karşılığında davalılara 23.475,00 DM yatırdığını, davalının dolandırmak kastıyla birçok kişiyi kandırarak bir takım belgeler karşılığı şirket kayıtlarına geçirdiğini, hukuken ortaklığın kabul edilemeyeceğini, davalının müvekkilinin uğradığı zarardan sorumlu olduğunu belirterek geçerli şekilde ortaklık ilişkisi kurulmadığından toplam 23.475,00 DM"nin dava tarihindeki TL karşılığından fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak üzere şimdilik 20.000,00 TL"nin avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama aşamasında talebini 40.000,00 TL olarak ıslah etmiştir.
    Davalı vekili, davacının iddia ettiği ödeme tarihinin çelişkili şekilde açıklandığını, davacının teminat göstermek zorunda olduğunu, dayanak gösterilen belgenin müvekkilini ilzam etmediğini, hile iddiasının yasal dayanağı bulunmadığını, bu iddiaya hukuki üstünlük tanınması halinde bir yıllık hak düşürücü sürenin gözetilmesi gerektiği, hak düşürücü ve zamanaşımı sürelerinin dolduğunu, haksız fiil hükümlerinin uygulanamayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    İlk Derece Mahkemesince, taraflar arasında hukuken geçerli bir ortaklık ilişkisinin olmadığı, hükümsüz bir ilişkinin varlığı halinde hak düşürücü süre ve zamanaşımı süresinden söz edilemeyeceği, davalıların SPK"ya sundukları tahsilat dağılım listelerinin davacı lehine delil niteliği taşıdığı, anılan listelerde davacı tarafından davalı şirkete toplam 11.246,00 Euro ödendiğinin yer aldığı, davacının davalı şirkete 23.475,00 DM verdiğini belirttiği, bu bedelin 12.002,00 Euro"ya isabet ettiği, SPK listesinde yeralan miktarın davacının iddia ettiği miktardan düşük olması nedeniyle listenin esas alınması gerektiği, ortaklık durum belgesinin nakit hanesi ve Baco belgesi
    nedeniyle davacıya yapılan toplam 1.040,00 Euro"nun davacı alacağından düşülmesi gerektiği bu durumda davacının bakiye 10.206,00 Euro alacağı bulunduğu, davacının TL olarak tahsil talebinde bulunduğu, alacak TL"ye çevrildiğinde 40.007,52 TL"ye tekabül ettiği, davacının talebinin ise 40.000,00 TL olduğu, davalının dava tarihi itibarıyla temerrüte düştüğü gerekçesiyle davanın kabulüne, 40.000,00 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yıllık %9,75 ve değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
    Karara karşı, davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesince, ilk derece mahkemesinin alacak davasının kabulü yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle, davalı vekilinin istinaf başvurularının HMK"nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
    HMK"nın 6763 sayılı Kanunun 42. maddesi ile değişik 362/1-a maddesi hükmüne göre, Bölge Adliye Mahkemelerinin miktar veya değeri 40.000,00 TL"yi geçmeyen davalara ilişkin verdiği kararlar aleyhine temyiz yoluna başvurulamaz. Bu miktar, HMK"nın Ek 1. maddesi uyarınca, Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm tarihi itibarıyla 58.800,00 TL"dir. Dava, 40.000,00 TL’nin davalıdan tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece dava bu miktar üzerinden kabul edilmiş ve bölge adliye mahkemesi tarafından davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Bu durumda yukarıda anılan madde hükmüne göre davalıdan tahsiline karar verilen miktarın temyiz sınırının altında kaldığı anlaşılmaktadır. HMK"nın 366. maddesi delaletiyle kıyasen uygulanması gereken aynı Kanunun 346/2. maddesi hükmü uyarınca, kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında Bölge Adliye Mahkemesince bir karar verilmesi gerekmekle birlikte, Yargıtay tarafından da bu yönde karar verilebileceğinden, davalı vekilinin kesin olan karara yönelik temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerde davalı vekilinin temyiz isteminin REDDİNE, işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 17/02/2020 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.



    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi