10. Hukuk Dairesi 2014/190 E. , 2014/8577 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ankara 12. İş Mahkemesi
Tarihi :03.10.2013
No :2011/601-2013/813
Davacı, davalı TRT Genel Müdürlüğü nezdinde 25.05.1991-30.06.2006 yılları arasında saz sanatçısı olarak çalışmış olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilâmda belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulü ile davacının 25.05.1991-30.02.2006 tarihler arası kısmi zamanlı 841 gün çalıştığının tespitine dair hüküm kurulmuştur.
Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun Geçici 7. maddesi uyarınca davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesidir. Anılan Kanunun 6. maddesinde ifade edildiği üzere, “sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve vazgeçilemez.” Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkin olduğundan, özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde re’sen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır. Ayrıca, 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesi hükmüne göre; Kuruma bildirilmeyen hizmetlerin sigortalı hizmet olarak değerlendirilmesine ilişkin davanın, tespiti istenen hizmetin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içinde açılması gerekir. Bu yönde, anılan madde hükmünde yer alan hak düşürücü süre; yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalışmaları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar için geçerlidir. Bir başka anlatımla; sigortalıya ilişkin olarak işe giriş bildirgesi, dönem bordrosu gibi yönetmelikte belirtilen belgelerin Kuruma verilmesi yada çalışmaların Kurumca tespit edilmesi halinde; Kurumca öğrenilen ve sonrasında kesintisiz biçimde devam eden çalışmalar bakımından hak düşürücü sürenin geçtiğinden söz edilemez. Ne var ki; sigortalının Kuruma bildiriminin işe giriş tarihinden sonra yapılması, bir başka ifade ile sigortalının hizmet süresinin başlangıçtaki bir bölümünün Kuruma bildirilmeyerek sonrasının bildirilmesi ve Kuruma bildirimin yapıldığı tarihten önceki çalışmaların, bildirgelerin verildiği tarihi de kapsar biçimde kesintisiz devam etmiş olması halinde, Kuruma bildirilmeyen çalışma süresi yönünden hak düşürücü sürenin hesaplanmasında; bildirim dışı tutulan sürenin sonu değil, kesintisiz olarak geçen çalışmaların sona erdiği yılın sonu başlangıç alınmalıdır.
Dosyanın tetkikinde, davacının, hizmet cetvelinde, talep konusu dönem içinde 15.02.1999-99/2 dönem arasında TRT Ankara Radyosu’ndan, 10.02.2004-31.07.2005 tarihler arası tam zamanlı 1037391 numaralı işyerinden, 27.02.2004-2005/5 ve 15.09.2005-15.12.2005 tarihler arasında 77361 ve 60102 numaralı işyerlerinden kısmi süreli bildirimler bulunduğu belirgindir. Bu işyeri numaralarının, davalı TRT’ye ait olup olmadığının dosya içindeki bilgi ve belgelerden anlaşılmadığı, davacının, talep konusu dönemde her yıl olmak üzere değişen sayıda istisna akdi ve götürü bedel hizmet alım sözleşmesi adı altında sözleşmeleri bulunduğu anlaşılmıştır. Mahkemece, davacının haftada 3 gün, günde 3 saat üzerinden 841 gün talep konusu dönemde çalıştığı şeklinde hüküm tesis edilmiştir. Mahkemenin kabulü eksik inceleme ve araştırmaya dayalıdır.
Mahkemece yapılacak iş, 10.02.2004-31.07.2005 tarihler arasında başka işyerinden tam zamanlı ve bildirimlerin bulunduğu dikkate alınarak davacının, 1991-2006 yılları arasında geçtiğini iddia ettiği çalışmalarının gerçekliği, işin ve işyerinin kapsam ve niteliğiyle süresinin belirlenebilmesi amacıyla; davacının çalışmaları ve hak düşürücü sürenin tayini ile ilgili tüm delillerin toplanmadığı anlaşılan eldeki davada, davalı işverenden, davacının tespitini talep ettiği döneme ilişkin bütün ödeme belgelerinin onaylı sureti istenmeli ve aynı dönemlere ilişkin davacının katıldığı programların varsa yazılı, sesli veya görüntülü kayıtları temin edilmeli, aynı şekilde davacının katılmış olduğu programların rejisörleri veya yetkilileri tanık sıfatı ile dinlenilmeli, temin edilen yazılı, sesli ve görüntülü program kayıtları ve tüm dosya uzman bilirkişiye tevdii edilip, Hukuk Genel Kurulunun 2011/21-130 esas, 2011/150 karar sayılı hükmünde ayrıntılı şekilde anlatıldığı üzere, davacının çalışmasının kısmi süreli (part time) çalışma niteliğinde olup olmadığı, bu nitelikte bir çalışma ise, bir ayda kaç güne tekabül edecek nitelikte olduğu hususunda yine uzman bilirkişiden rapor alınmalı, böylelikle davacının tespit tarihleri arasında çalışmasının olup olmadığı ve varsa kesintili mi yoksa blok çalışma mı olduğu, gerçekte kaç gün olduğu tespit edilip, buna göre hak düşürücü süre tespiti yapılmalı, böylece bu konuda gerekli tüm soruşturma yapılarak uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip; deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.
Mahkemenin, yukarıda açıklanan esaslar doğrultusunda, araştırma yaparak, elde edilecek sonuca göre bir karar vermesi gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davacı ve davalılardan TRT Gen. Müd."ne iadesine, 14.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.