21. Hukuk Dairesi 2017/3863 E. , 2018/5737 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
TÜRK MİLLETİ ADINA
Davacı, davalılardan işverenlere ait işyerinde 15.05.1994 – 01.04.2010 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığından reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı ve davalılardan Kurum vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
Dava, davacının 15/05/1994-01/04/2010 tarihleri arasında davalı işverenlere ait 34 M 0417 plakalı araçta şoför olarak geçen ve Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, Dairemizin 09/06/2016 tarih, 2015/16535 Esas ve 2016/9444 Karar sayılı Bozma ilamı üzerine hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davalı işverenler adına tescilli bir işyerinin bulunmadığı, davacının 20/05/2006-19/01/2007 tarihleri arasında ... sicil numaralı işyerinden ve 14/05/2007-31/05/2008 tarihleri arasında .... sicil numaralı işyerinden hizmet bildirimlerinin yapıldığı, 01/08/2008-30/07/2012 tarihleri arasında ... ... sigortalısı olduğu, davacının çalıştığını beyan ettiği ... plakalı aracın trafik kaydına göre 10/10/1988-11/08/2000 tarihleri arasında ... adına, 11/08/2000-17/03/2008 tarihleri arasında... adına, 17/03/2008-20/04/2011 tarihleri arasında ...-... adına kayıtlı olduğu, davacı vekilinin davacının dava konusu dönem boyunca davalılara ait araçta çalıştığını ancak hastane hizmetlerinden faydalanmak için sigorta kaydının yapıldığını ve daha sonra da ..."lu olarak prim yatırdığını beyan ettiği anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Kimi ayrık durumlar dışında, resmi belge veya yazılı delillerin bulunması, sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olur. Ne var ki bu tür kanıtlar salt bu nedene dayanarak istemin reddine neden olmaz; aksi durumun ispatı olanaklıdır. Somut bilgilere dayanması inandırıcı olmaları koşuluyla, Kuruma bildirilen dönem bordro tanıkları ve komşu işyerinin kayıtlı çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen diğer kanıtlarla dahi sonuca gitmek mümkündür.
Mahkemenin bu tür davaların kişilerin ... güvenliğine ilişkin olması ve kamu düzenini ilgilendirdiğini göz önünde tutarak gerektiğinde; doğrudan soruşturmayı genişletmek suretiyle ve olabildiğince delilleri toplaması gerekmektedir. Bu yön, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555, 5.2.2003 gün 2003/21-35-64, 15.10.2003 gün 2003/21-634-572, 3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 2004/21-479-578, 10.11.2004 gün 2004/21-538 ve 1.12.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
Yukarıda açıklanan hususlar, yeterli ve gerekli bir araştırmayla ve deliller hep birlikte değerlendirilerek aydınlığa kavuşturulduktan sonra, o çalışmanın sigortalı çalışma niteliğinde olup olmadığı ya da ne zaman bu niteliğe kavuştuğu yönü üzerinde durulmalı ve çalışmayı kapsama alan yasanın yürürlük tarihinden sonraki dönem için hizmetin tespitine karar verilmelidir.
Somut olayda, davacının dava konusu dönem içerisinde dava dışı işyerlerinden bildirimlerinin yapıldığı, davacının, sigortasız çalıştırılması nedeniyle sigortadan mahrum kalmaması için söz konusu bildirimlerin yapıldığını beyan ettiği anlaşıldığından öncelikle bu hizmetlerin gerçek çalışmaya dayalı olup olmadığının tespit edilmesi ve söz konusu hizmetler iptal edilmeden eldeki davada görülmekte olan hizmet tespitine ilişkin talep hakkında bir karar verilemeyeceğini göz önünde bulundurarak davacının dava dışı işyerlerinden yapılan bildirimlerin iptalini isteyip istemediğinin belirlenmesi gerekmektedir. Bu durumun açığa kavuşturulmasından sonra ise davacının hizmet tespitine yönelik talebi bakımından çalışmanın dava konusu dönem boyunca blok çalışma olarak devam ettiğinin anlaşılması halinde hak düşürücü sürenin söz konusu olamayacağını dikkate alarak araştırma genişletilmeli ve böylece davacının çalışma olgusunun yeterli ve gerekli bir araştırmayla hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak sağlıklı bir biçimde belirlenerek sonuca gidilmelidir.
Yapılacak iş; davacının dava dışı işyerlerinden yapılan hizmet bildirimlerinin davalı işyeri ile bağlantısı bulunup bulunmadığını ve gerçek bir çalışmaya dayalı olup olmadığını araştırmak, bu çalışmalar iptal edilmeden eldeki davada görülmekte olan hizmet süresinin tespitine karar verilemeyeceğinden davacının bu çalışmaların iptalini isteyip istemediğini belirlemek, iptalinin talep edilmesi halinde söz konusu çalışmaları bildiren işverenleri de davaya dahil edip araştırmayı genişletmek, bu çalışmaların fiili olmadığının ve iptalinin gerektiğinin anlaşılması halinde davacının çalışmalarının dava konusu dönem boyunca blok çalışma olarak devam etmesi durumunda hak düşürücü sürenin söz konusu olmadığını göz önünde bulundurarak 11/08/2000-17/03/2008 tarihleri arasında aracın sahipleri arasında bulunan..."ın davalı sıfatıyla davada bulunmasını sağlamak, davacının çalıştığını iddia ettiği hatta çalışan diğer şoförleri kolluk aracılığıyla belirleyip davacının çalışmasıyla ilgili beyanlarını almak, davacının dava konusu dönem boyunca aldığı trafik cezalarını araştırmak, davacı tarafından davalı işverenlere karşı açılan işçilik alacakları dosyasını dosya arasına alarak bu dosyada toplanan delilleri de değerlendirmek ve gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde ortaya koyduktan sonra davacının çalışmasının sürekli çalışma olduğu anlaşılırsa sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı vekili ile davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine
28/06/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.