9. Hukuk Dairesi 2016/10253 E. , 2019/22237 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili; davalı şirket bünyesinde 23 / 12 / 2004 - 28 / 02 / 2011 tarihleri arasında elektrik teknisyeni olarak çalıştığını, işe başladıktan bir süre sonra sendika üyesi olduğunu, üyelikten sonra davacının rızası alınmadan yevmiyesinin düşürüldüğünü, davacının hizmet süresi içinde bu değişikliğe ses çıkarmadığını, taraflar arasında imzalanan TİS"in İş Kanunun emredici hükümlerine aykırı olamayacağını, davacıya işçilik haklarının eksik ödendiğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve eksik ödenen ücret alacağının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili; davacının 21 / 02 / 2005 tarihinde sendika üyesi olduğunu, üyesi olduğu sendikayla TİS yapıldığını ve bundan sonra TİS hükümlerinin uygulandığını, iş sözleşmesinin 657 sayılı yasanın 4 / C maddesi gereğince feshedildiğini, davacının tüm haklarının ödendiğini ve 17 / 12 / 2010 tarihli ibraname alındığını, ayrıca taleplerin zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece davanın kısmen kabulü ile ihbar tazminatı ve ücret alacağının davalıdan tahsiline hükmedilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
Davacı işçi, iş sözleşmesi ile belirlenen temel ücretinin toplu iş sözleşmesi ile düşürüldüğünü, sonrasında toplu iş sözleşmesi ile belirlenen ücret artışlarının düşük ücretle yapıldığını, bu durum nedeniyle iş akdini haklı nedenle feshettiğini ileri sürerek fark kıdem ve ihbar tazminatları ile ücret farkı alacağının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı işveren, toplu iş sözleşmesi ile davacının gelirlerinde artış meydana geldiğini, toplu iş sözleşmesi ile kararlaştırılan tüm ücret ve sosyal yardımlarının ödendiğini savunmuştur.
Mahkemece, "... İş Kanunu " nun 22. maddesine göre , işçinin ücretlerinin düşürülmesi iş sözleşmesinde esaslı değişiklik olduğundan işçinin yazılı rızasının alınması zorunludur, yazılı rıza alınmadan değişiklik yapılması mümkün değildir. Bu kuralının istisnası işçinin , değişikliği kuşkuya yer vermeyecek şekilde kabul anlamına gelen davranışlarda bulunması suretiyle çalışma koşullarındaki değişikliği kabul etmesidir. Keza , çalışma koşullarının işçi lehine olarak değiştirilebileceği ve bunun iş sözleşmesi hükmü olarak geçerli olduğu 2822 sayılı Yasanın 6. maddesinde belirtilmiştir. Somut olayda , davacı TİS ’ten önce imzaladığı iş sözleşmesinde çıplak ücret dışında başkaca bir sosyal hakka sahip değilken , TİS ile ikramiye ve diğer başkaca bir kısım sosyal haklara kavuşmuştur. Bu durumda TİS ile davacı işçi lehine düzenleme yapıldığı açıktır. Dolayısıyla davacının TİS öncesi aldığı yevmiye ile TİS sonrası aldığı yevmiye arasındaki ücret farkı nedeniyle eksik hesaplanan kıdem ve ihbar tazminatları ile eksik ödenen ücretlerinin kendisine ödenmesi gerekir..." gerekçesiyle isteğinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davacı işçi 23.12.2004 tarihinde işe başlamış olup, taraflar arasında imzalanan bireysel iş sözleşmesinin 8. maddesinde işçinin sendikaya üye olması durumunda işyerinde uygulanan toplu iş sözleşmesindeki şartlar dahilinde hak ve menfaatlerden yararlanacağı belirtilmiştir.
Davacı işçi işe girdiği tarihten itibaren yaklaşık iki ay sonra sendika üyesi olmuş ve bu arada toplu iş sözleşmesi ile getirilen diğer mali ve sosyal haklardan yararlanmıştır.
Bireysel iş sözleşmesinin 8. maddesinde taraflarca, işçinin ilerde sendikaya üye olması halinde temel ücretin toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre belirleneceği açıkça kararlaştırılmıştır. Bu durumda davacı işçi bireysel iş sözleşmesini imzaladığı sırada, ileride sendika üyesi olması durumunda yevmiyesinin ne kadar olması gerektiği bilmektedir ve buna göre üye olması halinde uygulanacak yevmiye de toplu iş sözleşmesi hükümleri ile aynı doğrultuda belirlenmiştir.
İş sözleşmesinin 8. maddesi hukuken geçerli olup değişiklik yapma yönünde saklı kayıt anlamındadır ve işçinin sendikaya üye olması ile taraflar arasında ücretten indirimi öngören bir sözleşme hükmü olarak sonuç doğurur. Bu durumda çalışma koşullarında işçi aleyhine değişiklik yapıldığı ve İş Kanunu"nun 22. maddesine aykırılık oluştuğundan söz edilemez.
Bireysel iş sözleşmesi ile toplu iş sözleşmesi hükümleri arasında ücretin miktarı yönünden herhangi bir çatışma bulunmadığından, davacının işe girdiği ve sendikaya üye olduğu tarihlerde yürürlükte olan 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu"nun 6/2. maddesine göre, hizmet akitlerinde yer alan işçi lehine hükümlerin uygulanacağı yönündeki kuralın da uygulama imkanı bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davacı işçinin sendikaya üyeliğinin ardından uygulanmaya başlayan toplu iş sözleşmesi hükümleri ile iş sözleşmesinin ücrete dair kuralları arasında tam bir uyum bulunduğu ve davacı işçinin temel ücretinde eksilme olmadığı anlaşıldığından fark ücret ile ihbar tazminatı isteklerinin reddi yerine yazılı şekilde hüküm kurulması hatalıdır.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine, 12/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.