14. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/16057 Karar No: 2019/2032 Karar Tarihi: 06.03.2019
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/16057 Esas 2019/2032 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Özet: Davacılar, davalının önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istemiyle mahkemeye başvurmuştur. Davacılar adına tapuya kayıt ve tescil kararı verilmesi istenmiştir. Mahkeme, davanın kabulü ile davacılar lehine karar vermiştir. Ancak davalı vekili hükmün bozulması için temyiz itirazında bulunmuştur. Kararda, paylı mülkiyet hükümlerine göre önalım hakkının kullanılmasının belirli şartlara tabi olduğuna dikkat çekilmiştir. Bunun için yapılan satışın noter aracılığıyla diğer paydaşlara bildirilmesi gerektiği ve bu sürece üç aylık hak düşürücü sürenin başlaması için satışın alıcı veya satıcı tarafından bildirilmesi gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca davacının tereke adına açıldığının kabul edilmesinin gerekliliği vurgulanarak bu hususun hakim tarafından öncelikle değerlendirilmesi gerektiği ifade edilmiştir. Kanun maddeleri olarak, Türk Medeni Kanunu'nun 733. ve 640. maddeleri kararda açıklayıcı bir şekilde yer almıştır.
14. Hukuk Dairesi 2016/16057 E. , 2019/2032 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 23.01.2013 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkından kaynaklanan tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 10.11.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacılar vekili, davalının 5333 parsel sayılı taşınmazda 14.05.2012 tarihinde 1/2 pay satın aldığını, davalı adına kayıtlı payın iptali ile davacılar adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulü ile, dava konusu 5333 parsel sayılı taşınmazdaki davalı adına kayıtlı olan 1/2 payın iptali ile davacılar adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını kısmen veya tamamen üçüncü bir kişiye satması halinde diğer paydaşlara bu satılan payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir. TMK"nin 733. maddesi gereğince yapılan satışın alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirilmesi zorunludur. Önalım hakkı, satışın hak sahibine bildirdiği tarihin üzerinden üç ay ve herhalde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşer. Bu süre hak düşürücü süre olup mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerekir. TMK’nin 733/3 maddesi gereğince üç aylık hak düşürücü sürenin başlaması için öğrenme yeterli olmayıp yapılan satışın, alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirilmesi gerekir. Noter aracılılığıyla bildirimde bulunulmamışsa iki yıllık hak düşürücü süre içerisinde önalım hakkına dayanılarak tapu iptali ve tescil istenebilir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.09.2005 tarihli, 2005/6-358 Esas, 470 Karar sayılı kararı da bu doğrultudadır. Önalım hakkının kullanılmasında davacının dayandığı pay elbirliği mülkiyetine konu ise tüm ortakların birlikte dava açması veya birinin açtığı davaya diğerlerinin muvafakat etmesi gerekir. Çünkü bu gibi hallerde 11.10.1982 tarihli ve 3/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın tereke adına açıldığının kabulü gerekir. Davaya muvafakat, duruşmaya gelip bu konuda beyanda bulunmakla veya imzası noterce onaylı muvafakat belgesi ibraz edilmesi suretiyle yahut davacı adına davayı takip eden avukata vekalet verilmesi ile sağlanabilir. Bu yolda ortakların tümünün muvafakati sağlanamazsa Türk Medeni Kanununun 640. maddesi hükmü uyarınca murisin terekesine görevli mahkemede temsilci atanması için davacıya süre verilir. Temsilci davacı dışında biri olursa davacının sıfatı sona ereceğinden davayı temsilci takip eder. Dava hakkına ilişkin olan bu hususun hakim tarafından kendiliğinden öncelikle nazara alınması gerekir. Somut olaya gelince; 5333 parsel sayılı taşınmazın 1/2 payının tapuda ... adına kayıtlı olduğu, dosyadaki tapu kaydından anlaşılmaktadır. Ne var ki, dosya içerisinde muris ..."nın mirasçılık belgesi bulunmadığından, taraf teşkilinin sağlanıp sağlanmadığı anlaşılamamaktadır. Davanın ... ve ... tarafından açıldığı, ancak karar başlığında ... ve ... isimli kişilerin gösterildiği gözetilerek mirasçılık belgesinin ilgilisinden getirtilerek, taraf teşkilinin sağlanıp sağlanmadığının denetlenmesi, daha sonra işin esasına yönelik bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile; hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06.03.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.