Esas No: 2021/39
Karar No: 2021/1430
Karar Tarihi: 07.07.2021
Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2021/39 Esas 2021/1430 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2021/39
Karar No : 2021/1430
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Yayıncılık Sanayi ve Ticaret A.Ş.
VEKİLLERİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kurulu
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Onüçüncü Dairesinin 26/10/2020 tarih ve E:2020/247, K:2020/2755 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirkete 2013 yılı Mart ayı "Ticari İletişim Gelir Beyannamesi"ni süresinde vermediği gerekçesiyle 5.390,00-TL idari para cezası verilmesine ilişkin … tarih ve … sayılı Radyo ve Televizyon Üst Kurulu kararının ve Medya Hizmet Sağlayıcı Kuruluşlarının Elde Ettiği Ticari İletişim Gelirlerinin Denetimi ve Bu Gelirler Üzerinden Alınacak Üst Kurul Paylarının Beyan ve Ödenmesine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik'in 5. maddesinin 1. fıkrasının iptaline karar verilmesi istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Onüçüncü Dairesinin 26/10/2020 tarih ve E:2020/247, K:2020/2755 sayılı kararıyla;
Dairelerinin 26/06/2018 tarih ve E:2014/3302, K:2018/2117 sayılı kısmen karar verilmesine yer olmadığı kısmen dava konusu işlemin iptali yolundaki kararının iptale ilişkin kısmına yönelik olarak davalı idare tarafından yapılan temyiz isteminin kabul edilerek Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 20/05/2019 tarih ve E:2018/2815, K:2019/2436 sayılı kararı ile;
"Davacı şirketin 2013 yılı Mart ayında elde ettiği ticari iletişim gelirine ait beyannamesini 6112 sayılı Kanun ve Yönetmelik hükümleri gereğince süresi içinde vermediğinden bahisle dava konusu işlemin tesis edildiği anlaşılmaktadır.
Dava konusu işlemin tesis edildiği dönemde yürürlükte bulunan 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun'un "Gelirlerin Tahsili" başlıklı 42. maddesinin 3. fıkrasında, "Medya hizmet sağlayıcıları, her takvim ayı içinde elde ettikleri ticari iletişim gelirlerini, takip eden ayın 20'sine kadar şekil ve içeriğiyle verilme usul ve esasları Üst Kurul tarafından belirlenen beyanname ile beyan ederler." kuralına yer verildiği;
Dava konusu Kurul kararının alınmasından sonra, bu fıkrada yer alan ve dava konusu işlemin dayanağı olan "takip eden ayın 20'sine" ibaresinin, 11/09/2014 tarih ve 29116 Mükerrer sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 10/9/2014 tarihli ve 6552 sayılı Kanun'un 135'inci maddesi ile "takip eden ayın son gününe” şeklinde değiştirildiği görülmektedir.
5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun yukarıda değinilen hükümlerinin değerlendirilmesinden, idarî yaptırımlar bakımından ceza verilmesinin dayanağı kuralın yürürlükten kaldırılması veya lehe düzenleme yapılması yoluyla ortaya çıkan yeni hukukî durumun dikkate alınması gerektiği sonucuna varılmaktadır.
Ancak olayda; dava konusu Kurul kararından sonra yürürlüğe giren Kanun hükümleri ile davacı şirket sorumlularının gerçekleştirdiği eylem, idari para cezası verilecek eylemler kapsamından çıkarılmamış veya eylem için öngörülen idari para ceza miktarında herhangi bir azalma meydana gelmemiştir. Yalnızca "süresi içinde beyanname vermemek" eylemi ile ilgili idari para cezası verilebilmesi için "süre" koşulu, "takip eden ayın 20'sine kadar"ken, "takip eden ayın sonuna kadar" uzatılmıştır.
Bu bağlamda, söz konusu Kanun değişikliğinin lehe hüküm olduğundan söz edilmesi hukuken mümkün olmayıp, bu gerekçeyle dava konusu Kurul kararının iptali yolunda verilen Daire kararında hukuki isabet bulunmamaktadır." gerekçesiyle davalı idarenin temyiz istemi kabul edilerek Dairelerinin anılan kararının iptale ilişkin kısmının bozulmasına karar verildiği;
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 46. maddesinin 1. fıkrasında, Danıştay dava dairelerinin nihaî kararlarının Danıştayda temyiz edilebileceği; 2575 sayılı Danıştay Kanunu'nun 38. maddesinde, İdari Dava Daireleri Kurulunun, idari dava dairelerinden ilk derece mahkemesi olarak verilen kararları temyizen inceleyeceği; 2577 sayılı Kanun'un 49/4. ve 50. maddelerinde, Danıştay dava dairelerine ısrar imkânı tanınmayıp, Danıştay İdari ve Vergi Dava Daireleri Kurulları kararlarına uyulmasının zorunlu olduğu kuralının yer aldığı;
Aktarılan Kanun hükümlerine göre, Danıştay dava dairelerince ilk derece mahkemesi olarak verilen kararların Danıştay İdari ve Vergi Dava Daireleri Kurullarınca bozulması hâlinde Danıştay dava dairelerine ısrar imkânı tanınmadığından, bozma kararına uyularak İdari Dava Daireleri Kurulu kararında belirtilen gerekçelerle 21/03/2014 tarih ve 2014/31-20 sayılı kurul kararı yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından; ticari iletişim gelirine ilişkin beyannamenin süresi içinde e-posta yoluyla bildirildiği, beyanname aslının ise bu tarihten itibaren 1 ay içinde davalı idareye ulaştırıldığı, dava konusu idari para cezasının hukuki dayanaktan yoksun olduğu, idari para cezasını gerektiren kanun hükmünde lehe değişiklik yapıldığı, Kabahatler Kanunu uyarınca suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise failin lehine olan kanunun uygulanması gerektiği, bu nedenle lehe olan mevcut kanun hükmü gereği dava konusu işlemin hukuka aykırı hâle geldiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Onüçüncü Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … 'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkün olduğu belirtilmiş; dördüncü fıkrasında, "Danıştayın ilk derece mahkemesi olarak baktığı davaların temyizen incelenmesinde bu madde ile ısrar hariç 50. madde hükümleri kıyasen uygulanır." hükmüne yer verilmiş; 50. maddesinin 4. fıkrasında ise, Danıştayın bozma kararına uyulduğu takdirde, bu kararın temyiz incelemesinin, bozma kararına uygunlukla sınırlı olarak yapılacağı hükme bağlanmıştır.
Danıştay Onüçüncü Dairesinin temyize konu kararı; Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 20/05/2019 tarih ve E:2018/2815, K:2019/2436 sayılı bozma kararında belirtilen gerekçeler göz önüne alınarak verilmiş bir karar olduğundan, usul ve hukuka uygun bulunmakta ve bozulmasını gerektirecek bir hukuka aykırılık taşımamaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın Kurulun 21/05/2014 tarih ve 2014/31-20 sayılı kararı yönünden yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Onüçüncü Dairesinin temyize konu 26/10/2020 tarih ve E:2020/247, K:2020/2755 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kullanılmayan … TL yürütmeyi durdurma harcının istemi hâlinde davacıya iadesine,
4. 07/07/2021 tarihinde, oybirliği ile kesin olarak karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.