Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle toplanan delillerden tarafların her ikisinin de evlilik birliğinin gerektirdiği görevleri gereğince yerine getirmediklerinin, böylece evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda eşit kusurlu olduklarının ve Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesindeki boşanma koşullarının gerçekleşmiş bulunduğunun anlaşılmasına göre davalı-davacı kadının aşağıdaki bendin dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Davalı-davacı kadının birleştirilen Türk Medeni Kanununun 197. maddeye dayalı bağımsız tedbir nafakası davasında; birlikte yaşamaya ara verildiği, davalı-davacı kadının ayrı yaşamakta haklı bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacı-davalı kocanın birlik giderlerine katılma yükümlülüğü ve davalı-davacı kadının geçimi için yeterli gelir ve malvarlığı olmadığı gözönüne alındığında; kadının birleşen davasının kabulüyle lehine uygun tedbir nafakası takdiri gerekirken; yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması isabetsiz olmuştur.
SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen nedenlerle ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.07.02.2011(Pzt)