Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/3378
Karar No: 2018/8177
Karar Tarihi: 20.09.2018

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2018/3378 Esas 2018/8177 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2018/3378 E.  ,  2018/8177 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

    KARAR

    Davacı, davalı avukat ile 17/08/2011 tarihinde dava dışı ... Elektrik Yatırım ve Ticaret A.Ş."den 639.805,50 Euro alacağı için ..."da icra takibi başlatması ve itiraz olması halinde ... Mahkemelerinde dava açması konusunda sözleşme imzaladığını, davalının yetkisiz ... 25. İcra Müdürlüğü"nde 2012/666 E. sayılı dosyası ile takip başlattığını, başlatılan takibe itiraz üzerine itirazın iptali istemli ... 12. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2012/92 E sayılı dosyası ile dava açıldığını, anılan iş kapsamında sözleşmenin 4. maddesi uyarınca avukata 32.968,36 Euro ön ödemede bulunulduğunu, icra takibinin ..."da başlatılmasının ve yine ... Ticaret Mahkemesi"nde dava açılacağının belirtilmesine rağmen sözleşmeye ve hukuka aykırı olarak yetkisiz icra dairesinde takibin başlatıldığını, şirketi bilgilendirmediğini, ... 12. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 08/07/2013 tarihli nihai kararında yetkisizlik sebebi ile davanın reddine dair verilen karar nedeniyle şirketin 16 aylık süresinin boşa gittiğini, ayrıca şirketin 1.354,30 TL zarara uğradığını, ... 12. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 25/06/2012 tarihli duruşmasına girmeyerek dosyanın işlemden kaldırılmasına sebebiyet verdiğini, ... 12. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 04/03/2013 tarihli duruşmasına 2 gün kala istifa ederek şirketi zor durumda bıraktığını, yine davalı ile 28/09/2011 tarihinde ikinci bir avukatlık sözleşmesi imzaladığını, bu bağlamda ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nde 2012/85 esas sayılı ile ikame ettirilen davada temsil görevi verilerek 2.882,97 Euro ön ödeme yapıldığını, ikinci sözleşmede de yine ..."daki davanın da bir duruşmasına girmediği gibi şirketi bilgilendirmediğini, şirketin tüm ısrarlarına rağmen dava ile ilgili olarak herhangi bir bilgi vermediğini, aynı şekilde ..."da bulunan dosyadan da istifa ettiğini, Avukatlık Kanunu"nun 41. maddesi uyarınca istifa halinde 15 gün süre ile vekilin görevinin devam ettiğini, istifasından 2 gün sonraki duruşmaya girmeyerek yasal yükümlülüğünü yerine getirmediğini, davalı avukata 16/07/2013 tarihinde keşide edilen ihtardan sonuç alamadıklarını ileri sürerek ön ödemeler sonucundan oluşan zararın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı, 17/08/2011 tarihli sözleşme kapsamında ödenen 32.957,12 Euro"nun 19.194,71 Euro + KDV"sinin ücret peşinatı, kalanın ise dava ve takip masrafıyla ilişkin olduğunu, 28/09/2011 tarihli avukatlık sözleşmesine konu 2.871,67 Euro ödemenin 2.000,00 Euro + KDV"sinin avukatlık ücreti peşinatı olduğunu, kalanın dava ve ulaşım gideri masrafı olarak gönderildiğini, ... 12. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 25/06/2013 tarihli duruşmasına mazeret gönderdiğini, baro odalarından kaynaklanan nedenlerle mazeretin dosyaya girmediğini, bunun üzerine hemen davanın yenilendiğini, herhangi bir hak kaybının oluşmadığını, ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin duruşmasına mazeretsiz girilmediği iddiasının yerinde olmadığını, dosyaya mazeret gönderildiğini ve Mahkemece kabul gördüğünü, davacının Çek Cumhuriyeti"ndeki avukatı aracılığı ile bilgilendirmesinin yapıldığını, buna rağmen henüz davalar devam ederken ve haklı bir sebep olmaksızın azil dahi gerçekleşmeden başka bir avukata vekalet verildiğini, bu hususun dosyaların incelenmesi sırasında öğrenilmesi üzerine yazılı onay alınmaksızın ibraz edilen vekalet sebebi ile istifa etmek durumunda kaldığını, davalar devam ederken 06/02/2013 tarihinde toplantı yapma isteğinin bildirildiğini, bu toplantıda dosyalar hakkında bilgiler verildiğini ancak davacı tarafın başka bir hukuk bürosu ile çalışma isteğini bildirmesi üzerine bu durumun kabullenilemeyeceğini ve bakiye ücretin ödenmesi gerektiğinin bildirildiğini, davacının 12/02/213 tarihinde Av. ... ve başka avukatlara vekalet verdiğini, bunu duyması üzerine 04.03.2013 tarihinde ilgili dava dosyalarına istifa dilekçesini sunduğunu, 06/03/2013 tarihli duruşmaya adı geçen Av. ...’ın girdiğini, anılan hususun 1136 sayılı Avukatlık Yasası"nın 172 ve taraflar arasındaki sözlemeye aykırı olduğunu, ödenen ücretlerin Yasa hükümleri gereğince iade edilmesinin mümkün olmadığını, davacı şirket avukatına dava süreci kapsamında değişik tarihlerde 224 adet mail gönderildiğini ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, Davanın Kısmen Kabulüne, 2.360 Euro"nun 28/07/2013 tarihinden itibaren T.C. Merkez Bankası"nın bir yıllık Euro mevduatına uyguladığı değişik oranlardaki faizi ile birlikte tahsiline, 1.354,30 TL"nin 09/09/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, Fazlaya ilişkin istemin reddine, karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Davacı, davalının vekil olarak takip ettiği dosyalarda zarara neden olduğu gerekçesiyle davaya konu alacağın tahsilini talep etmiştir. Davalı, ileri sürerek vekillik görevini gereği gibi yerine getirdiğini davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 512/1. (eski BK 396/1.) maddesine göre, vekillikten istifa her zaman mümkün olup, bu istifa vekalet ilişkisini ileriye doğru sona erdiren bozucu yenilik doğuran bir işlemdir. Ancak istifa haksız ve müvekkil de bu nedenle zarara uğramışsa, vekil bu zarardan sorumludur. Avukatlık Kanunu"nda ise haksız istifa halinde, vekil yönünden Borçlar Kanunundaki aynı konuya ilişkin düzenlemelere göre daha ağır bir sorumluluk esası getirilmiştir. Gerçekten de, Avukatlık Kanununun 174/1 maddesinde “üzerine aldığı işi haklı bir sebep olmaksızın takipten vazgeçen avukat ücret talebinde bulunamaz.” hükmü mevcut olup, bu hükümle, vekaletten haklı bir neden olmadan istifa eden avukatın, Borçlar Kanunundaki vekalet akdine ilişkin genel düzenlemelerden farklı olarak, herhangi bir zarar şartı olmadan da müvekkile karşı sorumlu tutulduğu görülmektedir. Anılan düzenlemeye göre, haksız olarak işi bırakan, vekaletten istifa eden avukat, ücrete hak kazanamadığı gibi, aksine bir hüküm mevcut değilse aldığı peşin ücretleri, kullanmadığı masraf avanslarını da iş sahibine iade etmek zorundadır.
    Avukatlık Kanununun 171/1 maddesinde düzenlenen “Avukat üzerine aldığı işi kanun hükümlerine göre ve yazılı sözleşme olmasa bile sonuna kadar takip eder.” ve “Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 2. maddesinde düzenlenen “...avukatlık ücreti, kesin hüküm elde edilinceye kadar olan dava, iş ve işlemler ücreti karşılığıdır.” hükümleri gereğince de avukat, aksine sözleşme yoksa, işi sonuna kadar takip edip sonuçlandırmadan ücretini talep edemez. (Bkz. Aynı doğrultuda HGK. 23.3.1983 4/562-156; HGK. 3.7.1987 3/92-599; 13. HD. 2005/15433 E. 2008/3694 K.; 13. HD.2008/6280 E. 2008/11580 K.) Ancak, haksız azil halinde olduğu gibi, avukatın haklı olarak vekillikten istifa etmesi halinde de, işe devam etme olanağı mevcut olmadığından, avukat, haklı istifa tarihi itibariyle muaccel olan vekalet ücreti alacağının ödetilmesini talep edebilir. Öte yandan, vekalet ilişkisi bir bütün olup, vekaletten azil gibi, istifa da, taraflar arasındaki tüm dava ve takiplere sirayet eder. Zira, azil ve istifa ile birlikte vekalet akdinin en önemli unsurlarından olan “güven ilişkisi” de sona ermektedir.
    Bu açıklamalardan sonra dava konusu olaya bakacak olursak; davalının istifa sebebi olarak davacının başka bir avukata vekalet vermesi hususu ileri sürülmüş olup, istifanın haklı olup, olmadığının bu kapsamda değerlendirilmesi, söz konusu istifanın tüm dava ve takip dosyalarına sirayet edeceğinin ve uyuşmazlığın çözümünde önemli olduğunun kabulü gerekir. Oysa ki bilirkişi raporunda, iki dava dosyasından biri için haklı istifa, diğeri için haksız istifa kabul edilmiştir. O halde, mahkemece, Avukatlık Kanununun 171 ve 173. maddeleri ile dairemiz kökleşmiş içtihatları da dikkate alınarak istifanın haklı olup olmadığının belirlenmesi, söz konusu istifanın tüm dava ve takip dosyalarına sirayet edeceği de dikkate alınarak bu hususta ek rapor alınarak bilirkişi raporundaki çelişki giderilmesi, ek raporla çelişki giderilemiyorsa konusunda uzman yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve hatalı bilirkişi raporuna dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
    2-Bozma nedenine göre, davacının ve davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan 1. bent gereği temyiz olunan kararın taraflar yararına BOZULMASINA, 2. bent gereğince davacının ve davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde taraflara iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20/09/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi