12. Hukuk Dairesi Esas No: 2009/17661 Karar No: 2009/26276 Karar Tarihi: 24.12.2009
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2009/17661 Esas 2009/26276 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2009/17661 E. , 2009/26276 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul 6. İcra Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 01/06/2009 NUMARASI : 2009/1261-2009/1090
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü : Borçlar Kanununun 83/son maddesi gereğince; “Yabancı para borcunun vadesinde ödenmemesi halinde alacaklı, bu borcun vade veya fiili ödeme günündeki rayice göre Türk parası ile ödenmesini isteyebilir.” Buna göre alacaklının seçimlik hakkı mevcut olup, fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden ödeme yapılmasını istemesi halinde takip konusu alacak tahsil tarihine kadar yabancı para alacağı olarak değerlendirileceğinden alacaklı, bu alacağa 3095 Sayılı Kanunun 4/a maddesi gereğince vade tarihinden fiili ödeme tarihine kadar Devlet bankalarının o para birimi ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranına göre faiz isteyebilir. Alacaklının, vade tarihindeki kur üzerinden ödeme yapılmasını istemesi halinde ise, bu tarihten itibaren Türk parasına dönüşen alacağına 3095 Sayılı Kanunun 1.maddesine göre yasal faiz isteyebilir. Takibin dayanağı olan İstanbul Asliye Beşinci Ticaret Mahkemesi’nin 26.11.2008 tarih ve 2008/229-704 sayılı kararının hüküm fıkrasının (1) no’lu bendinde “Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın kısmen kabulüne ve davalının İstanbul 13.İcra Müdürlüğü’nün 2003/9963 esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptaline ve takibin toplam 999.426 USD üzerinden devamına, takip tarihinden itibaren ana alacak olan 978.988 USD’ye 3095 Sayılı Yasa’nın 4/a maddesi gereğince değişen oranlardaki döviz faizinin uygulanmasına…” karar verilmiştir. Somut olayda hükme esas alınan bilirkişinin raporunda kamu bankalarının Merkez Bankası’na bildirdikleri azami faiz oranları dikkate alınarak hesaplama yapıldığı görülmektedir. Ancak, anılan bankaların fiilen uyguladıkları oranlar ise Merkez Bankası’na bildirdikleri oranlardan daha düşük bulunmaktadır. Yapılan bu hesaplama hüküm kurmaya elverişli değildir. O halde mahkemece kamu bankalarının fiilen uyguladıkları oranlar tespit edilerek bilirkişiden ek rapor alınıp oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı hesaplamaya itibar edilerek sonuca gidilmesi isabetsizdir. SONUÇ :Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 24/12/2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.