13. Hukuk Dairesi 2016/11586 E. , 2018/8174 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki ayıplı mal davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, dernek yetkililerinin ... Tatil Köyü Sitesi içerisinde kullanılmak üzere, kauçuk hız kesici ve başlık siparişini davalının internet sitesi üzerinden verdiğini, faturaya konu edilen malların kendisine teslim edildiğini, faturaya konu söz konusu malı mesafeli satış sözleşmesi ile satın aldığını, mesafeli sözleşmelere dair yönetmeliğin 7.maddesinde yer alan cayma hakkını kullanarak süresinde malı davalı firmaya iade etmiş olmasına rağmen yetkili firma tarafından bedel iadesi yapılmadığını, sözlü başvuruların sonuçsuz kaldığını belirterek 7.887,12 TL satış bedelinin davalıdan iadesini istemiştir.
Davalı, süresinde cevap vermemiş, ön inceleme duruşmasında davalı vekili; “davacı ile davalı arasında mesafeli sözleşme düzenlenmemiştir, ayrıca geri iade sözleşmesi de dava konusu edilen malda ayıp bulunmamaktadır, davacı tarafından davalıya teslim yapılmamıştır ancak dava konusu edilen mal davalının iş yerinin kapısının önüne bırakılmıştır, davalı da malı alıp deposuna koymuştur, davalı malı davacıya teslime hazırdır, dava konusu ürün için davacı davalıya 7.887,12 TL ödemede bulunmuştur, ancak bu para davacıya iade edilmemiştir, çünkü malda ayıp yoktur” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Somut uyuşmazlık, iş yeri dışında kurulan sözleşmede cayma hakkının süresinde kullanılıp kullanılmadığına ilişkindir.
Mahkemece, davacının 7 günlük süre içinde cayma hakkını kullanarak malı davalıya iade ettiğini, davalının ise davacı tarafından usulüne uygun iade yapılmadığını, malın yaklaşık 10 gün sonra dükkanının önüne bırakıldığını, malda ayıp bulunmadığı için sözleşme bedelinin iade edilmediğini ileri sürdüğünü, davacı vekili mesafeli sözleşme kapsamında 7 günlük süre içerisinde sözleşmeden cayma hakkının kullanıldığı iddiasının haklılığını kanıtlar nitelikte davalının aksi yöndeki iddiasını kanıtlar nitelikte kesin ve inandırıcı delil sunamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Dava dosyasının incelemesinde; davalının cevap dilekçesi vermediği, davalı vekilinin 03.06.2014 tarihli ön inceleme duruşmasında “davacı ile davalı arasında mesafeli sözleşme düzenlenmemiştir, ayrıca geri iade sözleşmesi de dava konusu edilen malda ayıp bulunmamaktadır, davacı tarafından davalıya teslim yapılmamıştır ancak dava konusu edilen mal davalının işyerinin kapısının önüne bırakılmıştır, davalı da malı alıp deposuna koymuştur, davalı malı davacıya teslime hazırdır, dava konusu ürün için davacı davalıya 7.887,12 TL ödemede bulunmuştur, ancak bu para davacıya iade edilmemiştir, çünkü malda ayıp yoktur” şeklinde beyanda bulunduğu, yine 5. celse 26.05.2015 tarihli duruşmada davalı asilin “Davacı şirketimi telefonla arayarak kauçuk hız kesici ve başlık siparişi verdi, ürün ertesi gün davacıya teslim edildi ve ürün bedeli tahsil edildi, ancak yaklaşık on gün sonra davacı ürünü kapı önüne bırakıp gitmiştir, bana iade fatura düzenlenmedi, üründe ayıp olmadığı için ben ürün bedelini davacıya iade etmedim. Ürün depomda bulunuyor” şeklinde beyanda bulunduğu anlaşılmakla davalı ya da davalı vekilinin cayma hakkının süresinde yapılmadığına yönelik açık itirazının olmadığı görülmüştür. O halde mahkemece, davalı ya da davalı vekilinin açıkça cayma hakkının 7 günlük süre içinde yapılmadığı konusunda itirazı bulunmadığı değerlendirilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ve yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 20/09/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.