![Abaküs Yazılım](/6.png)
Esas No: 2021/1158
Karar No: 2021/1419
Karar Tarihi: 07.07.2021
Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2021/1158 Esas 2021/1419 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2021/1158
Karar No : 2021/1419
TEMYİZ EDEN (DAVACILAR): 1- …
2- …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALILAR): 1- …
2- … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …
3-… Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
DAVALILAR YANINDA MÜDAHİL : … Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Altıncı Dairesinin 11/11/2020 tarih ve E:2018/9488, K:2020/10705 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacılara ait …kat … ve … no'lu bağımsız bölümlerin de üzerinde yer aldığı Van ili, Erciş ilçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmazın acele kamulaştırılmasına ilişkin 26/06/2013 tarih ve 2013/4889 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı'nın iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Altıncı Dairesinin 11/11/2020 tarih ve E:2018/9488, K:2020/10705 sayılı kararıyla;
… Belediye Başkanlığı ve … işbirliğiyle yürütülen kentsel dönüşüm projesinde bütünlüğün sağlanması, son derece çarpık, depreme dayanıksız ve sağlıksız yapılaşmanın bir an önce ortadan kaldırılması; modern, sağlıklı ve depreme dayanıklı bir yapılaşmanın gerçekleştirilmesi ve anlaşma yapan hak sahiplerinin kamulaştırmadan kaynaklanan gecikme nedeniyle mağduriyet yaşamaması için uzlaşma sağlanamayan kişilere ait taşınmazların acele kamulaştırılmasına karar verildiği;
Bu kapsamda davacılara en son 19/04/2017 tarihinde, taşınmazdaki hisselerinin anlaşma yoluyla devri için uzlaşma davetiyesi gönderildiği, fakat davacılardan biri uzlaşma görüşmelerine gelmezken, diğeri ile de uzlaşma sağlanamadığı;
Bu durumda, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 27. maddesinde belirtilen acele kamulaştırma şartlarının gerçekleştiği ve bölgenin mevcut kentsel dokusu itibarıyla acele kamulaştırılmasında üstün kamu yararı olduğu sonucuna varıldığından, dava konusu Bakanlar Kurulu kararında hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle,davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davacılar tarafından, dava konusu acele kamulaştırma kararının kamu yararı gözetilmeden verildiği, acele kamulaştırmanın Kanun'da istisnai bir yol olarak öngörüldüğü, davalı idarece acele kamulaştırmayı gerektiren nedenlerin somut bir şekilde ortaya konulması gerektiği, mülkiyet hakkının ihlal edildiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI : Davalı idarelerden … Bakanlığı tarafından, istemin reddi gerektiği savunulmuş, diğer davalı idareler ile davalılar yanında müdahil tarafından ise savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'UN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının gerekçeli onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, davacıların duruşma istemleri yerinde görülmeyerek, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 20/A maddesi uyarınca gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
İLGİLİ MEVZUAT :
Anayasa'nın 40. maddesinin 2. fıkrasında; Devletin, işlemlerinde, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorunda olduğu hükme bağlanmış, 125. maddesinin 3. fıkrasında da; 40. maddedeki düzenlemenin devamı niteliğinde, "İdari işlemlere karşı açılacak davalarda süre, yazılı bildirim tarihinden başlar." hükmüne yer verilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Dava açma süresi" başlıklı 7. maddesinin 1. fıkrasında; dava açma süresinin, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştayda ve idare mahkemelerinde altmış gün olduğu, 2. fıkrasında; bu sürenin, idari uyuşmazlıklarda yazılı bildirimin yapıldığı tarihi izleyen günden itibaren başlayacağı, 4. fıkrasında ise; ilanı gereken düzenleyici işlemlerde dava açma süresinin, ilan tarihini izleyen günden itibaren başlayacağı kuralları düzenlenmiştir.
Aynı Kanun'un "İvedi yargılama usulü" başlıklı 20/A maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde; acele kamulaştırma işlemlerinden doğan uyuşmazlıklar hakkında ivedi yargılama usulünün uygulanacağı, 2. fıkrasının (a) bendinde ise; ivedi yargılama usulünde dava açma süresinin otuz gün olduğu hükme bağlanmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İlgili mevzuat başlığı altında belirtilen Anayasa ve 2577 sayılı Kanun hükümleri uyarınca; özel kanunlarında aksine bir hüküm bulunmadıkça, idari işlemlerde dava açma süresinin başlamasında yazılı bildirimin esas olduğu, dava açma süresi hesabında ilân tarihinin, ancak "ilanı gereken" düzenleyici nitelikteki işlemler açısından dikkate alınacağı, bireysel/subjektif nitelikteki işlemlere karşı ilgililerin, bu işlemlerin kendilerine yazılı olarak bildirildiği tarihten itibaren dava açabilecekleri açıktır.
İdari işlemlere karşı açılacak davalarda sürenin, yazılı bildirim tarihinden başlayacağı kuralı, idari işlemlerin idare tarafından ilgililere açık ve anlaşılır bir biçimde duyurulması ve bu işlemlere karşı idari yollara veya dava yoluna başvurmalarına olanak sağlama amacını taşımaktadır.
Bununla birlikte, idari işlemin niteliğinin ve hukuki sonuçlarının davacı tarafından bütünüyle öğrenildiği kimi davalarda, bilgi edinmenin (ıttılanın) yazılı bildirimin sonuçlarını doğuracağı ve dava açma süresine başlangıç alınacağı Danıştay içtihatlarıyla kabul edilmiştir.
Ancak, bilgi edinmenin (ıttılanın) idari dava açma süresine başlangıç alınacağı şeklindeki genel bir kabul, Anayasa'nın 125. maddesi ve 2577 sayılı Kanun'la bağdaşmadığından, bu istisnai durumun oluştuğu kabul edilerek bilgi edinmenin dava açma süresine başlangıç alınması, idari işlemin niteliği ve doğurduğu hukuki sonuç itibarıyla davacılar tarafından öğrenildiğinin kanıtlanması koşuluna bağlı olup, bu koşulun gerçekleşip gerçekleşmediği de açılan idari davada idari yargı merciince karara bağlanacaktır.
2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nda acele kamulaştırmaya ilişkin Bakanlar Kurulu Kararlarının Resmi Gazete'de yayımlanmasının ilgililere tebliğ hükmünde olduğuna dair bir hükme yer verilmemiştir.
Ayrıca, acele kamulaştırmaya ilişkin işlemlerin Anayasa'da yer alan bir temel hak ve özgürlük olan mülkiyet hakkını kısıtlayıcı nitelikte olması itibarıyla, yazılı bildirim yapılması, Anayasa'da güvence altına alınmış olan hak arama özgürlüğünün de gereğidir.
Bu çerçevede, muhatapları açısından subjektif ve kişisel nitelikte olan acele kamulaştırma kararlarının, uygulanma süresi içerisinde, yazılı bildirim veya öğrenme üzerine yasal dava açma süresi içinde dava konusu edilebileceği açıktır.
Öte yandan, idari işlemlerin nitelikleri gereği özel kanunlarda genel dava açma süreleri dışında ayrı dava açma sürelerinin öngörülmüş olması halinde, idare tarafından idari işlemlerin nitelikleri ve tabi oldukları dava açma süreleri gösterilmedikçe özel dava açma sürelerinin işletilmesine olanak bulunmadığından, Anayasa'nın 40. maddesi hükmü uyarınca, özel dava açma süresine tabi olmasına rağmen bu hususun idari işlemde açıklanmaması halinde, dava konusu idari işlemin tebliği tarihinden itibaren özel dava açma süresinin değil, 60 günlük genel dava açma süresinin uygulanması gerekmektedir.
Bu açıklamalar çerçevesinde, uyuşmazlıkta, dava konusu edilen acele kamulaştırmaya ilişkin Bakanlar Kurulu kararı davacıya tebliğ edilmediğinden, bu işleme karşı öğrenme tarihinden itibaren 60 günlük genel dava açma süresi içerisinde dava açılabileceğinin kabulü gerekmektedir.
Dosyada mevcut bilgi ve belgeler ile UYAP üzerinden gönderilen istek üzerine incelemeye açılan, acele el koyma davasına ilişkin … Asliye Hukuk Mahkemesinin E:… sayılı dosyasında verilen ve içeriğinde dava konusu Bakanlar Kurulu kararının tarih ve sayısı ile mahiyeti belirtilen acele el koyma kararının, görülmekte olan davanın davacılarına tebliğ edildiği tarih tespit edilememiş olsa da; kararın kesinleşme şerhinde mahkemece verilen hükmün taraflara en son 10/02/2017 tarihinde tebliğ edildiği belirtildiğinden, davacıların, 10/02/2017 tarihinde davaya konu acele kamulaştırma kararını, tüm ayrıntılarıyla öğrendiğinin kabulü gerekmektedir.
Bu durumda, acele kamulaştırmaya ilişkin Bakanlar Kurulu kararını 10/02/2017 tarihinde öğrendiği anlaşılan davacılar tarafından, bu tarihten itibaren 60 gün içerisinde ve en son 11/04/2017 (Salı) günü dava açılması gerekirken, bu süre geçirildikten sonra 29/05/2018 tarihinde açılan davanın süre aşımı nedeniyle esasının incelenme olanağı bulunmamaktadır.
Bu itibarla, davanın reddi yolundaki Daire kararında sonucu itibarıyla hukuka aykırılık görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacıların temyiz istemlerinin reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Altıncı Dairesinin temyize konu 11/11/2020 tarih ve E:2018/9488, K:2020/10705 sayılı kararının yukarıda belirtilen gerekçeyle ONANMASINA,
3.Kesin olarak, 07/07/2021 tarihinde esasta oybirliği, gerekçede oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
X-2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 7. maddesinin birinci fıkrasında dava açma süresinin, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştayda ve idare mahkemelerinde altmış gün olduğu; 6545 sayılı Kanun'la eklenen "İvedi yargılama usulü" başlıklı 20/A maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde; acele kamulaştırma işlemlerinin ivedi yargılama usulüne tabi olduğu, ikinci fıkrasının (a) bendinde; ivedi yargılama usulünde dava açma süresinin otuz gün olduğu, aynı fıkranın (b) bendinde ise; ivedi yargılama usulünde bu Kanun'un 11. maddesi hükümlerinin uygulanmayacağı, hükme bağlanmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 7. maddesinin birinci fıkrası uyarınca idari işlemlere karşı özel kanunlarında genel dava açma süreleri dışında ayrı dava açma sürelerinin öngörülmüş olması halinde, idare tarafından idari işlemlerin tabi oldukları dava açma süreleri gösterilmedikçe özel dava açma sürelerinin işletilmesine olanak bulunmamaktadır.
Bununla birlikte, ivedi yargılama usulüne tabi uyuşmazlıklarda dava açma süresinin otuz gün olduğu hususunun da 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nda düzenlendiği gözönüne alındığında, adı geçen Kanun'un 20/A maddesinde getirilen ivedi yargılama usulünde otuz günlük dava açma süresinin ivedi yargılama usulüne tabi uyuşmazlıklar yönünden genel dava açma süresi olarak kabul edilmesi gerekmektedir.
Ayrıca, 2577 sayılı Kanunun 7. maddesinin birinci fıkrasında getirilen özel kanunlarda genel dava açma süresi öngörülmüş ise bu sürenin uygulanacağına yönelik düzenleme uyarınca, ivedi yargılama usulünde uygulanacak otuz günlük dava açma süresi özel kanunda düzenlenmeyip 2577 sayılı Kanun'da düzenlenmesi sebebiyle Anayasa'nın 40. maddesi uyarınca ivedi yargılama usulünde getirilen otuz günlük genel dava açma süresinin özel dava açma süresi olarak da kabulüne imkan bulunmamaktadır.
Dosyada bulunan bilgi ve belgelerin incelenmesinden, dava konusu taşınmazın acele el koyma davasına ilişkin olarak … Asliye Hukuk Mahkemesinin E:… sayılı dosyasında verilen ve içeriğinde dava konusu Bakanlar Kurulu Kararının tarih ve sayısı ile mahiyeti belirtilen acele el koyma kararının, görülmekte olan davanın davacılarına tebliğ edildiği tarih tespit edilememiş olsa da; kararın kesinleşme şerhinde mahkemece verilen hükmün taraflara en son 10/02/2017 tarihinde tebliğ edildiği belirtildiğinden, davacıların, 10/02/2017 tarihinde davaya konu acele kamulaştırma kararını, tüm ayrıntılarıyla öğrendiğinin kabulü gerekmektedir.
Bu durumda, acele kamulaştırmaya ilişkin Bakanlar Kurulu Kararını 10/02/2017 tarihinde öğrendiği anlaşılan davacılar tarafından, bu tarihten itibaren, yukarıda belirtilen Kanun hükümleri gereğince otuz gün içerisinde ve en son 13/03/2017 (Pazartesi) günü dava açılması gerekirken, bu süre geçirildikten sonra 29/05/2018 tarihinde açılan davanın bu nedenle süre aşımı nedeniyle esasının incelenmesine olanak bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davanın reddi yolunda verilen Daire kararının yukarıda belirtilen gerekçeyle onanması gerektiği oyuyla, karara gerekçe yönünden katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.