13. Hukuk Dairesi 2016/26948 E. , 2018/8173 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalılar avukatınca duruşmasız, davacı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde taraflardan gelen olmadığından incelenmenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı şirket ve yöneticisine avukat olarak hizmet ettiğini, ücretlerinin ödenmemesi nedeniyle haklı olarak istifa ettiğini, sözleşmenin 1.ve 2. maddesinde ücretin hesaplanmasına ve dosya bazında kararlaştırılan vekalet ücretlerine ilişkin hüküm olduğunu, ancak davalıların sorumlu oldukları vekalet ücretlerini ve masrafları ödemediklerini, bu nedenle ... ... 11. İcra Müdürlüğü’nün 2013/18320 E. sayılı dosyasında icra takibi yaptığını, davalıların itiraz ettiklerini belirterek itirazın iptaline, takibin devamına, ve ayrıca davalıların ... 7. İcra Müdürlüğü’nün 2009/26471 E. ve ... Fikri Sinai Haklar Mahkemesinde açılan davalardan da feragat etmeleri sebebi ile ücreti vekalet alacağının bulunduğunu, bundan kaynaklı vekalet ücreti ve masraf alacağından şimdilik 5.000,00 TL ücreti vekalet alacağının fazlası saklı kalmak kaydıyla tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar, itirazın iptali davası ile birlikte alacak davasının açılamayacağını, davalılardan ..."in sözleşmede müteselsil kefil olarak yazsa bile sorumlu olmayacağını, hiçbir ücret ve masraf almadan dosya takip etmesinin mümkün bulunmadığını, davacı avukata toplam 22.000,00 TL"lik çek ile ödeme yapıldığını ve ayrıca 3.000,00 TL"nin daha ödendiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, itirazın iptali bakımından; ... ... 11 İcra Müdürlüğü’nün 2013/18320 E sayılı dosyasında asıl alacak 18.831,16 TL üzerinden, işlemiş faiz 1.977,27 TL üzerinden olmak üzere toplam KDV dahil 20.808,43 TL üzerinden itirazın iptaline, her iki davalı yönünden takibin devamına, bu asıl bedele (18.831,16) takip tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine, işin yargılamayı gerektirmesi sebebi ile inkar tazminatı isteğinin reddine, alacak davası yönünden; ıslah dilekçesi ve dava dilekçesi birlikte kabul edilerek 10.813,18 TL"nin dava tarihi olan 5/12/2013 tarihinden yürüyen yasal faizi ile davalılardan müşterek müteselsil tahsiline, karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı ve davalıların sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacının temyizi bakımından; Davacı, davalıların vekili olarak takip ettiği dosyalara ilişkin vekalet ücretinin ve bir kısım masrafların ödenmediği gerekçesiyle vekillik görevinden istifa ettiğini ileri sürerek, davaya konu alacağın tahsilini ve vekalet ücreti alacağının tahsili için başlattığı takibe itirazın iptalini talep etmiştir. Davalı şirket, masrafları fazlasıyla ödediğini ve vekalet ücretini de ödediğini, davalı ... de hasım olmadığını savunarak davanın reddini dilemişlerdir. Mahkemece de, davacı istifası haklı bulunarak kısmen davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 512/1. (eski BK 396/1.) maddesine göre, vekillikten istifa her zaman mümkün olup, bu istifa vekalet ilişkisini ileriye doğru sona erdiren bozucu yenilik doğuran bir işlemdir. Ancak istifa haksız ve müvekkil de bu nedenle zarara uğramışsa, vekil bu zarardan sorumludur. Avukatlık Kanunu"nda ise haksız istifa halinde, vekil yönünden Borçlar Kanunundaki aynı konuya ilişkin düzenlemelere göre daha ağır bir sorumluluk esası getirilmiştir. Gerçekten de, Avukatlık Kanununun 174/1 maddesinde “üzerine aldığı işi haklı bir sebep olmaksızın takipten vazgeçen avukat ücret talebinde bulunamaz.” hükmü mevcut olup, bu hükümle, vekaletten haklı bir neden olmadan istifa eden avukatın, Borçlar Kanunundaki vekalet akdine ilişkin genel düzenlemelerden farklı olarak, herhangi bir zarar şartı olmadan da müvekkile karşı sorumlu tutulduğu görülmektedir. Anılan düzenlemeye göre, haksız olarak işi bırakan, vekaletten istifa eden avukat, ücrete hak kazanamadığı gibi, aksine bir hüküm mevcut değilse aldığı peşin ücretleri, kullanmadığı masraf avanslarını da iş sahibine iade etmek zorundadır.
Avukatlık Kanununun 171/1 maddesinde düzenlenen “Avukat üzerine aldığı işi kanun hükümlerine göre ve yazılı sözleşme olmasa bile sonuna kadar takip eder.” ve “Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi”nin 2. maddesinde düzenlenen “...avukatlık ücreti, kesin hüküm elde edilinceye kadar olan dava, iş ve işlemler ücreti karşılığıdır.” hükümleri gereğince de avukat, aksine sözleşme yoksa, işi sonuna kadar takip edip sonuçlandırmadan ücretini talep edemez. (Bkz. Aynı doğrultuda HGK. 23.3.1983 4/562-156; HGK. 3.7.1987 3/92-599; 13. HD. 2005/15433 E. 2008/3694 K.; 13. HD.2008/6280 E. 2008/11580 K.) Ancak, haksız azil halinde olduğu gibi, avukatın haklı olarak vekillikten istifa etmesi halinde de, işe devam etme olanağı mevcut olmadığından, avukat, haklı istifa tarihi itibariyle muaccel olan vekalet ücreti alacağının ödetilmesini talep edebilir. Öte yandan, vekalet ilişkisi bir bütün olup, vekaletten azil gibi, istifa da, taraflar arasındaki tüm dava ve takiplere sirayet eder. Zira, azil ve istifa ile birlikte vekalet akdinin en önemli unsurlarından olan “güven ilişkisi” de sona ermektedir. Avukatlık Kanununun 173/1. maddesinde “Sözleşmede aksine bir hüküm yoksa, kararlaştırılan avukatlık ücreti yalnızca avukatın üzerine almış olduğu işin karşılığı olup, mukabil dava, bağlantı ve ilişki bulunsa bile başka dava ve icra kovuşturmaları veya her türlü hukuki yardımlar ayrı ücrete tabidir.” hükmü mevcuttur.
Bu açıklamalardan sonra dava konusu olaya bakacak olursak; davacı tarafından davalıya gönderilen 26.04.2012 tarihli ihtarnamede istifa sebebi olarak vekalet ücretinin ödenmemesi hususları ileri sürülmüş olup, mahkemece istifanın haklı olduğu kabul edildiğine göre, davacı avukatın hakettiği vekalet ücretinin sözleşme hükümleri değerlendirilerek belirlenmesi gerekir. Taraflar arasındaki sözleşmenin 1. maddesinde davacı avukat tarafından üzerine aldığı işleri belirlemiş ve 2. maddesinde de söz konusu işler için ödenecek vekalet ücreti düzenlenmiştir. İstifanın haklı olduğu kabul edildikten sonra, sözleşmenin 1. maddesinin c. bendinde yer alan “... Gıda Şirketinin ... Şirketinden alacağı olan 47.663,67 TL ile ilgili olarak icra takibi yapılması ve bu dosyanın takibi” düzenlemesi ile sadece icra dosyasının takip edilmesine ilişkin vekalet ücretinin düzenlendiği, bu dosyaya itiraz edilmesi nedeniyle açılan ... ... 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2010/215 Esas sayılı dava dosyasının da davacı tarafından takip edildiği anlaşılmakla sözleşmenin 2. maddesine göre vekalet ücretinin hesaplanması gerektiği halde hatalı değerlendirme ile itirazın iptali dosyası olan 2010/215 E. sayılı dava dosyasının vekalet ücretinin icra dosyası için öngörülen vekalet ücretinin içerisinde mütalaa edildiği anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, davacı tarafından takip edildiği anlaşılan ... ... 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2010/215 Esas sayılı dosya için sözleşmenin 2. maddesinde belirtilen vekalet ücretinin hesaplanarak hükmedilmesi gerekirken bu husus gözardı edilerek hatalı değerlendirme ile icra dosyasında öngörülen akdi vekalet ücretine dahil edilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
3-Davalı ... Gıda Mad. Tur. San. Tic. Ltd. Şti. temyizi bakımından; Avukatlık Kanununun 173/2. maddesinde, “Avukata tevdi edilen işin yapılması veya yapıldıktan sonra sonucunun alınması için gerekli bütün vergi, resim, harç ve giderler, iş sahibinin sorumluluğu altında olup, avukat tarafından ilk istekle avukata veya gerektiği yere ödenir. Bu harcamaların avukat tarafından yapılabilmesi için yeteri kadar avansın iş sahibi tarafından verilmiş olması gerekir.” hükmü mevcut olup, bu hüküm gereğince, işin görülmesi için gerekli olan tüm masrafların iş sahibi tarafından işin başında avukata ödenmiş olduğu karine olarak kabul edilmeli, bunun aksini ileri süren, başka bir ifade ile müvekkilinden masraflar için avans almadığını iddia eden avukatın da, bu iddiasını ispat etmekle yükümlü olduğu kabul edilmelidir. Dava için yapılan masrafların işin başında ödenmediğinin yasal karine gereği davacı avukatça kanıtlanması gerekir. O halde, mahkemece, Avukatlık Kanunu 171. ve 173. maddeleri ile dairemiz kökleşmiş içtihatları da dikkate alınarak dava masraflarının işin başında davacıya ödenmediği davacı tarafından ispatlanmadığından masraflar yönünden davacının talebinin reddine karar verilmesi gerekirken bu yönüyle davanın kabulüne dair yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
4-Davalı ... temyizi bakımından;
Davalılardan ..., davacı avukat ile davalı ... Gıda Mad. Tur. San. Tic. Ltd. Şti. arasında tanzim edilen 20.01.2010 tarihli avukatlık ücret sözleşmesini kefil olarak imzalamıştır. Vekalet ücreti sözleşmesinde kefilin sorumlu olduğu limit gösterilmemiştir. BK.484. maddesi gereğince kefaletin geçerli olabilmesi için sözleşmenin yazılı şeklide yapılması ve kefilin sorumlu olacağı muayyen miktarın (limitin) gösterilmesi zorunludur. Aksi halde sözleşme kefil acısından geçersizdir. Davacı avukatın, kefalet limiti gösterilmeyen sözleşmeye dayanarak kefilden talepte bulunması mümkün değildir. Öyle olunca yukarıda açıklanan yasa hükmü gereğince davalı kefil ...’den talepte bulunulması mümkün değildir. Mahkemece bu davalı hakkında davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacı ve davalıların sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, 3. bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davalı ... Gıda Mad. Tur. San. Tic. Ltd. Şti yararına BOZULMASINA, 4. bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davalı ... yararına BOZULMASINA, peşin alınan 507,00 TL harcın davacıya, 625,00 TL harcın davalılara iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20/09/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.