(Kapatılan)17. Hukuk Dairesi 2019/6642 E. , 2020/9057 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki ilk derece mahkemesinde görülen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne ilişkin kararın ... Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi’nce yapılan istinaf incelemesi sonucunda; esas yönünden istinaf isteminin reddine ilişkin kararın, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili; murisleri ..."ın 26/03/2012 tarihinde ... A.Ş."den 10 yıl geri ödemeli 75.000,00 TL tutarlı konut kredisi kullandığını, krediyi kullandıran banka şubesinin aynı zamanda ... ve Emeklilik A.Ş acentesi olup dava dışı banka ile davalı sigorta şirketi arasında Grup Hayat Sigorta sözleşmesi bulunduğunu, krediyi kullandıran dava dışı bankanın acente sıfatıyla kredi borcu geri ödemelerinin teminat altına alınması amacıyla muris ... adına 26/03/2013 başlangıç tarihli bireysel kredi müşterileri grup hayat
sigortası sertifikası düzenlediğini, murisin 26/05/2013 tarihinde vefat ettiğini, vefat tarihine kadar murisin kredi taksitlerini düzenli olarak ödediğini, vefattan sonra davalı sigorta şirketinin ..."ın akciğer kanseri olması nedeniyle vefat ettiğini ve kanser hastalığının teminat dışında kaldığını belirterek herhangi bir teminat ödemesi yapılamayacağını bildirdiğini,murisin ölümünün kanserden kaynaklanmadığının hastane kayıtlarından açık bir şekilde anlaşıldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere bireysel kredi müşterileri grup hayat sigortası kapsamında poliçe teminat tutarı olan 71.610,26 TL ile muris ..."ın ... Bankasına olan konut kredisi borcunun ödenmesine ve kredi borcunun bu şekilde kapatılmasından sonra kalan miktarın dava tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece tüm dosya kapsamına göre, davanın kabulüne, 71.610,26 TL"nin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacılara ödenmesine karar verilmiş, karara karşı davalı vekilince süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
... Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre, ... 1. Tüketici Mahkemesi"nin 2016/423 Esas, 2018/32 Karar sayılı ilamının usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunması nedeniyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/(1)-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, hayat sigortası poliçesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
Davacılar murisi ... ile davalı sigorta şirketi arasında 26.03.2013 başlangıç tarihli grup hayat sigortası poliçesi düzenlenmiş;poliçenin düzenlenmesinden sonra, 26.05.2013 tarihinde sigortalı vefat etmiştir.
Müteveffanın mernis ölüm belgesinde, ölüm sebebinin sağ akciğerinde gelişen pnömoni ve buna bağlı komplikasyonlar olduğu belirtilmiş olup, 13 yıl önceki opere bronş neoplazmına bağlı olduğu not düşülmüştür. Davalı taraf, sigortalının poliçe tanziminden önce mevcut olan kanser hastalığını bildirmeyip sözleşmenin kurulması sırasında beyan yükümlülüğüne aykırı davrandığı, bu aykırılık nedeniyle de zararın teminat dışı kaldığı savunmasında bulunmuştur.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden 26/03/2013 tarihli sigorta sözleşmesi tarihinden önce sigortalıya akciğer kanseri tanısı konmuş olduğu, 1999 yılında akciğer kanseri nedeniyle sol pnömonektomi ameliyatı yapıldığı, sonrasındaki
BT incelemesinde tümör nüksüne ait bulgu izlenmediği, vefat tarihi olan 26/05/2013 günündeki epikriz raporunda murisin sağ akciğerinde gelişen pnömoni ve buna bağlı ampiyem nedeniyle hastanede yatırıldığının belirtildiği, bu raporda akciğer tümörünün nüks ettiğine dair bir tespit bulunmadığı, özetle yapılan tedaviye rağmen murisin, sağ akciğerinde gelişen pnömoni (zatürre) nedeniyle öldüğü, anlaşılmaktadır.
Yargılama sırasında alınan 21/06/2019 havale tarihli (Tıbbi Onkoloji Bölümü İç Hastalıkları Uzmanı ve Göğüs Hastalıkları Uzmanı) bilirkişi raporunda “murisin 1999 yılında akciğer kanseri nedeniyle opere olduğu, sonrasındaki izlemlerinde hastalığın nüks ettiğine dair bir bulgu saptanmadığı, ölüm sebebiyle akciğer kanseri arasında illiyet bağı bulunmadığı, murisin, sağ akciğerinde gelişen pnömoni ve buna bağlı komplikasyonlar nedeniyle öldüğü, ölüm nedeninin pnömoni olduğu” bildirilmiştir.
Mahkemece, sigortalı müteveffa ...’ın sigorta akdinin kurulması sırasında hastalıklarını gizlemediği, beyan yükümlülüğüne aykırı davranmadığı ve bankaya olan borcun ödendiği anlaşılmakla, davacıların davasının kabulüne karar verilmiştir.
Sigorta sözleşmeleri iyi niyet sözleşmeleri olup, taraflar sözleşme kurulması aşamasında birbirlerini aydınlatma yükümlülüğü altındadır.
Poliçenin tanzim edildiği tarih itibariyle yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK"nın 1290. maddesine göre, sigorta ettiren sigortacıya doğru bilgi vermekle yükümlüdür. Hayat Sigortası Genel Şartları C-2 sözleşmenin yapılması sırasındaki beyan yükümlülüğü başlığı altında yer alan 2.2 maddesinde de doğru bilgi verme yükümlülüğü açıklanmış ve yükümlülüğe aykırı davranışın müeyyideleri belirlenmiştir.
TTK"nun md.1290 ile Hayat Sigortası Genel Şartları"nın C-2.2. Maddesi düzenlemesine göre, sigortalı, sözleşmenin yapılması sırasında kendisinin bildiği ve sigortacının sözleşmeyi yapmamasını veya daha ağır şartlarla yapmasını gerektirecek bütün halleri sigortacıya bildirmekle yükümlüdür.
Sigortalı tarafından imzalanan sağlık beyan formunda, kendisinin herhangi bir rahatsızlığın olmadığı bildirilmiş; poliçeye bağlı bilgi formunda murisin “teşhis edilmiş kanser hastalığınız var mı, kanser şüphesi ile ilgili olarak tetkik yaptırdınız mı, yapılan tetkik sonrası kanser bulgusuna rastlandı mı” sorularına HAYIR cevabını verdiği, görülmüştür. Bu itibarla; doğrudan ölüm sebebi olmasa da, ölümle sonuçlanan önceki kronik hastalıkların, riskin kapsamı
konusunda değerlendirme yapma hakkı bulunan sigortacıya bildirilmesi gerektiği açıktır.
Açıklanan hukuki ve maddi vakıalar karşısında mahkemece; davacılar murisinin, sigortacı için önemli sayılabilecek bir hususu bildirme yükümlülüğünü ihlali nedeniyle, TTK 1290 md. Ve Hayat Sigortası Genel Şartları"nın C.2-son maddesi gereği proporsiyon hesabıyla tazminatın belirlenmesi için, beyan edilmeyen risk faktörlerinin bildirilmesi halinde alınabilecek prim tutarının saptanması amacıyla gerekli araştırmanın yapılması; tespit edilecek prim (alınması gereken) ile alınan prim arasındaki orana göre tazminatın hesaplanması için konusunda uzman bilirkişiden rapor alınıp oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle, yazılı biçimde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın BOZULMASINA, HMK"nın 373/1. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin ise Bölge Adliye Mahkemesi"ne gönderilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 24/12/2020 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.