Çocuğun nitelikli cinsel istismarı - Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2018/8316 Esas 2019/8649 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Ceza Dairesi
Esas No: 2018/8316
Karar No: 2019/8649
Karar Tarihi: 01.04.2019

Çocuğun nitelikli cinsel istismarı - Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2018/8316 Esas 2019/8649 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Mahkeme, sanık ... hakkında çocuğun basit cinsel istismarı suçundan ve sanık ... için beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan mahkumiyet kararı verdi. Ancak, mağdurenin yaşını sanıkların bilmediğine dair savunmaları, Adli Tıp Kurumu raporunda belirsizlik olması nedeniyle, sanık ... hakkında fazla ceza tayini yapıldığı gibi hatalı kararlara varıldığı gerekçesiyle hükümler bozuldu. Bu kapsamda, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 30. maddesi (Hata), 103/4. maddesi (Çocuğa Karşı İşlenen Nitelikli Cinsel İstismar), 103/6. maddesi (İstismar Sonucu Ruh Sağlığının Bozulması) ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 230. maddesi (Hükümde Eksiklik) açıklayıcı olarak yer almaktadır.
14. Ceza Dairesi         2018/8316 E.  ,  2019/8649 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Çocuğun nitelikli cinsel istismarı
    HÜKÜM : Sanık ... için çocuğun basit cinsel istismarı suçundan ve sanık ... için beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan mahkumiyet

    İlk derece mahkemesince verilen hükümlerin sanıklar müdafileri ile katılanlar vekili tarafından temyiz edilmesi ve sanık ... müdafisince incelemenin duruşmalı yapılmasının talep edilmesi üzerine, dosya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye gönderilmekle, belirlenen tarihte sanık müdafisinin yerinde görülen talebine istinaden duruşmalı yapılan incelemede gereği düşünüldü:
    Katılanlar vekilinin sanık ... hakkında çocuğun basit cinsel istismarı suçundan kurulan hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
    Kayden 02.03.1995 doğumlu olup suç tarihinde on üç yaşı içerisinde bulunan mağdure ile velayet hakkına sahip babası ..."in, kovuşturma evresinde müşteki sıfatıyla verdikleri 13.11.2008 tarihli ifadelerinde sanıktan şikayetçi olmadıklarını beyan etmeleri karşısında, yaş küçüklüğü nedeniyle tayin edilen vekilin sanık ... yönünden kurulan hükmü temyize hakkı bulunmadığından, vaki temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK"nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
    Sanıklar müdafilerinin temyiz istemleri ile katılanlar vekilinin sanık ... hakkında kurulan hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesine gelince;
    Sanıkların, mağdurenin kendilerine on sekiz yaşında olduğunu söylediğine ilişkin savunmaları ve bu savunmayı doğrulayan mağdur beyanları, soruşturmada dinlenen mağdurenin annesi ..."nın, mağdurenin kendilerine sorulduğunda yaşını onyedi ve onsekiz olarak söylemelerini istediğine dair ifadesi, tanık anlatımları ve tüm dosya kapsamı dikkate alındığında; 5237 sayılı TCK"nın 30. maddesinde düzenlenen hata hükümlerinin uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığı tartışılarak sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının tespiti yerine, eksik gerekçe ile yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurularak 5271 sayılı CMK"nın 230. maddesine muhalefet edilmesi,
    Oluşa uygun olarak mahkemece sanık ..."in, rızası dahilinde mağdure ile ilişkiye girdiği kabul edildiği halde sanık ... hakkında TCK"nın 103/4. maddesinin uygulanarak fazla ceza tayini,
    Kabule göre;
    Mağdurenin olay nedeniyle ruh sağlığının bozulup bozulmadığına ilişkin düzenlenen Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulunun 30.05.2014 tarihli raporunda, mağdurenin 22.04.2008 ve 15.07.2008 tarihlerinde mağduru bulunduğu olaylar nedeniyle ruh sağlığının kalıcı olarak bozulduğu, çelişkili ifadeleri ve savunucu tutumu nedeniyle ruh sağlığındaki bu bozulmanın hangi sanığın eylemine bağlı olarak geliştiği ayrımının tıbben yapılamadığı belirtildiği halde sanık ... hakkında 5237 sayılı TCK"nın 103/6. Maddesinin uygulanarak fazla ceza tayini,
    Kanuna aykırı, sanıklar müdafileri ile katılanlar vekilinin temyiz itirazları, sanık ... müdafisinin duruşmalı inceleme sırasındaki sözlü savunmaları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 01.04.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.