23. Hukuk Dairesi 2016/315 E. , 2018/3846 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki sıra cetveline şikayet davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde katılma yolu ile şikayetçi vekili ve şikayet olunan vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Şikayetçi vekili, 25.03.2015 tarihli sıra cetvelinde ikinci sırada şikayet olunanın, 3. sırada ise şikayetçinin alacağına yer verildiğini, şikayet olunanın alacaklı olduğu dosyada borçluya yapılan ödeme emri tebliğinin usulüne uygun olmadığını, TK 21. maddedeki usule uyulmadan tebliğ yapıldığını, bu nedenle şikayet olunanın geçerli bir haczinin de bulunmadığını ve şikayetçinin haczinin önceki tarihli olduğunu ileri sürerek, sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep ve şikayet etmiştir.
Şikayet olunan vekili, tebliğin usulsüz olduğu hususunun ancak borçlu tarafından ileri sürülebileceğini, yapılan tebliğin usule uygun olduğunu, ayrıca borçlunun haciz alacakları ile yükümlü olarak taşınmazı devrettiğini, bu sırada hacizden ve takipten haberdar olduğunu savunarak, şikayetin reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; şikayet olunanın alacaklı olduğu ... İcra Müdürlüğünün 2013/5768 E. sayılı dosyasında borçluya yapılan ödeme emri tebliğinin, öncelikle mernis şerhi olmadan mernis adresine tebligat çıkarılması, bu tebliğin yapılamayıp tebligat parçasının iade gelmesi üzerine mernis şerhi konularak T.K’nın 21/2. maddesine göre tebliğ yapılması gerektiğinden usulsüz olduğu gerekçesiyle, şikayetin kabulü ile sıra cetvelinin iptaline karar verilmiştir.
Kararı, katılma yolu ile şikayetçi vekili ve şikayet olunan vekilleri temyiz etmiştir.
Şikayet, sıra cetvelinde sıraya ilişkindir.
1-7201 sayılı Tebligat Kanununun "Bilinen Adreste Tebligat" başlığını taşıyan 10. maddesinde; "Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır.
Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.
Şu kadar ki; kendisine tebliğ yapılacak şahsın müracaatı veya kabulü şartiyle her yerde tebligat yapılması caizdir." düzenlemesi yer almaktadır.
Tebligat Kanunu"nun 10. maddesine eklenen ikinci fıkrasında gerçek kişilere yapılacak tebligatla ilgili olarak iki aşamalı bir yol benimsenmiştir. Muhatabın adresi davacı tarafından bildirilecek ve normal tebligat çıkarılacaktır. Bildirilen adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi veya başka bir adresi olması arasında fark bulunmamaktadır. Bildirilen adrese çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine Tebligat Kanununun 21/2. maddesine göre çıkarılacaktır.
Bu durumda mahkemece, şikayet olunanın alacaklı olduğu dosyada borçluya gönderilen ödeme emrinin, şikayet dışı borçlunun, alacaklı tarafından bildirilen önceki adreslerine tebligat yapılamaması nedeniyle tebligatın mernis adresine çıkarıldığı, Tebligat Kanununun 21/2. maddesi uyarınca tebliğin yapıldığı ve tebliğin usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde ve yanılgılı gerekçeyle kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
2-Bozma nedenine göre, şikayetçi vekilinin temyiz nedenlerinin şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, şikayet olunan vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, şikayet olunan yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, bozma nedenine göre şikayetçi vekilinin temyiz nedenlerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harçların istek halinde temyiz edenlere iadesine, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.07.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.