11. Ceza Dairesi 2018/2957 E. , 2020/6289 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, iftira
HÜKÜM : Mahkumiyet
A-Sanık ... hakkında “resmi belgede sahtecilik” suçundan verilen mahkûmiyet hükmüne yönelik sanığın temyiz nedenlerinin incelenmesinde;
1-Adana Kriminal Polis Laboratuvarının 26.03.2013 tarihli ekspertiz raporunda, suça konu ... adına düzenlenmiş nüfus cüzdanında kimlik bilgileri üzerinde fiziksel ya da kimyasal yöntemlerle silinti, kazıntı yapıldığını gösterir nitelikte herhangi bir bulgunun tespit edilemediğinin, tahrifen fotoğraf değişikliği yapıldığının ve belgenin aldatma kabiliyetini haiz olduğunun belirtilmesi, ancak belgede soğuk mühür izinin bulunup bulunmadığı yönünde ayrıntılara yer verilmemesi ve belgenin mahkemece duruşmada incelenmemiş olması karşısında; belgede sahtecilik suçlarında aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının takdiri hakime ait olup, suç konusu nüfus cüzdanı aslı getirtilip incelenmek suretiyle özelliklerinin duruşma tutanağına yazdırılması, bu gözlem sonucunda gerekçeli kararda aldatma niteliğine sahip olup olmadığının tartışılması ve denetime olanak verecek şekilde suça konu belge aslının dosya içerisinde bulundurulması gerekirken, eksik incelemeyle hüküm kurulması yasaya aykırı,
2-Kabule göre de; 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
B-Sanıklar hakkında “iftira” suçundan verilen mahkûmiyet hükmüne yönelik sanıkların temyiz nedenlerinin incelenmesinde;
1-TCK"nin 268. maddesinde tanımlanan başkasına ait kimlik bilgilerinin kullanılması suçunun oluşması için; failin işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, başkasına ait kimlik bilgilerini kullanması, TCK"nin 267/1. maddesinde tanımlanan “iftira” suçunun oluşması için ise, yetkili makamlara ihbar veya şikayette bulunmak suretiyle işlemediğini bildiği halde hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat etmesi gerekir.
TCK"nin 206. maddesindeki "resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunmak" suçunun oluşabilmesi için, sanığın açıklamaları üzerine oluşturulan resmi belgenin, bu beyanın doğruluğunu ispat edici bir güce sahip olması gereklidir. Beyanı alan memur bu beyanın doğruluğunu araştırıp tahkik etmek ve daha sonra edindiği kanaate göre resmi belgeyi düzenlemek durumunda ise, bir başka ifade ile resmi belge sadece sanığın beyanına göre değil de memur tarafından yapılacak inceleme sonucuna göre meydana getirilmekte ise maddede tanımlanan suç oluşmayacaktır.
Somut olayda; suç tarihinde kolluk görevlilerince yapılan uygulama sırasında sanıkların bulunduğu aracın durdurularak kimlik kontrollerinin yapıldığı, sanık ...’in üzerinde kendi fotoğrafının bulunduğu ... adına düzenlenen sahte nüfus cüzdanını, sanık ...’in ise ... adına düzenlenen nüfus cüzdanını ibraz ettikleri, yapılan sorgulamada ... isimli şahsın aranan kişilerden olması nedeniyle davranışlarından şüphelenilen sanıkların gerçek kimlik bilgilerinin tespiti amacıyla parmak izlerinin alındığı ve gerçek kimliklerinin belirlendiği olayda, sanıkların kimliklerinin haklarındaki bir soruşturma veya kovuşturma nedeniyle kontrol edilmediği, rutin bir kimlik kontrol uygulaması sırasında kimliklerinin sorulduğu anlaşıldığından atılı suçun unsurları itibari ile oluşmadığı;
2-Kabule göre de;
a)Sanıklar hakkında hükmolunan adli para cezalarının ödenmemesi halinde uygulanacak olan 5275 sayılı Kanun’un 106/3. maddesinde, 28/06/2014 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 6545 sayılı Kanun"un 81. maddesiyle yapılan değişiklik gözetilmeden, ödenmeyen adli para cezalarının hapse çevrilmesine karar verilmesi,
b)Sanık ...’ın gözaltında geçirdiği sürenin TCK"nin 63. maddesi gereğince cezasından mahsubuna karar verilmemesi,
c)Yargılama gideri olarak hesaplanan miktarların CMK"nin 324/4. maddesi uyarınca, terkin edilecek miktar olan 20,00 TL"nin altında kaldığı gözetilmeden, hazine yerine sanıklara yükletilmesi,
d)"Başkalarına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma" olan suç adının gerekçeli karar başlığında “iftira” olarak yazılması,
Yasaya aykırı, sanıkların temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, sonuç ceza miktarı yönünden sanıkların kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, 03/11/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.