Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/6631
Karar No: 2019/1911
Karar Tarihi: 14.03.2019

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2016/6631 Esas 2019/1911 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, mirasbırakanın öldükten sonra davacının üvey annesi olan davalıları tarafından aldatıldığını iddia ederek, dava konusu taşınmazların bedeli hakkında yanıltıldığını öne sürerek tapu kayıtlarının iptal edilmesi ve kendisi adına yeniden tescil edilmesi talebinde bulunmuştur. Davalılar ise davacının paylarını iki daire karşılığında devrettiği ve anlaşmaya uygun olarak iki dairenin kendisine verildiği savunmuşlardır.
Mahkeme, iddiaların kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Ancak, dava hukuki nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil davası olduğu için, gabin ve hile iddialarının yeterince ispat edilmediği için dava reddedilmiştir.
Gabin ve hile durumlarında, edimler arasındaki oransızlık ve bir tarafın diğer tarafın özel durumunu istismar etmesi gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca, gabin durumunda, sözleşme tarihinden itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde sözleşmeden cayma hakkı veya edimler arasındaki oransızlığın giderilmesi talebi olabileceği, hile durumunda ise aldatılan tarafın sözleşmeye bağlı olmadığını bildirerek verdiği şeyi geri isteyebileceği ifade edilmiştir.
Bu nedenlerle, mahkeme kararı yetersiz inceleme ve eksik gerekçe
1. Hukuk Dairesi         2016/6631 E.  ,  2019/1911 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü.

    -KARAR-

    Dava, aldatma (hile) ve aşırı yararlanma (gabin) hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Davacı, ... Mahallesi 31, 441, 472, 601, 46, 2, 6,4, 9 parsel, ...Mahallesi 20, 2, 1, 18 parsel, ...Mahallesi 6 parsel sayılı taşınmazlarda mirasbırakan eşi ..."in ilk evliliğinden olan çocukları ile paydaş olduğunu, mirasbırakanın kızları davalıların telkinleri sonucu taşınmazlardaki paylarına karşılık aynı değerde bir daire verileceği düşüncesiyle paylarını satış suretiyle temlik ettiğini, kamulaştırma davası açılmasıyla dava konusu taşınmazların bedeli konusunda aldatıldığını ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında adına tesciline karar verilmesini istemiş, 28.10.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile, dava konusu yapılmayan ... Mahallesi 436 ada 2 parsel ile ... Mahallesi 107 ada 1 parsel sayılı taşınmazları da dava ettiğini bildirmiştir.
    Davalılar, üvey anneleri olan davacının iki daire karşılığında paylarını devrettiğini, anlaşma gereği iki dairenin davacıya verildiğini, davacının mirasbırakanın erkek çocuklarının telkinleriyle iş bu davayı açtığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, iddianın kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan ...’in 16.09.2007 tarihinde ölümü ile geriye mirasçı olarak eşi Hatice ile ilk eşinden olan çocukları... ve ...’nin kaldıkları, ...Mahallesi 2 parsel sayılı taşınmazda davalılar ... ve Leyla’nın 1/60’ar pay, 20 parsel sayılı taşınmazda 5/16’şar pay sahibi oldukları, bu taşınmazlarda davacı ...’in payı bulunmadığı, 18 parsel sayılı taşınmazda kat irtifakı tesis edildiği, 4 ve 15 nolu bağımsız bölümlerin davacı ... adına kayıtlı olduğu, kat irtifakı tesisinden önce ...’nin taşınmazdaki payını temlik etmediği, yine davacının ... Mahallesi 31, 441, 472, 601, 46, 2, 6,4, 9 parsel, ...Mahallesi 6 parsel ile sonradan dava konusu yapılan ... ,......Mahallesi 1 parsel sayılı taşınmazlardaki paylarını devretmediği, sonradan dava konusu yapılan ... mahallesi 2 parsel sayılı taşınmazda ise davalılar ile dava dışı ... ve ...’nin kayden paydaş oldukları anlaşılmaktadır.
    İddianın ileri sürülüş biçimi ve dava dilekçesinin içeriğinden eldeki davada aşırı yararlanma (gabin), aldatma (hile) hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil isteğinde bulunulmuştur.
    Mahkemece; ön incelemede uyuşmazlık konusu alacak davası olarak nitelendirilmiş, gabin ve hile iddialarının ispatlanamadığı gerekçesiyle dava konusu taşınmazların temliklerine ilişkin resmi senetler getirtilmeden ve gerekçe gösterilmeden dava reddedilmiştir.
    Sözleşmenin gabin (aşırı yararlanma) nedeniyle illetli olduğunun kabulü için edim ve karşı edim arasındaki oransızlığın, taraflardan birinin, diğerinin şahsında mevcut özel bir durumu bilerek istismar etmesi, sömürmesi sonucu oluşması gerekir. Dar ve zor durumda kalmaları nedeniyle, sözleşme yapmaya, mallarını çok düşük bedel ile devretmeye sürüklenmiş kişileri korumak zayıfı güçlüye ezdirmemek için hukukumuzda da düzenlemeler yapılmış 6098 s. Türk Borçlar Kanunun (TBK) 28. (818 s. Borçlar Kanunun (BK) 21) maddesi ile aynen; "Bir sözleşmede karşılıklı edimler arasında açık bir oransızlık varsa, bu oransızlık, zarar görenin zor durumda kalmasından veya düşüncesizliğinden ya da deneyimsizliğinden yararlanılmak suretiyle gerçekleştirildiği takdirde, zarar gören, durumun özelliğine göre ya sözleşme ile bağlı olmadığını diğer tarafa bildirerek ediminin geri verilmesini ya da sözleşmeye bağlı kalarak edimler arasındaki oransızlığın giderilmesini isteyebilir.
    Zarar gören bu hakkını, düşüncesizlik veya deneyimsizliğini öğrendiği; zor durumda kalmada ise, bu durumun ortadan kalktığı tarihten başlayarak bir yıl ve her hâlde sözleşmenin kurulduğu tarihten başlayarak beş yıl içinde kullanabilir." hükmü getirilmiştir.
    O halde, aşırı yararlanmadan (gabinden) söz edilebilmesi, objektif unsur olan edimler arasındaki aşırı oransızlık yanında, bir tarafın darda kalma, tecrübesizlik, düşüncesizlik (hafiflik) hallerinin bulunması, diğer yanın ise yararlanmak, sömürmek kastını taşıması biçiminde iki sübjektif unsurun dahi gerçekleşmesine bağlıdır. Gabinin varlığı zarar görene (sömürülene), sözleşme tarihinden itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde sözleşme ile bağlı olmadığını bildirerek iptal davası açıp iddiasını her türlü delille kanıtlama ve verdiğini geri isteme hakkı ya da sözleşmeye bağlı kalarak edimler arasındaki oransızlığın giderilmesini isteme hakkı verir.
    Hemen belirtmek gerekir ki gabin davasında öncelikle edimler arasındaki, aşırı oransızlık üzerinde durulmalı, objektif unsur ispatlandığı takdirde zarar gördüğünü iddia edenin kişiliği, yaşı, sağlık durumu, toplumdaki yeri, ekonomik gücü psikolojik yapısı gibi maddi, manevi yönler yani sübjektif unsur derinliğine araştırılıp incelenmelidir.
    Hile (aldatma), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hata da yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 s. Türk Borçlar Kanununun (TBK) 36/1. (818 s. Borçlar Kanunun (BK) 28/1.) maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse yanılma (hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.
    Öte yandan, hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir. Aldatmanın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir.
    Hal böyle olunca yukarıdaki ilkeler doğrultusunda, toplanan ve toplanacak delillerin birlikte değerlendirilmesi ve hasıl olacak sonuca göre gerekçeli olarak bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
    Davacının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 14.03.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.














    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi