7. Hukuk Dairesi 2015/2664 E. , 2016/12036 K.
"İçtihat Metni" T.C.
YARGITAY
7. Hukuk Dairesi
Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
(İş Mahkemesi Sıfatıyla)
Dava Türü : Alacak
YARGITAY İLAMI
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda; hüküm duruşmalı olarak davalı vekili tarafından temyiz edilmiş ise de; HUMK"nun 435.maddesi gereğince duruşma isteğinin süreden reddine ve incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan tüm temyiz itirazlarının reddine,
Davacı ... Asliye Hukuk (İş) Mahkemesinin 2009/47 esas sayılı dosyasının, Yargıtay 9.Hukuk Dairesi"nce onanarak kesinleşmesinden sonra süresi içerisinde işe iade talep etmesine rağmen, taleplerinin ret edilerek 4 aylık ücreti ile 6 aylık tazminat tutarının 11/01/2012 tarihinde hesabına yatırıldığını, davalı şirkete 14/01/2011 tarihinde yazı yazdığını ve iş akdinin sona eriş tarihinin 22/03/2009 değil, 11/01/2012 tarihi olduğunu bildirdiğini iddia ederek fark kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti alacağını talep etmiştir.
Davalı; davacının, kıdem, ihbar tazminatı ve yıllık izin alacaklarının hesabı bakımından dikkate alınacak sürenin sonunun 11/01/2012 olarak kabulünün mümkün olmadığını, davacının toplu iş sözleşmesi kapsamında çalışmadığını, sendika üyesi olmadığını, kapsam dışı personel olması sebebiyle ... hükümlerinden faydalanmasının söz konusu olmadığını, bağlayıcı olanın; şirket ile davacı arasındaki bireysel iş sözleşmesi olduğunu, sözleşmede de her yıl ücret zammı yapılacağına ilişkin hüküm bulunmadığını, beyanla davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davacının ihbar tazminatına esas ücretinin hesaplanması konusunda taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur.
İhbar tazminatı, belirsiz süreli iş sözleşmesini haklı bir neden olmaksızın ve usulüne uygun bildirim öneli tanımadan fesheden tarafın, karşı tarafa ödemesi gereken bir tazminattır. Buna göre, öncelikle iş sözleşmesinin Kanunun 24 ve 25 inci maddelerinde yazılı olan nedenlere dayanmaksızın feshedilmiş olması ve 17 nci maddesinde belirtilen şekilde usulüne uygun olarak ihbar öneli tanınmamış olması halinde ihbar tazminatı ödenmelidir. Yine haklı fesih nedeni bulunmakla birlikte, işçi ya da işverenin 26 ncı maddede öngörülen hak düşürücü süre geçtikten sonra fesih yoluna gitmeleri durumunda, karşı tarafa ihbar tazminatı ödeme yükümlülüğü doğar.
İhbar tazminatı, iş sözleşmesini fesheden tarafın karşı tarafa ödemesi gereken bir tazminat olması nedeniyle, iş sözleşmesini fesheden tarafın feshi haklı bir nedene dayansa dahi, ihbar tazminatına hak kazanması mümkün olmaz. İşçinin 1475 sayılı Yasanın 14 üncü maddesi hükümleri uyarınca emeklilik, muvazzaf askerlik, evlilik gibi nedenlerle iş sözleşmesini feshetmesi durumunda ihbar tazminatı talep hakkı bulunmamaktadır. Anılan fesihlerde işveren de ihbar tazminatı talep edemez.
Yasada ihbar tazminatının miktarı “bildirim süresine ait ücret” olarak belirlenmiştir. Buna göre ihbar tazminatı, yasadan doğan götürü tazminat olarak nitelendirilebilir. Bu niteliği itibarıyla Borçlar Kanununun 125 inci ( 6098 sayılı TBK 146) maddesine göre on yıllık zamanaşımı süresine tabidir.
İhbar tazminatının hesabında Kanunun 32 nci maddesinde yazılı olan ücrete ek olarak, işçiye sağlanmış para veya para ile ölçülebilir menfaatler de dikkate alınır. Ücret dışında kalan parasal hakların bir yılda yapılan ödemeler toplamının 365’e bölünmesi suretiyle bir günlük ücrete eklenmesi gereken tutar belirlenir.
Somut olayda; davacının ...Asliye Hukuk (İş) Mahkemesinin 2009/47 esas sayılı dosyasının, Yargıtay 9.Hukuk Dairesi"nce onanarak kesinleşmesinden sonra süresi içerisinde işe iade talep etmesine rağmen, taleplerinin ret edilerek 4 aylık ücreti ile 6 aylık tazminat tutarının ödendiği ve iş akdinin sona eriş tarihinin 11/01/2012 tarihi olduğu anlaşılmakla, davacının 11.01.2012 tarihindeki ihbar tazminatına esas ücretinin hesaplanması konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda bilirkişinin getirtilen emsal ücret bordrolarını esas almamasında bir isabetsizlik yoktur. Ancak davacının geçersiz fesih tarihi olan 23.03.2009 tarihindeki ücretinin, işe başlatılmadığı 11.01.2012 tarihindeki ücrete uyarlanmasında verilerin tesbitinde hata bulunmaktadır. Davacıya kıdem ve ihbar tazminatı ödemesi yapılan Mart 2009 ücret bordrosunda davacının ücretinin üzerine o ay ödenen ikramiye katılarak asgari ücrete yapılan zam oranında artışlar katılarak 11.01.2012 tarihindeki ücret tesbit edilmiştir. Oysa davacıya her ay ikramiye ödemesi yapılıp yapılmadığı anlaşılamamaktadır. Kaldıki o tarihte davacıya toplam brüt 25.482,61 TL ihbar tazminatı ödemesi yapılmıştır. Bu miktardan davacının ihbar tazminatına esas ücreti tesbit edilerek asgari ücrete yapılan zam oranlarında artış yapılarak işe başlatılmadığı tarihteki ihbar tazminatına esas ücretin belirlenmesi daha isabetli olacaktır. Dosya içeriğine uymayan bilirkişi hesaplamasına göre karar verilmesi hatalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 01/06/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.
...