16. Hukuk Dairesi Esas No: 2021/2323 Karar No: 2021/3990 Karar Tarihi: 22.04.2021
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2021/2323 Esas 2021/3990 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Dava, taşınmazın zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluşup oluşmadığına ilişkindir. Yargıtay bozma ilamı sonrasında yapılan keşifte, davacının yararına sadece belirli bir bölümünün tescili kabul edilmiş, ancak bu sonuç dosya kapsamına uygun düşmemiştir. Bilirkişilerin raporlarına göre, taşınmazın dere yatağında kaldığı, tarımsal faaliyet bulunmadığı ve sınırlarının belirgin olmadığı, taşkınlara maruz kalabileceği belirtilmiştir. Bu nedenle dava konusu taşınmazın zilyetlikle mülk edinme şartlarının gerçekleşmediği kabul edilerek davanın reddine karar verilmesi gerekmektedir. TMK'nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17. maddelerine göre zilyetlikle mülk edinme şartlarının gerçekleşmediği kabul edilmiştir.
(Kapatılan)16. Hukuk Dairesi 2021/2323 E. , 2021/3990 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Yargıtay bozma ilamında özetle; "Mahkemece yapılan inceleme, araştırma ve uygulamanın yeterli olmadığı belirtilerek mahallinde yeniden keşif yapılarak, 3 ziraat mühendisi ile jeodezi ve fotogrametri mühendisinden oluşacak uzman bilirkişi heyeti aracılığı ile hava fotoğrafı incelemesi yapılması ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi" gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, fen bilirkişi raporunda (A1) ile gösterilen 3.142,70 metrekare yüzölçümündeki bölümün davacı ... adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece, çekişmeli taşınmazın fen bilirkişi raporunda (A1) ile gösterilen bölümü üzerinde, davacı yararına zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Mahallinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanlarında, dava konusu taşınmaz bölümünün 35-40 yıldan beri davacı tarafından sebze bahçesi olarak kullanıldığı ve zilyet olduğu belirtilmiş ise de, harita mühendisi bilirkişinin 19.07.2016 havale tarihli raporunda, 1984 tarihli hava fotoğrafına göre dava konusu taşınmazın dere yatağında kaldığı, tarımsal faaliyet bulunmadığı ve sınırlarının belirgin olmadığı bildirilmiş, 28.10.2010 tarihli jeoloji mühendisi raporunda, çekişmeli taşınmazın yapısının kum, kil, silt ve çakıldan oluşan alüyonlardan ibaret olduğu, ... Çayının etkisi altında kaldığından özel mülkiyete konu teşkil edemeyeceği, yine 19.10.2015 tarihli jeoloji mühendisi raporunda da, çekişmeli taşınmazın taşkınlara maruz kalabileceği belirtilmiştir. Taşınmaz üzerinde bulunan 24 yaşlı söğüt ağaçları kendiliğinden yetişen ve bir emek gerektirmeden büyüyen ağaçlar olduğu da kuşkusuzdur. Hal böyle olunca; dava konusu taşınmaz bölümünde TMK"nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14 ve 17. maddelerine öngörülen zilyetlikle mülk edinme şartlarının gerçekleşmediğinin kabulü ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, davalı Hazine vekili ile davalı ... vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davalı ..."na iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.04.2021 gününde oybirliği ile karar verildi.