3. Hukuk Dairesi 2020/3918 E. , 2020/5142 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak, rücuen tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın davalı ... aleyhine açılan davanın reddine, davalı ... aleyhine açılan davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Asıl davada; davacı vekili, davalı ..."un TSK bünyesinde görev yapmakta iken 05/08/2012 tarih ve 2012/2-161 sayılı Kararname gereğince Hizmet Yükümlülüğünü tamamlamadan 1263 gün noksan olarak görevinden ayrıldığını, bu ayrılmadan dolayı 926 sayılı TSK Personel Kanunu’nun 112. maddesi ve 17/12/2005 tarihli TSK Personelinin Öğrenim, Eğitim ve Yetiştirme Masraflarının Tespitine Dair Yönetmelik esaslarına uygun olarak öğrenim, eğitim ve yetiştirme masraflarını içerir tazminat borcunun tahakkuk ettirildiğini belirterek fazlaya dair haklarının saklı kalmak kaydıyla 14.646,49 TL asıl alacak, 24.678,43 TL dava tarihine kadar işlemiş yasal faizi ile birlikte olmak üzere toplam 39.324,92 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ..."dan tahsiline karar verilmesini istemiş, birleşen davada ...’un velisi olarak annesi ..."un askeri okula girerken kefalet senedi imzaladığını belirterek 14.546,49 TL öğrenim gideri ve 24.678,43 TL faiz miktarı olmak üzere toplam 39.324,92 TL"nin 05/06/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesin istemiştir.
Davalı ..., davanın reddini dilemiş, davalı ... davaya süresinde cevap vermemiştir.
Mahkemece, davalı ... aleyhine açılan davanın reddine,davalı ... aleyhine açılan davanın kısmen kabulü ile 14.646,49 TL asıl alacak, 24.530,66 TL dava tarihine kadar işlemiş faiz olmak üzere toplam 39.177,15 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ..."dan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dava, 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu"ndan kaynaklanan eğitim ve öğretim alacağının tahsili istemine ilişkindir.926 sayılı Yasanın 112. maddesinin dördüncü fıkrasında "Durumları yukarıdaki fıkralara uyanlar ile Türk Silahlı Kuvvetleri"nden her ne şekilde olursa olsun mecburi hizmet yükümlülüğünü tamamlamadan ayrılan veya ilişiği kesilen subay ve astsubaylar (Türk Silahlı Kuvvetleri"nde görev yapamaz şeklinde sağlık raporu alanlar ile vazife malulü olarak Türk Silahlı Kuvvetleri"nden ayrılanlar hariç), her yıl kuvvet komutanlıkları, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı tarafından belirlenen; askeri öğrenci, subay ve astsubay nasbedildikten sonra kendilerine yapılan öğrenim, eğitim ve yetiştirme masraflarını, yükümlülük sürelerinin eksik kalan kısmı ile orantılı olarak kanuni faizi ile birlikte tazminat olarak öderler. Öğrenim, eğitim ve yetiştirme masraflarının hangi unsurlardan oluşacağı ve tahsiline ilişkin usul ve esaslar; Milli Savunma, İçişleri ve Maliye Bakanlıkları tarafından müştereken yürürlüğe konulacak yönetmelikte belirlenir." düzenlemesine yer verilmiş olup Yasanın uygulanması ise 17.12.2005 tarihli Türk Silahlı Kuvvetleri Personelinin Öğrenim, Eğitim ve Yetiştirme Masraflarının Tespitine Dair Yönetmelikte gösterilmiştir. Buna göre davalının ana para borcu eksik kalan yükümlülük süresi ile orantılı olarak yürürlükte bulunan yasal düzenlemeler uyarınca tespit edilerek faiz borcunun da bulunacak ana para miktarına göre belirlenmesi gerekirken, idarece bildirilen borç miktarları üzerinden ana para ve faiz hesabı yapan denetime elverişsiz rapora göre hüküm kurulmuş olması hatalı olup, bozmayı gerektirir.
2-Davaların birleştirilmesi durumunda, asıl ve birleşen davaların birbirinden bağımsız, müstakil davalar olması nedeniyle, birleştirilen dava dosyasının tarafları, iddia, savunma özeti, delilleri kararda belirtilip, değerlendirilip, asıl ve birleşen her bir dava için kararda ayrı ayrı hüküm kurulması gerekir. Somut olayda, asıl ve birleştirilen davalar hakkında ayrı ayrı hüküm kurulmamıştır. Bu hali ile verilen karar HMK"nin 297/2.maddesine uygun olmaması eleştiri sebebi olup bozma nedeni yapılmamışıtır.
3-Bozma nedenine göre davacının temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, 3.bentte açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, HUMK’nin 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30.09.2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.