9. Hukuk Dairesi 2013/4390 E. , 2013/11424 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı vekili, davacı işçinin iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan feshedildiğini belirterek 4857 sayılı İş Kanunu"nun 18 ve devamı maddeleri uyarınca feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacı işçiye ile beraber 42 işçinin iş akdinin sona erdirilmek istendiğini fakat davalı işverenin bu işçilerden almaya hak kazandıkları tazminatların bir kısmından feragat etmelerini isteğini, bu isteklerin kabul edilmemesiyle müvekkilin rızası hilafına zorla emekliye ayrılmak durumunda bırakıldığını ve bunu takiben iş akdinin sonlandırıldığını, imzalamadığı takdirde davalı işyeri tarafından kıdem tazminatı alamayacağına yönelik sair açık tehditlere başvurulduğunu, oysa emekli olmaya yönelik rızasının ve iradesinin bulunmadığını, işçilere zorla imzalatılan matbu dilekçelerin rızası hilafına olduğunu belirterek, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18 ve devamı maddeleri uyarınca feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı işveren vekili, davacının emekliliği hak ettiğini ve kendisinin bizzat emekli olma talebi üzerine emekliliğinin SGK"ye bildirildiğini ve ilişiğinin kesildiğini, davacının adresinin kendi el yazısıyla yazıldığı ve imzasının olduğu müracaat dilekçesinin bizzat davacının şahsı tarafından davalı Belediye Başkanlığı"na verildiğini, bu esnada iddia edildiği gibi herhangi bir tehdit yahut zorlamanın olmadığını, davacının iradesiyle hareket edildiğini, aksi durumun varlığının suç duyurusunda bulunulmayı gerektirdiğini ve fakat bu hususta davacı tarafından herhangi bir suç duyurusunda bulunulmadığı, davacının emeklilik yönündeki iradesini talep ettiğine ilişkin davalı tanıklarının bulunduğunu ve ayrıca emekli olan herkesin hak ettiği tazminatların emeklilik başvurusu yapılsın ya da yapılmasın hak sahiplerine zaten ödendiğini, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece yapılan yargılama sonunda alınan bilirkişi raporuna itibar edilerek, davacı tarafın iş akdinin feshine ilişkin davacı tarafından imzalanan emeklilik talebine ilişkin dilekçe mevcut olduğu, bu dilekçenin bilgisayar çıktısı şeklinde matbu olarak hazırlandığı, davacının haklarını elde etmek ve bir sıkıntı olmasın düşüncesi ile bu dilekçeyi imzaladığı iş akdinin feshinin haklı ve geçerli bir sebebe dayanmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
E) Gerekçe:
Taraflar arasındaki iş ilişkinin emeklilik nedeni ile işçi mi yoksa işveren tarafındanmı sona erdirildiği uyuşmazlık konusudur.
İşçinin iş güvencesi hükümleri uyarınca feshin geçersizliğini isteyebilmesi için iş sözleşmesinin işveren tarafından feshedilmesi gerekir. İşçinin haklı nedenle dahi iş sözleşmesini feshetmesi, feshin geçersizliği ve işe iade isteğinde bulunma hakkı vermez.
İşverenin sosyal ve ekonomik üstünlüğünü kullanarak, tazminatları ödemeyi veya benzeri baskılarla, irade fesadı halleri gibi işçiden yazılı istifa dilekçesi vermesini veya emeklilik nedeni ile iş sözleşmesini feshetmesini talep etmesi ve işçinin buna uyması veya işçiyi aynı şekilde karşılıklı anlaşma sureti ile iş sözleşmesinin feshine zorlanması halinde, gerçek bir istifa ve ayrılma iradesinden söz edilemez. Bu halde feshin işverence gerçekleştirildiği kabul edilmelidir(Yargıtay 9. HD. 13.10.2008 gün ve 2008/34079 Esas, 2008/26691 Karar sayılı ilamı). Ancak bunun için işçinin iradesinin fesada uğratıldığını, işverenin baskı uyguladığını kanıtlaması gerekir.
Dosya içeriğine göre davacının iş sözleşmesi 14.10.2009 tarihinde emeklilik işlemlerinin başlatılması ve emekliye sevkedilmesi yönünde dilekçe vermesi üzerine feshedilmiştir. Davacı bu dilekçenin matbuu hazırlandığını ve baskı ile imzalatıldığının iddia etmiştir. Davacı aynı gün SGK kurumuna emekli aylığı bağlanmak üzere tahsis talebinde bulunduğu gibi dinlenen davacı tanığı da aynı şekilde iş sözleşmesi sona erdirilen işçi olup, davacı iddiasını doğrulamış ise de davacının açtığı davada isteminin aynı mahkemece “sürecin Genel İş Sendikası Batman Şube Başkanının gözetim ve denetiminde gerçekleştiği, hatta Belediye Başkanı’nın kendilerinden görüş isteyerek sendika ile iletişim halinde süreci sonlandırdığı, toplantı sonunda Belediye Başkanı’nın emekli olacak veya olmayacak tüm işçilerine teşekkür ettiği, teşekkürün adı verilen internet sitesi ve yerel basında da yayımlandığı, davacı vekili tarafından 42 işçinin aynı anda emekliliğini istemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu iddia etmiş ise de, önceden emekli olan işçilerin tazminatlarının belediyenin mali durumuna göre ödeme planı dahilinde ve taksitler halinde ödeme yapıldığı düşünüldüğünde, Batman Belediye tarihinde ilk kez geçmişe dönük özlük haklarıyla birlikte işçilik haklarının defaten ödenerek emekliliğin gerçekleştirilmesinde hayatın olağan akışına aykırı bir durum bulunmadığı, tam tersine Belediye Başkanı’nca söz verilen imkanlardan tüm emekliliği gelmiş işçilerin yararlanmak istemesinin hayatın olağan akışına uygun olduğu, ihbar tazminatının kendilerine verilmemesi nedeniyle işbu iade davalarını açtıkları” gerekçesi ile reddine karar verildiği ve kararın Dairemizin 2010/ 47059 E, 2011/2549 K sayılı ilamı ile onandığı anlaşılmıştır.
Davacı iş sözleşmesinin sonlandırılmasına esas alınan emeklilik dilekçesinin baskı ile alındığından dolayı iradenin sakatlandığını yeterli ve inandırıcı delillerle kanıtlayamamıştır. İş sözleşmesini davacının emeklilik sureti ile sona erdirdiğinin kabulü gerekir. Davacı iş güvencesi hükümlerinden yararlanamaz. Davanın reddi yerine yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur.
4857 sayılı İş Yasasının 20/3 maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
F) Sonuç:
Yukarda açıklanan gerekçe ile;
1. Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. Davanın REDDİNE,
3. Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4. Davacının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 68.00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5. Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.320 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6. Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine,
Kesin olarak 08.04.2013 gününde oybirliği ile karar verildi.