11. Hukuk Dairesi 2019/258 E. , 2019/7133 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 13/07/2017 tarih ve 2016/370 E.- 2017/354 K. sayılı kararın davalılar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi"nce verilen 01/11/2018 tarih ve 2018/455 E.- 2018/1122 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 38. ve 41. sınıfta tescilli “BU TARZ BENİM” ibareli 2015/02167 sayılı markasının bulunduğunu, aynı isimdeki programın yine müvekkiline ait SHOW TV kanalında 15.09.2014 tarihinden bu yana yayımlandığını, davalının “İŞTE BENİM STİLİM” ibareli 2015/10669 sayılı başvuru markası ile müvekkilinin markasının, sınıf benzerliğinin yanı sıra, eş anlamlı kelimeler içerdiğini, her iki markanın da yazı karakterleri, renk unsurları, ibarelerin dizilim şekli gibi benzerliklere sahip olduğunu, dava konusu markanın tescilinin, müvekkilinin markasının itibarına zarar vereceğini ve haksız rekabet yaratacağını, davalının başvurusunun kötüniyetli olduğunu, zira müvekkili ile dava dışı İç Yapımlar Film Programları Yapımcılık San. ve Tic. A.Ş arasında “BU TARZ BENİM” markasıyla ilgili imzalanan sözleşmeye rağmen, dava dışı şirketin davalı ile anlaştığını, daha sonra anlaşmayı haksız olarak feshettiğini ve davalıya ait TV8 kanalında “BU TARZ BENİM” adıyla program yayınına başladığını, bunun üzerine İstanbul 4. Fikrî ve Sınaî Haklar Mahkemesinin 2015/7 E. sayılı dosyasında davalı ve dava dışı şirketin yarışma programında “BU TARZ BENİM” adını kullanmamaları yönünde ihtiyati tedbir kararı verildiğini, davalı tarafça bunun akabinde kötüniyetli olarak dava konusu marka başvurusunu yaptığını, müvekkilinin başvuruya itirazlarının davalı YİDK"nın 29.07.2016 tarih ve 2016-M-7370 sayılı kararı ile haksız şekilde reddedildiğini ileri sürerek, anılan kararının iptaline, tescil edilmiş olması halinde diğer davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı vekili, iki markanın birbiriyle benzer olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, başvuru ile itiraza dayanak markaların işitsel, görsel, kavramsal ve genel izlenim itibariyle karıştırılma riski oluşturacak düzeyde benzer oldukları, 556 sayılı KHK"nın 8/1-b hükmü anlamında tescil engelinin oluştuğu, bu aşamada 556 sayılı KHK"nin 8/4 hükmü anlamında tanınmışlık ve tescil engelinin bulunup bulunmadığının tartışılmasının sonuca etkili görülmediği gerekçesiyle davanın kabulüne, davalı TPMK YİDK"nın 2016-M-7370 sayılı kararının iptaline, diğer davalının 2015/10669 sayılı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmiştir.
Karara karşı davalılar vekillerince istinaf isteminde bulunulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, dava konusu "İŞTE BENİM STİLİM" ibareli marka tescil başvurusu ile davacıya ait "BU TARZ BENİM" ibareli markanın asıl ve ayırt edici unsurun ibarelerin bütününden oluştuğu, ortalama tüketici nezdinde, sunulan hizmetler de nazara alınarak yapılan karşılaştırmada işaretlerin iltibasa yol açmayacağı, bilirkişi raporunda, tarafların marka olarak kullanmak istediği "işte" ve "bu" ibareleri ile "stil" ve "tarz" ibarelerinin eş anlamlı olduğu gerekçesiyle markaların benzer bulunduğu sonucuna varılmışsa da, bu görüşe iştirak edilmediği, zira aksi gerekçenin kabulü halinde, özellikle taraf markalarının kullanılacağı anlaşılan televizyon yayıncılığı hizmetlerinde, birçok markanın kullanımı imkansız hale gelecek, benzer içerikli televizyon programlarında bir kişinin lehine tekelleşmeye yol açılacağı, davalının televizyon yayınlarındaki kullanımının davacıya yaklaşmak iradesini gösterdiğine ilişkin tespitin de işbu davanın konusu olmadığı, yine davacı tarafça müvekkili ile dava dışı İç Yapımlar A.Ş. arasındaki "BU TARZ BENİM" markasının kullanımı hakkındaki sözleşmenin anılan şirketçe haksız şekilde feshedildiği, hemen ardından davalı tarafça "BU TARZ BENİM" ismiyle televizyon yayıncılığına başlandığı, bu konuda da taraflar arasındaki davanın sürdüğü bildirilmişse de, bu durumun anılan marka ile tamamen farklı bulunan işbu davanın konusu "İŞTE BENİM STİLİM" ibareli marka tescil başvurusu için kötü niyet oluşturmayacağı gerekçesi ile davalılar vekillerinin istinaf isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK"nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK"nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 8,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 13/11/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.