22. Hukuk Dairesi 2017/21166 E. , 2019/6877 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkilinin 1985 yılında Köy Hizmetlerinde mevsimlik işçi olarak işe başladığını ve 2001 yılında kadrolu işçi olduğunu, 2005 yılında ... İl Özel İdaresine yasa nedeniyle devredildiklerini, 14/11/2011 yılında Karayolları Genel Müdürlüğüne geçiş yapıldığını ve halen çalıştığını, çalışmakta olduğu işyerinde daha önceleri geçici veya mevsimlik statüsünde çalışırken 02/02/2001 tarihinde kadroya geçirildiğini, müvekkilinin bu tarihe kadar geçmiş dönem çalışmalarına ilişkin kıdemleri kademe ve derecesine yansıtılmadığını belirterek bir kısım fark ücret alacağının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, 6111 sayılı Yasanın 166. maddesine göre ... İl Özel İdare Müdürlüğünden Bölge Müdürlüklerine atamasını yapıldığını, 57. Şube Şefliği emrinde çalıştırıldığı ve derece ve kademelerde hak kaybı olmadığını, 15. Dönem Toplu İş Sözleşmesi geçici 2. maddesine göre mevsimlik çalıştığı sürelere 1 derece 10 kademe verilmiş olduğunu ve fark ücretlerinin müdürlükleri tarafından ödendiğini, toplu iş sözleşmesinin geçici 3. Maddesine göre geriye dönük herhangi bir fark bedeli hakkı bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Taraflar arasında öncelikle çözülmesi gereken uyuşmazlık davacının alacaklarından hangi kurumun sorumlu olduğu noktasındadır.
6111 sayılı Yasanın 166/6. maddesinin “(6) Devredilen işçilerin ücret ile diğer malî ve sosyal hakları; toplu iş sözleşmesi bulunan işçiler bakımından yenileri düzenleninceye kadar devir işleminden önce tabi oldukları toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre, toplu iş sözleşmesi olmayan işçiler bakımından 2010 yılı Kasım ayında geçerli olan bireysel iş sözleşmesi hükümlerine göre belirlenir. Devre konu işçiler bakımından devir tarihinden önce doğmuş ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlardan devralan kurum sorumlu tutulamaz. Kıdem tazminatına ilişkin hükümler saklıdır.” şeklindeki hükmü uyarınca "devirden önce doğmuş ve devir tarihinde ödenmesi gereken kıdem tazminatı dışındaki borçlardan devralan kurum değil devreden kurum sorumludur" denilmektedir.
İş sözleşmesinin devri kendine özgü üçlü bir ilişki olup devreden işverenin, devralan işverenin ve de işçinin rızasının uyuşması sonucu ortaya çıkmaktadır. Devir işleminin gerçekleşmesinden itibaren iş ilişkisi sadece devralan işverenle işçi arasında devam eder. Yıllık ücretli izin hakkının ücrete dönüşmesi ancak iş sözleşmesinin sona ermesinden sonra ortaya çıkacağından, sözleşme devri düzenlemesinin esas amacı olan feshin son çare olması ilkesi ışığında sözleşmenin devamını sağlamayı amaçladığından dolayı sözleşmenin devrini kabul ettiğimizde sözleşmenin sürdüğünden bahisle yıllık ücretli izin hakkının alacak hakkına dönüşmesi ve de devreden işverenin sorumluluk durumunun ortadan kalkmasından dolayı devreden işverenin yıllık ücretli izin alacağından sorumluluğu söz konusu olamayacaktır. Ayrıca kıdem tazminatı alacağı da iş aktinin sonlanması ile doğan bir alacak kalemi oldğundan dolayı 6111 sayılı Yasaya göre devir halinde de son devralan ve devreden işçinin kıdem tazminatından müştereken ve müteselsilen sorumlu olacaktır.
Dosya içerisinde mevcut davacıya ait şahsi işyeri dosyasının incelenmesinde, davacının ilk önce Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğünde çalıştığı bu kurumun kapatılması ile ... İl Özel İdaresi’ne geçirildiği en son 6111 sayılı Yasanın 166. maddesi uyarınca ... İl Özel idaresinde ihtiyaç fazlası olduğundan 12/10/2011 tarihli Valilik onayı ile ..."nün 57. Şube Şefliğine atamasının yapıldığı anlaşılmaktadır.
Tüm dosya kapsamında somut olay değerlendirildiğinde: davacının en son çalıştığı kurum olan ... 57. Şube Şefliğine 6111 sayılı Yasanın 166. maddesine binaen ihtiyaç fazlası olması sebebi ile atamasının yapıldığı anlaşıldığından; davalı ... Müdürlüğünün 6111 sayı Yasanın 166/6 maddesi gereğince devirden önce doğan alacaklardan sorumlu olmayacağı, yalnızca davacının talep ettiği kıdem tazminatı fark alacağı bakımından diğer davalı ile müşterek müteselsil olarak sorumlu tutulması gerektiği anlaşılmaktadır. Bu husus gözetilmeden davalı ... Müdürlüğünün tüm alacak kalemlerinden sorumlu tutulması hatalıdır ve bozmayı gerektirmiştir.
3-Dosya kapsamına göre; davacının atölye usta yardımcısı olduğu ve Toplu İş Sözleşmesi ve ekinde yer alan pozisyon cetveline göre atölye usta yardımcısı için derece üst sınırının “13” derece olarak belirlendiği anlaşılmaktadır. (2012 yılı Mart ayından itibaren derece üst sınırları “2” puan arttırılmıştır.) Karara esas alınan bilirkişi raporunda, 01/03/2011 tarihi itibari ile 14. derece ve 28. kademe ücreti üzerinden hesap yapılarak derece bakımından Toplu İş Sözleşmesinde öngörülen üst sınır aşılmıştır. Davacının 01/03/2012 tarihine kadar en fazla “13” derece üzerinden ücret alabileceği göz önünde bulundurularak derece ve kademesi ve buna bağlı olarak dönemsel ücreti yeniden belirlenerek sonuca gidilmelidir. Hatalı hesaplama içeren bilirkişi raporuna itibar edilerek karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olanan hükmün yukarıda açıklanan sebepten BOZULMASINA, 28/03/2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.