9. Hukuk Dairesi 2013/2567 E. , 2013/11397 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA :Davacı vekili, davacı işçinin iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan feshedildiğini belirterek 4857 sayılı İş Kanunu"nun 18 ve devamı maddeleri uyarınca feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Yerel mahkeme, isteğin reddine karar vermiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacı işçinin iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından geçerli neden olmadan feshedildiğini belirterek, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18 ve devamı maddeleri uyarınca feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı işveren vekili, davacının iş sözleşmesinin karşılıklı anlaşma ile sona erdirildiğini, ancak ikale sözleşmesi imzalanmadığının davacının dava açtığında fark edildiğini, ikale bulunduğunu, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Davalı işveren vekili, davacının iş sözleşmesinin karşılıklı anlaşma ile sona erdirildiğini, ancak ikale sözleşmesi imzalanmadığının davacının dava açtığında fark edildiğini, ikale bulunduğunu, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece yapılan yargılama sonunda alınan bilirkişi raporuna itibar edilerek, davacının davalı ile aralarında 31.01.2012 tarihinde ibraname düzenlediklerini, davacının tüm işçilik haklarından vazgeçtiğini ve fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmadığını, bu ibranamenin işçinin tüm işçilik haklarıyla beraber menfaatine olacak şekilde sonuçlandığı yazılı ikale sözleşmesi olmamasına rağmen sağladığı menfaatler dolayısıyla ikale sözleşmesi olarak algılanması gerektiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
E) Gerekçe:
Genel olarak iş sözleşmesini fesih hakkı, hak sahibine, karşı tarafa yöneltilmesi gereken tek taraflı bir irade beyanı ile iş sözleşmesini derhal veya belirli bir sürenin geçmesiyle ortadan kaldırabilme yetkisi veren bozucu yenilik doğuran bir haktır. Feshin beyan edilmesiyle, iş ilişkisi, feshedenin iradesine uygun olarak geleceğe etkili olarak ya hemen ya da verilen önel süresinin geçmesiyle doğrudan doğruya sona erdirilir. Verilen önel süresinin kısaltılmasına ilişkin tarafların beyanları, gerçekleştirilen feshi ortadan kaldırmaz.
İşçinin iş güvencesi hükümleri uyarınca feshin geçersizliğini isteyebilmesi için iş sözleşmesinin işveren tarafından feshedilmesi gerekir. İşçinin haklı nedenle dahi iş sözleşmesini feshetmesi, feshin geçersizliği ve işe iade isteğinde bulunma hakkı vermez. Keza iş sözleşmesinin karşılıklı anlaşma ile sona erdirilmesinde taraf iradeleri birleştiği için, işçi iradesi fesada uğratıldığını iddia etmediği sürece feshin geçersizliği ve işe iade isteminde bulunamaz. İşçi ve işveren iradelerinin iş sözleşmesinin feshi konusunda birleşmesi, bir tarafın feshi niteliğinde değildir. İş Kanununda bu sona erme türü yer almasa da, taraflardan birinin karşı tarafa ilettiği iş sözleşmesinin karşılıklı feshine dair sözleşme yapılmasını içeren açıklamasının ardından diğer tarafın da bunu kabulü ile bozma sözleşmesi (ikale) kurulmuş olur. İşverenin fesih bildiriminden sonra düzenlene ibraname veya keza buna yönelik sulh anlaşmaları, işveren fesih beyanını ortadan kaldırmaz ve ikale olarak değerlendirilemez. Zira bu tür belgeler, feshin sonuçlarına ilişkindir.
Dosya içeriğine ve özellikle davalı tanık anlatımlarına göre davacının iş sözleşmesi davalı işveren tarafından yazılı bildirim olmadan performansının yetersizliği nedeni ile feshedilmiştir. Karşılıklı anlaşma ile son erdirilmesi için taraflardan gelen icap ve kabul beyanları ile buna yönelik anlaşma bulunmamaktadır. Taraflar fesihten sonra işçilik alacaklarının ödendiğine dair ibraname düzenlemişler ve davacı alacaklarını aldığını ve işvereni ibra ettiğini bildirmiştir. Bu düzenlenen ibranamenin, iş sözleşmesinin karşılıklı anlaşma ile sona erdirildiği şeklinde yorumlanarak, yazılı şekilde davanın reddi hatalıdır. Davacının iş sözleşmesi, davalı işveren tarafından yazılı bildirim olmadan feshedilmiştir. Fesih 4857 sayılı İş Kanunu’nun 19. Maddesi uyarınca salt bu nedenle geçerli nedene dayanmamaktadır.
4857 sayılı İş Yasasının 20/3 maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
F) Sonuç:
Yukarda açıklanan gerekçe ile;
1. Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. Feshin GEÇERSİZLİĞİNE ve davacının İŞE İADESİNE,
3.Davacının yasal süre içinde başvurusuna rağmen davalı işverence süresi içinde işe başlatılmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının davacının kıdemi ve fesih sebebi dikkate alınarak takdiren davacının 5 aylık brüt ücreti tutarında BELİRLENMESİNE,
4.Davacı işçinin işe iadesi için işverene süresi içinde müracaatı halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar en çok 4 aya kadar ücret ve diğer haklarının davalıdan tahsilinin GEREKTİĞİNE, Davacı işe başlatılırsa, peşin olarak ödenen bildirim süresine ait ücret ile kıdem tazminatının yapılacak bu ödemeden mahsubuna,
5. Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
6.Davacının yapmış olduğu 191.50 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davalının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
7.Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.320 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8. Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde ilgilisine iadesine, Kesin olarak 08.04.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.