Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/1542
Karar No: 2013/11392
Karar Tarihi: 08.04.2013

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2013/1542 Esas 2013/11392 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2013/1542 E.  ,  2013/11392 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ

    DAVA :Davacı vekili, davacı işçinin iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan feshedildiğini belirterek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
    Yerel mahkeme, isteğin reddinekarar vermiştir.
    Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    A) Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili, davacının davalı işyerinde bölge satış temsilcisi olarak çalıştığını, olumsuz davranışları olmadığını, davacıya önce 29 Mayıs 2009 - 04/06/2009 tarihleri arasında izin verildiğini, ancak izin süresi dolmadan 03/06/2009 tarihinde telefon ile aranarak işten çıkış işlemlerinin yapıldığı ve evrakları imzalamasının istenildiğini, davacının belirtilen günde işyerine gittiğini ancak kendisine imzalatılmak istenilen fesih bildiriminde yazılı bulunan " işini aksattığı ve gereken özeni göstermediği, işe sık sık geç geldiği, müşterilerle tartıştığı gibi " gerekçelerin gerçeği yansıtmadığını, böyle bir durumun olmadığını beyan ederek imzalamak istemediğini, daha sonra " ailevi nedenlerle son günlerde çok dalgın olduğun görünmektedir, bu nedenle iş akdin fesih edilmiştir " eklindeki yazıyı imzalaması ve iş yerini terk etmesinin istenildiğini, böylelikle davacının işine son verme işleminin gerçekleştirildiğini ancak işine 03/06/2009 tarihinde son verilmiş olmasına rağmen düzenlenen evraklara 05/06/2009 tarihinin yazıldığını, ayrıca 04/06/2009 tarihinde işveren tarafından Düzce 2. Noterliğinin 1429 yevmiye ve 02/06/2009 tarihli ihtarının keşide edildiğini belirterek belirterek, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18 ve devamı maddeleri uyarınca feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
    B) Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı işveren vekili, davalı işverenlikçe yapılan ihbar önelli fesih bildiriminin 10/04/2009 tarihinde davacı imzasına tebliğ edildiğini, işe iade talepli davanın bir aylık hak düşürücü süre geçirildikten sonra 30/06/2009 tarihinde açıldığını, ihbar öneli verilerek iş akdinin feshedildiği durumlarda; dava açma süresi fesih bildiriminin tebliğ tarihi itibariyle başladığını, davacının fesih bildiriminin tebliğ tarihinden itibaren bir aylık yasal sürede dava açmadığını, bu nedenle dava açma hakkının düştüğünü, davacı işçinin hatalı davranışlarını ihbar öneli içerisinde de sürdürdüğünden ihbar süresindeki çalışma döneminde de uyarılar yapılmasına ihtiyaç duyulmuş ancak derhal fesih yoluna gidilmediğini, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.


    C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davacının iş sözleşmesinin 05/06/2009 tarihinde feshedileceğinin kendisine 10/04/2009 tarihinde tebliğ edilmiş olduğu, ancak bu tebliğe rağmen bir aylık yasal hak düşürücü sürenin bittiği 10/05/2009 tarihine kadar iş bu davanın açılmadığı görülmüş, verilen ihbar süresi içerisinde davacı hakkında tespit edilmiş devam eden olumsuzluklar sebebiyle hakkında tekrar tutanak tutularak savunmasının istenildiği, ihbar süresi içerisinde de taraflar arasındaki iş sözleşmesi şartları ile devam ettiğinden yeni bir işlem yapılması ve feshe konu yeni bir sürece başlanılmış olması davalı işyerinin önceki fesih kararından vazgeçtiğine ilişkin herhangi bir karine oluşturmayacağı, davanın süresinde açılmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
    D) Temyiz:
    Karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    E) Gerekçe:
    4857 sayılı İş Kanunu"nun 20. maddesi uyarınca iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan feshedildiğini ileri süren işçinin, fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içerisinde feshin geçersizliği ve işe iade istemi ile dava açması gerekir. Bu süre hak düşürücü süre olup, resen dikkate alınması gerekir. İş sözleşmesinin önel verilerek feshi halinde, dava açma süresi önelin sona ereceği tarihte değil, işverenin fesih bildirimini tebliğ ettiği tarihten başlar.
    Ancak hak düşürücü dava süresinin başlaması için fesih bildiriminin usulüne uygun olması, bildirim konusunda çelişkiler bulunmaması gerekir.
    Dosya içeriğine göre mahkemece hükme esas alınan 10.04.2009 tarihinde tebliğ edildiği belirtilen fesih bildiriminde, davacının “İşyerinde dalgın ve huzursuz olduğu, arkadaşları ile tartıştığı ve uyarılara rağmen değişmediği, iş sözleşmesinin 4857 sayılı İş Kanunu’nun 17 ve 18. Maddeleri gereğince 05.06.2009 tarihi itibari ile feshedileceği” belirtilmiştir. Bu bildirime rağmen davacı izinde iken noter kanalı ile 02.06.2009 tarihinde gönderilen ihtarname ile “çalışanlar ve müşterilerle ilgili davranış bozukluğundan ve çalışma ortamında yarattığı huzursuzluktan dolayı iş sözleşmesinin feshedileceği, savunmasını 04.06.2009 tarihine kadar vermesi, aksi halde vermekten vazgeçmiş sayılacağı” bildirilmiş ve davacının iş sözleşmesi 05.06.2009 tarihinde ibraname düzenlenerek feshedilmiştir. Yargılama sırasında dinlenen davalı tanıkları da önceden tebliğ konusunda bir bilgileri olmadığını, fesihle ilgili tüm evrakların aynı gün imzalandığını beyan etmişlerdir.
    Tüm bu maddi olgulara göre iş sözleşmesinin feshinin 10.04.2009 tarihinde bildirildiği kesin olarak ortaya konmamıştır. Davacı izinde iken feshe 3 gün kala savunma istenmesi, 10.04.2009 tarihinden sonra davacının olumsuzluğu yol açtığı savunulan davranışlarının devam ettiğinin kanıtlanamaması ve davalı tanık anlatımlarına göre iş sözleşmesinin fesih bildiriminin 10.04.2009 tarihinde değil, 03.06.2009 tarihinde yapıldığı ve buna göre davanın süresinde açıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi hatalıdır. Dosya içeriğine göre davalı işveren davacının davranışlarından kaynaklanan geçerli nedenleri kanıtlanamadığı gibi yapılan fesih bildirimi ve savunma istemi de yasanın aradığı şekil şartlarını içermemektedir. Feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesi gerekmektedir.
    4857 sayılı İş Yasasının 20/3 maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
    F) Sonuç:
    Yukarda açıklanan gerekçe ile;
    1. Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
    2. Feshin GEÇERSİZLİĞİNE ve davacının İŞE İADESİNE,
    3. Davacının yasal süre içinde başvurusuna rağmen davalı işverence süresi içinde işe başlatılmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının davacının kıdemi ve fesih sebebi dikkate alınarak takdiren davacının 4 aylık brüt ücreti tutarında BELİRLENMESİNE,

    4. Davacı işçinin işe iadesi için işverene süresi içinde müracaatı halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar en çok 4 aya kadar ücret ve diğer haklarının davalıdan tahsilinin GEREKTİĞİNE, Davacı işe başlatılırsa, peşin olarak ödenen bildirim süresine ait ücret ile kıdem tazminatının yapılacak bu ödemeden mahsubuna,
    5. Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
    6. Davacının yapmış olduğu 141.70 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davalının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
    7. Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.320 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
    8. Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde ilgilisine iadesine,
    Kesin olarak 08.04.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi