10. Hukuk Dairesi 2021/5540 E. , 2021/14198 K.
"İçtihat Metni"Bölge Adliye
Mahkemesi : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
No : 2019/2615-2021/582
İlk Derece
Mahkemesi : ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
Dava, prime esas kazancın tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 7.Hukuk Dairesince davalı kurumun istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi
I-İSTEM
Davacı, 15/04/2009-31/12/2012 tarihleri arasında ... Havaalanında güvenlik görevlisi olarak çalıştığını, ... Havaalanının Devlet Hava Meydanları tarafından işletildiğini, davaya konu dönemde güvenlik hizmetlerini ihale yoluyla davalı ...tarafından üstlenildiğini, müvekkilinin alması gereken aylık ücretin sözleşmede asgari ücretin iki katı olarak belirlendiğini, belirlemeye rağmen davalı şirketçe SGK"ya bildirimlerin bu miktarın altında prime esas aylık kazanç olarak bildirildiğini, müvekkilinin işçilik alacakları konusunda davalı şirket aleyhine ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2013/127 Esas 2014/379 Karar sayılı dosyasıyla hükme bağlandığını, kararın Yargıtay incelemesi sonucu kesinleştiğini, alacak dosyasında alınan bilirkişi raporunda müvekkilinin aylık ücretinin 1881,00 TL olarak tespit edildiğini, prime esas aylık kazancın düzeltilmesi için 10/11/2016 tarihli dilekçe ile davalı ..."ya başvuru yapıldığını, aradan geçen süreye rağmen SGK tarafından talebin yerine getirilmediği gibi dilekçeye de cevap verilmediğini, davanın kabulünü, fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla müvekkilinin 15/04/2009-31/12/2012 tarihleri arasındaki aylara ilişkin davalı şirketçe SGK"ya bildirilmiş olan prime esas aylık kazancının 1881,00 TL olduğunun tespitini, davalı Kurum kayıtlarının bu şekilde düzeltilmesini talep etmiştir.
II-CEVAP
Davalı Kurum, davacıya ait kayıtların incelemesinden davacının davalı şirkette 15/04/2009 tarihinde işe başladığı 31/12/2009 tarihinde işten ayrıldığını, 01/01/2010 tarihinde işe başladığı 31/12/2010 tarihinde işten ayrıldığını, 01/01/2011 tarihinde işe başladığı 31/12/2011 tarihinde işten ayrıldığını, 01/01/2012 tarihinde işe başladığı 31/12/2012 tarihinde işten ayrıldığını, davacının işe giriş ve çıkışlarına göre tam olarak bildirildiğini, davacının kuruma bildirilen ücretin üstünde bir ücretle çalışma yaptığı iddiasının ispatlanması gerektiğini, davalının ücret tediye bordrosunu imzaladığını, aksinin imzalı belge ile ispatlanması gerektiğini, tanık dinlenmesine muvafakatinin bulunmadığını, yasal dayanaktan yoksun davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... Güvenlik Koruma Hizmetleri Tic. Ltd. Şti., davacının işçilik hak ve alacaklarının 6552 sayılı kanun emredici hükümleri çerçevesinde idareye ait olduğunu, davanın müvekkili firma yönünden husumet yokluğundan reddinin gerektiğini, davacının prime esas kazanç bedelini yazılı belgelere dayanarak ispat etmesi gerekirken, alacak dosyasındaki bilirkişi raporuna dayandığından hukuki dayanaktan yoksun açılan davanın reddinin gerektiğini, öncelikle davanın zamanaşımı nedeniyle reddini, aksi halde müvekkili şirket yönünden davanın husumet yokluğu nedeniyle usulden reddini, davanın esasına girilmesi halinde yasal dayanaktan yoksun açılan davanın reddini savunmuştur.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk derece mahkemesince, davanın kabulüne, davacının SGK "ya bildirilen prime esas kazançlarına ilave edilmesi gereken ve eksik bildirilen 2009 yılı Haziran ayı 666,00 TL, Temmuz ayı 693,00 TL, Ağustos ayı 693,00 TL, Eylül ayı 693,00 TL, Ekim ayı 693,00 TL, Kasım ayı 693,00 TL, Aralık ayı 693,00 TL, 2010 yılı Ocak ayı 729,00 TL, Şubat ayı 729,00 TL, Mart ayı 729,00 TL, Nisan ayı 729,00 TL, Mayıs ayı 729,00 TL, Haziran ayı 729,00 TL, Temmuz ayı 760,50 TL, Ağustos ayı 760,50 TL, Eylül ayı 760,50 TL, Ekim ayı 760,50 TL, Kasım ayı 760,50 TL, Aralık ayı 760,50 TL, 2011 yılı Ocak ayı 796,50 TL, Şubat ayı 796,50 TL, Mart ayı 796,50 TL, Nisan ayı 796,50 TL, Mayıs ayı 796,50 TL, Haziran ayı 796,50 TL, Temmuz ayı 837,00 TL, Ağustos ayı 837,00 TL, Eylül ayı 837,00 TL, Ekim ayı 837,00 TL, Kasım ayı 837,00 TL, Aralık ayı 837,00 TL, 2012 yılı Ocak ayı 886,50 TL, Şubat ayı 886,50 TL, Mart ayı 886,50 TL, Nisan ayı 886,50 TL, Mayıs ayı 886,50 TL, Haziran ayı 886,50 TL, Temmuz ayı 940,50 TL, Ağustos ayı 940,50 TL, Eylül ayı 940,50 TL, Ekim ayı 940,50 TL, Kasım ayı 940,50 TL, Aralık ayı 940,50 TL olmak üzere; toplam 34.524,00 TL kazancının olduğunun, ilgili kazanç için eksik yatırılan sigorta primlerinin davalı işverenden tahsili gerektiğinin tespitine karar verilmiştir.
B-BAM KARARI
Bölge Adliye Mahkemesince, İlk derece mahkemesinin kararının yasal ve hukuksal gerekçeleri ile dayanağı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığından davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK "nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esasdan reddine karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı Kurum vekili ; davacı çalışmalarından dolayı işe giriş ve çıkışlara göre tam olarak bildirildiğini, ancak davacının bu davada kuruma eksik ücret bildirmesi nedeni ile primlerin eksik kalan kısımların tespitini talep ettiğini, ancak davacının dava dilekçesinde belittiği üzere davalı işveren tarafından Kuruma bildirilen ücretin üstünde bir ücretle çalışma yaptığı iddiasını kanıtlaması gerektiğini, davacının bu durumu ücret tediye bordrosu gibi yazılı belgelerle ispat etmek zorunda olduğunu, davacının idiia ettiği ücretin yıllar itibari ile yasadaki sınırların üzerinde olduğunu, zaten davalının ücret tediye bordrosunu imzalamış ise bunun karşılığında imzalı belge getirmesi gerektiğini, bu tür davalar kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemece re"sen incelenerek uyuşmazlığın hiçbir kuşku ve tereddüde mahal vermeyecek şekilde kanıtlanması gerektiğini, eksik inceleme ve araştırma sonucu verilen iş bu kararın haksız ve hukuka aykırı olduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Davanın yasal dayanaklarından olan 5510 sayılı Kanunun “Prime esas kazançlar” başlıklı 80. maddesinin 1. fıkrasında, sigortalıların prime esas kazançlarının nasıl belirleneceği açıklanmıştır. Diğer taraftan 5510 sayılı Kanunun 86/9. maddelerine dayalı olarak açılan bu tür hizmet tespiti davalarında kesinleşen mahkeme ilamı, işverence Kuruma verilmeyen belgelerin yerine geçecek nitelikte olduğundan hükümde ayrıca 80. Maddeye göre hesaplanacak olan 1 günlük ücretin belirtilmesi de gerekmektedir. 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun; 200. maddesinde, bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri belirli bir tutarı geçtiği takdirde senetle kanıtlanması gerektiği, bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri, ödeme veya borçtan kurtarma (ibra) gibi herhangi bir sebeple belirli bir tutardan aşağı düşse bile senetsiz kanıtlanamayacağı bildirilmiş, aynı maddenin 2. fıkrasında, madde uyarınca senetle kanıtlanması gereken konularda yukarıdaki hükümler hatırlatılarak karşı tarafın açık muvafakati durumunda tanık dinlenebileceği, 202. maddesinde de, senetle kanıtlanması zorunlu konularda yazılı bir delil başlangıcı varsa tanık dinlenebileceği açıklanarak delil başlangıcının, dava konusunun tamamen kanıtlanmasına yeterli olmamakla birlikte, bunun var olduğunu gösteren ve aleyhine sunulmuş olan tarafça verilen kağıt ve belgeler olduğu belirtilmiştir.
Kuruma ödenmesi gereken sigorta primlerinin hesabında gerçek ücretin/kazancın esas alınması gerekmekte olup hizmet tespiti davalarının kamusal niteliği gereği, çalışma olgusu her türlü kanıtla ispatlanabilmesine karşın ücret konusunda aynı genişlikte ispat serbestliği söz konusu değildir ve değinilen maddelerde yazılı sınırları aşan ücret alma iddialarının yazılı delille kanıtlanması zorunluluğu bulunmaktadır. Ücret tutarı maddede belirtilen sınırları aştığı takdirde, tespiti gereken gerçek ücretin; hukuksal geçerliliğe sahip olarak düzenlenmiş bulunmaları kaydıyla, sigortalının imzasını içeren aylık ücreti gösteren para makbuzları, banka kayıtları, ticari defter kayıtları, ücret bordroları gibi belgelerle kanıtlanması olanaklıdır. Yazılı delille ispat sınırının altında kalan miktar için tanık dinlenebileceği gibi, tespiti istenen miktar sınırı aşsa dahi varlığı iddia edilen çalışmanın öncesine ve sonrasına ait yazılı delil başlangıcı sayılabilecek belgeler bulunuyorsa tanık dinlenmesi mümkündür. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 20.10.2010 gün ve 2010/10-480 Esas - 2010/523 Karar, 20.10.2010 gün ve 2010/10-481 Esas - 2010/524 Karar, 20.10.2010 gün ve 2010/10-482 Esas - 2010/525 Karar, 19.10.2011 gün ve 2011/10-608 Esas - 2011/649 Karar, 19.06.2013 gün ve 2012/10-1617 Esas - 2013/850 Karar sayılı ilamlarında da aynı görüş ve yaklaşım benimsenmiştir.
5510 sayılı Kanunun 80. maddesinin 1. fıkrasının (a)/(1) alt bendindeki “ücretler” kavramı içine asıl ücretle birlikte fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücretleri gibi unsurlar da girmektedir. (3) numaralı alt bendi gereğince, idare veya yargı makamları tarafından belirlenen ücretlerin prim hesabına esas alınabilmesi için bu tür kazançlara hak kazanmak yeterli olmamakta, işçilik alacaklarına ilişkin taraflar arasında çıkan uyuşmazlıkta mahkemece verilen karar sonrasında işçiye (sigortalıya) ödeme yapılmış olması aranmakta, bu durumda, yargı kararı ile hak kazanılan ücret niteliğindeki kazançların primlerinin sigortalı payının infaz sırasında sigortalıya yapılan ödemeden düşülmesi işverenin Kuruma karşı prim yükümlülüğünü kaldırmadığı da dikkate alınmak suretiyle, ödemenin yapıldığı ayın prime esas kazanç matrahına dâhil edilmesi, hizmet akdi daha önceki bir tarihte sona erdiği takdirde ise yapılan ödemelerin çalışmanın geçtiği son ayın prime esas kazancında gözetilmesi gerekmektedir.
Somut olayda, yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular gereğince, işçilik İnceleme konusu dosyada; davacının 15.04.2009-31.12.2012 tarihleri arasında davalı iş yerinden tam bildiriminin olduğu, işçilik alacaklarına ilişkin ... 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/127 Esas,2014/379 Karar sayılı, 30.09.2014 tarihli kararında davacının aylık ücretinin asgari ücretin iki katı tutarında olduğu tespit edilerek hüküm kurulduğu ve kararın Y. 7. Hukuk Dairesinin 2015/20850 Esas, 2016/11818 Karar sayılı,31.05.2016 tarihli ilamı ile düzelterek onandığı anlaşılmaktadır. Maaş ödemelerine ilişkin banka kayıtlarının celp edildiği, banka kayıtlarına göre davacıya 15.04.2009-31.12.2011 tarihleri arasında asgari ücretin iki katı, 01.01.2012-31.12.2012 tarihleri arasında asgari ücretin iki katının altında ödeme yapıldığı görülmektedir.
Mahkemece, davacıya yapılan ödemelere ilişkin banka kayıtları ve işçilik alacakları davasında davacının aylık ücretinin asgari ücretin iki katı tutarında olduğunun tespit edildiği esas alınarak inceleme yapılmış ve buna göre hüküm kurulmuştur. Banka kayıtları esas alınmak suretiyle prime esas kazançların tespitine yönelik yaklaşım isabetli olmakla beraber, 2012 yılı ilk altı ayda asgari ücretin iki katından 126.00TL, ikinci altı ayda asgari ücretin iki katından 180.00TL eksik ödeme yapıldığı gözetilmeksizin 2012 yılına ilişkin ücretin asgari ücretin iki katı üzerinden hesaplanması yerinde değildir.
Diğer yandan; İşçilik alacakları davasında davacının aylık ücretinin asgari ücretin iki katı tutarında olduğu tespit edilerek karar verilmiş ise de; davada hüküm altına alınan miktarın davacıya ödendiğine dair bilgi ve belge dosya içerisinde bulunmamaktadır. Yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular gereğince, işçilik alacakları davasında hükmedilen tutarın davacıya ödenmesi halinde prime esas kazancın tespitinde dikkate alınabilecektir. Bu itibarla işçilik alacakları davasında hükmedilen tutarın davacıya ödenip ödenmediği varsa icra dosyası da incelenmek suretiyle araştırılmalı, ödemenin varlığı ve gerçekliği tespit edilmeli, ödemenin gerçekleşmiş olması halinde işçilik alacakları davasında hüküm altına alınan tutar son ayın prime esas kazancına esas alınmalıdır.
Mahkemece yukarıda belirtilen hukuki ve maddi olgular göz önünde bulundurulmaksızın eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması, usûl ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 15/11/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.