22. Hukuk Dairesi 2015/29662 E. , 2015/33397 K.
"İçtihat Metni"Y A R G I T A Y İ L A M I
MAHKEMESİ : Kütahya 2. İş Mahkemesi
TARİHİ : 03/08/2015
NUMARASI : 2015/571-2015/589
DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalılar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalı kurumda değişen alt işverenler nezdinde kesintisiz çalıştığını, davalı kurum ile bu alt işverenler arasında işçi temini bulunduğunu, daha sonra davacının çalıştığı işyerinin özelleştirme yoluyla diğer davalı şirkete devredildiğini, iş sözleşmesinin haklı bir sebep yokken feshedildiğini iddia ederek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti talebinde bulunmuştur.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının iddialarının yerinde olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalı kurum ile dava dışı şirketler arasında alt işverenlik ilişkisi olduğu, davalılar arasında ise özelleştirme sebebiyle işyeri devri bulunduğu ve davalıların davacının taleplerinden müteselsilen, müştereken sorumlu buludukları, davacının iş sözleşmesinin haksız feshedildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalılar vekilleri ayrı ayrı temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalı Ç. Şirketi"nin tüm, diğer davalılar T. K. İ. ve E. Ü. A. Ş."nin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davalıların davacıların taleplerinden sorumlu olup olmadıkları ve sorumlu iseler sorumluluklarının hangi esasa göre belirleneceği konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu"nun 2. maddesinin 6. fıkrasında alt işverenlik düzenlenmiştir. Buna göre, bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik sebeplerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur.
4857 sayılı Kanun"un 6. maddesinde ise işyeri devri ve bunun iş sözleşmesi ile işçilik alacakları üzerindeki etkisi düzenlenmiştir. Söz konusu maddeye göre; işyeri veya işyerinin bir bölümü hukukî bir işleme dayalı olarak başka birine devredildiğinde, devir tarihinde işyerinde veya bir bölümünde mevcut olan iş sözleşmeleri bütün hak ve borçları ile birlikte devralana geçer. Devralan işveren, işçinin hizmet süresinin esas alındığı haklarda, işçinin devreden işveren yanında işe başladığı tarihe göre işlem yapmakla yükümlüdür. Yukarıdaki hükümlere göre devir halinde, devirden önce doğmuş olan ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlardan devreden ve devralan işveren birlikte sorumludurlar. Ancak bu yükümlülüklerden devreden işverenin sorumluluğu devir tarihinden itibaren iki yıl ile sınırlıdır.
Somut olayda; davacının önce T. K. İ. sonra E. Ü. A. Ş. ve nihayet Ç. Şirketi nezdinde alt işveren işçisi olarak kesintisiz çalıştığı görülmektedir. Mahkemece muvazaa iddiasının kabul edilmemesi ve davacı tarafın kararı temyiz etmemesi karşısında E. Ü. A. Ş ve T. K. İ."nin asıl işveren konumunda olduğu anlaşılmaktadır.
Yukarıda ifade edildiği üzere işyeri devrine ilişkin kurallar, işverenler arasında gerçekleşen ve hukuki işleme dayalı olarak işyerinin bir işverenden diğerine geçmesine sebep devirler için uygulama kabiliyetine sahiptir. Asıl işverenin işyerini devretmesi alt işverenin işçileri açısından işyeri devrine ilişkin 4857 sayılı Kanun"un 6. maddesinin uygulanmasına sebep olmaz. Zira asıl işveren kanun gereği sorumlu olan ve alt işverenin işçisinin işvereni olmayan bir işveren olup, söz konusu madde kapsamında bir işveren olmadığı gibi asıl işverenin işyeri de bu kapsamda bir işyeri niteliği taşımaz. Asıl işverenin işyerini devretmesi sadece kendi işçileri açısından İş Kanunu"nun 6. maddesinde düzenlenen işyeri devri kurallarının uygulanmasını gerektirir. Bu durumda işyerini devreden asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı sadece kendi döneminde doğan alacaklar bakımından İş Kanunu"nun 2. maddesi sebebiyle asıl işveren sıfatıyla sorumlu olacak, 4857 sayılı Kanun"un 6. maddesi uyarınca işyeri devri kurallarına göre sorumlu tutulamayacaktır.
Somut olaya dönüldüğünde, davalı T. K. İ."nin işyerini E. Ü. A. Ş."ne devrettiği, davalı E. Ü A. Ş."nin ise aynı işyerini özelleştirme suretiyle diğer davalı Ç. Şirketi"ne devrettiği görülmektedir. Bu itibarla iş sözleşmesinin sona ermesine bağlı alacaklar bakımından davalılar E. Ü. A. Ş. ve T. K. İ."nin asıl işveren oldukları dönemde doğmadıkları da dikkate alınarak anılan davalıların sorumlulukları olmadığı göz önününe alınmaksızın davacının talepleri bakımından davalıların müştereken ve müteselsilen sorumluluklarına karar verilmesi isabetsizdir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 02.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.