6. Hukuk Dairesi 2021/273 E. , 2021/933 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki asıl davada alacak, birleşen davada tazminat davalarının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hüküm süresi içinde asıl davada davalı-birleşen davada davacı ... ... vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Asıl ve birleşen dava eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, yüklenici tarafından açılan asıl dava bakiye iş bedeli istemine, iş sahibi tarafından açılan birleşen dava ise kira kaybı bedeli istemine ilişkindir. Mahkemece asıl davanın 122.706,94 TL üzerinden kısmen kabulüne karar verilmiş, birleşen dava hakkında herhangi bir hüküm kurulmamıştır. İşbu karar davalı-birleşen dava davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Asıl davada davacı yüklenici vekili; davacının, davalıya ait olan ... Merkez .... Mah. ... Mevkii, pafta ... ada ..., parsel 7"de kayıtlı arsa üzerine villa tipi binanın kaba inşaatını yapmak üzere 10/08/2007 tarihinde davalı ile anlaştığını, yapım şartlarının sözleşmede belirtildiğini ve davalının davacıya 165.000,00-TL ödemesinin kararlaştırıldığını, kaba inşaat yapıldıktan sonra bu kez binanın ince işlerinin yapımı konusunda 26/08/2008 tarihinde ikinci bir sözleşme akdedildiğini ve sözleşmede yapılacak işler karşılığında davacıya 240.000,00-TL ödenmesinin kararlaştırıldığını, davalının bu sözleşmelerde kararlaştırılan iş karşılığında davacı yükleniciye 405.000,00-TL ödemeyi taahhüt ettiğini, davacı yüklenicinin edimini yerine getirdiğini, davalı tarafından parça parça ödemelerle toplam 217.050,00-TL ödemede bulunduğunu, geri kalan borcunu ise ödemediğini, davalının, davacının işi eksik yaptığı iddiası ile Ordu 2.Sulh Hukuk Mahkemesi"nde 2010/128 D.İş sayılı dosyası ile tespit yaptırdığını, yapılan tespitte müvekkilinin işi büyük oranda tamamladığı, 34.815,00-TL"lik kısmı ise eksik yaptığının tespit edildiğini, davalının işin bitimine yaklaşıldığında yapması gereken ödemeleri yapmadığını, binanın kapı kilidini değiştirerek davacının çalışmasını engellediğini belirterek, fazlaya ilişkin talep ve hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 153.135,00-TL"nin ödenmesine, söz konusu miktara dava tarihinden itibaren reeskont avans faizinin uygulanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalı iş sahibi vekili; taraflar arasında iki adet istisna (eser) sözleşmesi akdedildiğini, birinci sözleşmenin kaba inşaat, ikinci sözleşmenin de ince işler için olduğunu, Ordu 2.Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2010/128 D.İş sayılı dosyasından da anlaşılacağı üzere birinci sözleşme ve ikinci sözleşmeyle yapılması taahhüt edilen eserlerin tamamlanarak iş sahibine teslim edilmediğini, müvekkilinin aylık ödemelerini ifa ettiğini ancak yüklenicinin taahhüt ettiği tarihte işi bitirip teslim edemediğini, müvekkilinin ilk sözleşmeden itibaren toplam 242.852,00-TL ödeme yaptığını, ayrıca tespit raporunda yapılacak işin birçok noktasında hataların ve kusurların olduğunun tespit edildiğini, davacı ile davalının toplam 405.000,00-TL üzerinden inşaatın yapımı konusunda anlaştıklarını, davacı tarafın talep edebileceği miktarın sözleşmenin feshi nedeniyle yerine getirdiği edimlerin, sebepsiz zenginleşme hükümlerince kendisine iadesinden ibaret olduğunu, davalı tarafın işi zamanında teslim etmemesi nedeniyle iş sahibinin aylık 1.500,00-TL kira gelirinden mahrum kaldığını, bu nedenle teslim tarihi olan 30/09/2009 tarihinden bugüne kadar geçen 25 aylık zaman için 37.500,00-TL zararlarının davacı-birleşen davalı yüklenici tarafından müvekkili iş sahibine ödenmesi gerektiğini, ayrıca davacı tarafından iş bu davanın ikame edilmesi nedeniyle davalı iş sahibine tebliğ tarihi olan 21/10/2011 tarihinde taraflar arasındaki sözleşmenin fesh edildiğinin ortada olduğunu belirterek, davacı-karşı davalı tarafın yapmış olduğu işlemlerin bedellerinin tespiti ile bu bedelin, iş sahibi tarafından yapılan 242.852,00-TL ödemeden mahsubu neticesinde, iş sahibi tarafından fazladan ödenen paranın tespit edilmesine, tespit edilen fazla ödemenin sebepsiz zenginleşme hükümlerince davalı-birleşen dava davacı iş sahibine iadesine, iş sahibinin mahrum kaldığı kira geliri olan 37.500,00-TL zararın, davacı-birleşen dava davalı yükleniciden alınarak iş sahibine ödenmesini talep ve dava ettiği, davalı tarafın belirtilen miktarlar üzerinden açtığı karşı davanın süresinde ikame olunmaması nedeniyle mahkeme tarafından asıl dava dosyasından tefrik edilerek, aynı mahkemenin 2011/457 Esas sırasına kaydının yapıldığı, bilahare mahkemenin 2011/457 Esas sayılı dava dosyasının, 03/05/2012 tarihli karar ile asıl dava dosyası ile birleştirildiği anlaşılmıştır.
Mahkeme tarafından asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine dair kararın davalı-birleşen dava davacısı vekilince temyizi üzerine Dairemiz tarafından bozulmasına karar verilmiştir. Bozmaya uyan mahkemece yapılan yargılama neticesinde asıl davanın 122.706,94 TL üzerinden kısmen kabulüne karar verilmiş, birleşen dava hakkında hüküm kurulmamıştır. İşbu karar hakkında davalı-birleşen dava davacı iş sahibi vekilince temyiz talebinde bulunulmuştur.
1- Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre davalı-birleşen dava davacı iş sahibi vekilinin asıl davadaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2- Davalı-birleşen davada davacı iş sahibi vekilinin birleşen dosyaya ilişkin temyiz itirazlarına gelince;
İncelenen dava dosyasında, mahkemece, asıl dava hakkında hüküm kurulmuş ise de, birleşen dava hakkında olumlu veya olumsuz herhangi bir karar verilmediği anlaşılmıştır.
Hukuk Muhakemesi Kanunu"nun 297. maddesinde hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği düzenlenmiş olup, belirtilen açıklama ışığında her bir dava hakkında ayrı ayrı karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Asıl ve birleşen davalar birbirinden bağımsız davalar olup, birden fazla uyuşmazlığın tek dosya üzerinden çözüme kavuşturulması ve dosyaların birleştirilmiş olması temelde bu davaların bağımsız birer dosya olma özelliğini ortadan kaldırmayacak, her bir dava müstakil dava olma özelliklerini koruyacaktır. Asıl dava hakkında karar verilirken birleşen dava hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalı-birleşen dava davacı iş sahibi vekilinin asıl davaya ilişkin tüm temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca davalı-birleşen dava davacı iş sahibi vekilinin birleşen davaya ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı-birleşen dava davacı iş sahibi yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı harcın asıl dava yönünden temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.10.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.