10. Hukuk Dairesi 2021/7027 E. , 2021/14195 K.
"İçtihat Metni"Bölge Adliye
Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi
No : 2019/2060-2021/461
İlk Derece
Mahkemesi : Edirne 1. İş Mahkemesi
Dava, ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı taraf vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 34.Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esasdan reddine karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince verilen kararın, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi
I-İSTEM
Davacı, ödeme emrine konu borçtan sorumlu olmadığından ödeme emirlerinin iptalini talep etmiştir.
II-CEVAP
Davalı vekili, davacının borçtan sorumlu olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, davalı kurum tarafından davacıya gönderilen 2017/010998 ve 2017/011000 sayılı ödeme emirlerine konu 2004/1-2007/2 ayları arası borçların zaman aşımına uğraması nedeniyle bu dönem alacaklar bakımından ödeme emirlerinin iptaline, 2007/3-2008/12 aylar arasındaki borçlardan davacının sorumlu olması nedeniyle iptal talebinin reddine karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
... Bölge Adliye Mahkemesi, Edirne İş Mahkemesinin 13/09/2018 tarihli, 2017/163 Esas-2018/336 Karar sayılı kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekili ve davalı Kurum vekilinin istinaf başvurularının 6100 sayılı Yasanın 353/1-b-1 maddesi gereğince esasdan reddine karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ
Davacı vekili, Kurumun önce Çiftçi Malları Koruma Başkanlığı’na takibi yöneltip tahsilat yapması, tahsilatın kısmen yapılması yada hiç yapılmaması durumunda da kanuni temsilcilerinin malvarlığına gitmesi gerekmekte idi. Dolayısıyla takip usule uygun şekilde yapılmamış, davamızın kabulü yoluna gidilmesi gerekirken reddedilmiştir. Ayrıca davalı kurum alacağına ilişkin müvekkilin müteselsil sorumluluğu bulunmamaktadır. Dolayısıyla söz konusu kurum alacağı için müvekkile takip yapılamaz. Prim alacağının tahakkuk ettiği ve ödenmesi gereken dönemde, işveren ile birlikte müteselsilen sorumluluk koşullarının oluşması için, işveren kamu kurum ve kuruluşu ise, kamu görevlilerinin tahakkuk ve tediye ile görevli olması, tüzel kişiliğe haiz diğer işyerlerinde ise üst düzey yönetici ya da yetkilisi ve kanuni temsilci sıfatıyla işveren tüzel kişiliği temsil ve ilzama yetkili bulunması gerekir. Ancak müvekkil söz konusu niteliklerin hiçbirini taşımamakla söz konusu kurum alacağına ilişkin müteselsil sorumluluğu bulunmamaktadır gerekçeleriyle,
Davalı Kurum vekili ise; Kurum işlemi mevzuata uygun olmasına rağmen, ödeme emirlerinin kısmen iptali kararı hukuka aykırıdır. 6183 sayılı Kanunun 58. maddesindeki "İtirazında tamamen veya kısmen haksız çıkan borçludan, hakkındaki itirazın reddolunduğu miktardaki amme alacağı % 10 zamla tahsil edilir." hükmüne göre ödeme emrine itiraz eden borçlu itirazının reddi halinde reddedilen miktarın % 10"u kadar miktarda borçlu aleyhine tazminata hükmedilmesi gerekir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olmasına rağmen reddedilen kısım üzerinden borçlu aleyhine tazminata hükmedilmemesi hatalıdır gerekçeleriyle kararın bozulmasını istemişlerdier.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME
İnceleme konusu dosyada; davanın 2017/010998 ve 2017/011000 sayılı ödeme emirlerinin iptaline ilişkin olduğu, ödeme emirlerinin davacıya 12/04/2017 tarihinde tebliğ edildiği, davanın 18/04/2017 tarihinde süresi içinde açıldığı, ödeme emrine konu borçlar 2004/1 - 2008/12 arası prim ve işsizlik prim borcu olup, en son 12/04/2017 tarihinden 10 yıl önceki borçların zamanaşımına uğradığı, 2007/3 ayının prim borcu yasa gereği bir sonraki ayın sonuna kadar ödeneceğinden 2007 yılı 2. ayı ve daha öncesi için zaman aşımının gerçekleştiği, İpsala Kaymakamlığı tarafından gönderilen yazıda davacının 2004, 2005, 2006, 2007 ve 2008 yıllarında üye olarak adının bulunduğu anlaşılmaktadır.
Tüzel kişi işverenlerin ortak ve yetkililerinin kamu alacaklarından sorumluluğu, 6183 sayılı Kanunun 35, mükerrer 35, mülga 506 sayılı Kanunun 80. ve bazı maddeleri dışında 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun 88. maddesinde düzenlenmiştir.
506 sayılı Kanunun 80/12 maddesi, “Sigorta primlerini haklı sebepleri olmaksızın, birinci fıkrada belirtilen süre içerisinde tahakkuk ve tediye etmeyen kamu kurum ve kuruluşların tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri mesul muhasip, sayman ile tüzelkişiliği haiz diğer işverenlerin üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri kuruma karşı, işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur.” hükmünü öngörmüş, 5510 sayılı Kanunun 88/20 maddesi de bazı farklar dışında anılan maddeye paralel düzenleme getirmiş olup, “Kurumun sigorta primleri ve diğer alacakları haklı bir sebep olmaksızın bu Kanunda belirtilen sürelerde ödenmez ise kamu idarelerinin tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri, tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin şirket yönetim kurulu üyeleri de dahil olmak üzere üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile kanuni temsilcileri Kuruma karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur.” hükmünü öngörmüştür.
6183 sayılı Kanunun “Ödeme emrine itiraz” başlığını taşıyan 58. maddesinde; kendisine ödeme emri tebliğ olunan kişinin, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde itirazda bulunabileceği,itirazında tamamen veya kısmen haksız çıkan borçludan, hakkındaki itirazın reddolunduğu miktardaki amme alacağının %10 zamla tahsil edileceği belirtilmiştir.
Somut dosyada ; Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmesi yerinde ise de, reddedilen miktarlar yönünden %10 haksız çıkma tazminatına hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Ne var ki bu konuların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 370. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle Edirne İş Mahkemesi"nin 2017/163 Esas, 2018/336 Karar sayılı, 13.09.2018 tarihli hükmünün 2. Fıkrasının sonuna " %10 haksız çıkma tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine," ibaresinin yazılmasına, kararın bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde davacıya iadesine, 15.11.2021 gününde oybirliği ile karar verildi.
.