Abaküs Yazılım
13. Daire
Esas No: 2021/3339
Karar No: 2021/2724
Karar Tarihi: 08.09.2021

Danıştay 13. Daire 2021/3339 Esas 2021/2724 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2021/3339
Karar No:2021/2724



TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Barosu Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : Hukuk Müşaviri …

İSTEMİN KONUSU : ... İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, Tarım ve Orman Bakanlığı 6. Bölge Müdürlüğü, Antalya Şube Müdürlüğü'nce 04/06/2021 tarihinde 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu uyarınca açık teklif usulüyle "2021-2022 Av Turizmi Kapsamında, Antalya İli Akseki, Kaş, İbradı, Gazipaşa, Alanya, Döşemealtı ve Finike ile Isparta İli Sütçüler İlçelerine Bağlı Yaban Hayatı Geliştirme Sahalarında 13 Parti Hâlinde Toplam 45 Adet Yaban Keçisi/Hatalı Boynuz Şelek Acente Kotalarının Avlattırılması" ihalesinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesi'nce verilen kararda; 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 76. maddesinde sayılan baroların görevleri göz önünde bulundurulduğunda, dava konusu ihale işleminin davacı Baro tüzel kişiliğinin hak ve menfaatlerini doğrudan etkilemediği gibi, avukatlık mesleğine yönelik de herhangi bir etkisinin olmadığı; öte yandan, anılan Kanun ile barolara verilen "hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını savunmak, korumak ve bu kavramlara işlerlik kazandırmak" görevinin ise barolara avukatlık mesleği ile ilgili meşru, güncel ve kişisel alakası bulunmayan konularda da dava açma imkânı vermeyeceği, aksinin kabulü hâlinde baroların başta diğer kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarını ilgilendiren konular olmak üzere menfaat alakalarının bulunmadığı her konuda dava açabilmeleri sonucununun doğacağı ve bunun ise idarî yargıda dava açma ehliyetine ilişkin düzenlemenin amacına aykırı olacağı dikkate alındığında, dava konusu ihale işlemi ile Antalya Barosu Başkanlığı'nın menfaat ilişkisinin dolayısıyla da dava açma ehliyetinin bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Nitekim, Danıştay İdarî Dava Daireleri Kurulu'nun 06/12/2017 tarih ve E:2014/3568, K:2017/4135 sayılı ve 17/12/2018 tarih ve YD İtiraz No:2018/552 sayılı kararları ile Danıştay

Onüçüncü Dairesi'nin 11/03/2021 tarih ve E:2021/513 K:2021/913 sayılı kararı da bu yöndedir.
Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'un 15. maddesinin 1/b bendi uyarınca davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşu oldukları ve dolayısıyla genel nitelikli düzenleyici işlemlere karşı, kural olarak kuruluş kanunlarında gösterilen amaçları doğrultusunda dava açma ehliyetlerinin bulunduğu, hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını savunmak ve korumak gibi bir işlevlerinin olduğu ve bu yönüyle diğer meslek örgütlerinden farklı oldukları, hayvan haklarının korunmasının insan hakları ve ahlaki normlar ile doğru orantılı olduğu ve söz konusu ihale ile ekonomik ve turizm kaygısı güdülerek yaşam hakkının ihlâl edildiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, dava açma ehliyetinin şartı olan menfaat unsurunun meşru, kişisel ve güncel olması gerektiği, aksi hâlde dava açma ehliyetine sahip olunamayacağı belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'NIN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi'nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Davacının temyiz isteminin reddine,
2.Davanın ehliyet yönünden reddi yolundaki ... İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın davacıya iadesine,
5.Kullanılmayan …-TL yürütmeyi durdurma harcının istemi hâlinde davacıya iadesine,
6. Dosyanın anılan Mahkeme'ye gönderilmesine,
7. 2577 sayılı Kanun'un 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca kesin olarak (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere), 08/09/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinde, idari işlemler hakkında, yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan davalar, iptal davaları olarak tanımlanmıştır.

İptal davasının gerek anılan maddede, gerekse içtihat ve doktrinde belirlenen hukukî nitelikleri göz önüne alındığında, idare hukuku alanında tek taraflı irade açıklamasıyla kesin ve yürütülmesi zorunlu nitelikte tesis edilen idari işlemlerin ancak bu idari işlemle meşru, kişisel ve güncel bir menfaat ilgisi kurabilenler tarafından iptal davasına konu edilebileceğinin kabulü zorunlu bulunmaktadır.

Taraf ilişkisinin kurulması için gerekli olan kişisel, meşru ve güncel bir menfaat alakasının varlığı ise, davanın niteliğine ve özelliğine göre idari yargı yerlerince belirlenmekte, davacının idari işlemle ciddi ve makul, maddi ve manevi bir ilişkisinin bulunduğunun anlaşılması, dava açma ehliyeti için yeterli sayılmaktadır.
Ayrıca, iptal davaları ile idari işlemlerin hukuka uygun olup olmadığının saptanmasına, hukukun üstünlüğünün sağlanmasına, böylece de idarenin hukuka bağlılığının belirlenmesine, sonuçta hukuk devleti ilkesinin gerçekleştirilebilmesine olanak sağlandığından, bu davalarda menfaat ilgisinin bu amaç doğrultusunda yorumlanması da gerekmektedir.

Anayasa'nın kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarını düzenleyen 135. maddesinde, "... kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve üst kuruluşları; belli bir mesleğe mensup olanların müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, mesleki faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak, meslek mensuplarının birbirleri ile ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hakim kılmak üzere meslek disiplini ve ahlâkını korumak maksadı ile kanunla kurulan ve organları kendi üyeleri tarafından kanunda gösterilen usullere göre yargı gözetimi altında, gizli oyla seçilen kamu tüzel kişileridir..." kuralı yer almış; 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 76. maddesinde, baroların avukatlık mesleğine mensup olanların müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, meslekî faaliyetlerini kolaylaştırmak, avukatlık mesleğinin genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak amacıyla kurulmuş meslek kuruluşları olduğu belirtilmiş iken, 10/05/2001 tarih ve 24398 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 4667 sayılı Kanun ile 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 76. maddesinde değişiklik yapılarak; barolar, avukatlık mesleğini geliştirmek, meslek mensuplarının birbirleri ve iş sahipleri ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni sağlamak, meslek düzenini, ahlâkını, saygınlığını, hukukun üstünlüğünü, insan haklarını savunmak ve korumak, avukatların ortak ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla tüm çalışmaları yürüten, tüzel kişiliği bulunan, çalışmalarını demokratik ilkelere göre sürdüren kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşu olarak tanımlanmış; aynı Kanun'un Baro Yönetim Kurulu'nun görevlerinin düzenlendiği 95. maddesine yine 4667 sayılı Kanun'la eklenen 21. bentte de, yönetim kurulunun, hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını savunmak, korumak ve bu kavramlara işlerlik kazandırmakla görevli olduğu belirtilmiştir.

1136 sayılı Kanun'un 76 ve 95/21. maddelerinde yapılan ve yukarıda açıklanan kanuni değişiklikten sonra baroların, meslekî bir örgüt olmanın ötesinde hukukun üstünlüğünü, insan haklarını savunmak ve korumak gibi bir işlev yüklenmesi nedeniyle diğer meslek örgütlerinden farklı bir konuma sahip olduğu açıktır.

Danıştay kararları ışığında konuya bakıldığında, Avukatlık Kanunu'nda yapılan değişiklikten sonra açılan davalarda dava açma ehliyetinin bulunup bulunmadığı saptanırken, iptal davasının genel amacının yanı sıra dava konusu idarî işlemin, hukukun üstünlüğünü, hukuk devleti ilkesini, genel kamu yararı, Anayasa ile koruma altına alınan eşitlik, kişinin dokunulmazlığı, özel hayatın gizliliği, kanunsuz suç ve ceza olamayacağı gibi temel insan haklarını ihlâl edip etmediğine ve yargı kararlarının uygulanmaması veya geçersiz kılınması gibi hukuk devleti ilkesini zedeleyen bir durumun olayda söz konusu olup olmadığına bakılarak menfaat ilgisinin olaya özgü, ancak daha geniş yorumlandığı görülmektedir.

Nitekim, Danıştay İdarî Dava Daireleri Kurulu'nun, Ankara Barosu'nun açtığı bir davada, 07/04/2005 tarih ve E:2003/417, K:2005/234 sayılı kararıyla; hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını savunmakla görevli bulunan Baronun, dava konusu Yönetmelik hükümleri ile Anayasanın eşitlik ilkesinin, kişinin dokunulmazlığı ilkesinin, özel hayatın gizliliği ilkesinin, kanunsuz suç ve ceza olamayacağı ilkesinin, temel hak ve özgürlüklerin ancak yasayla sınırlanabileceği ilkesinin ihlâl edildiğini, öğrenim özgürlüğünün engellendiğini öne sürerek bakılan davayı açtığı göz önünde bulundurulduğunda, iptalini istediği Yönetmelik hükümleri ile menfaat ilgisinin bulunduğu gerekçesiyle Ankara Barosu'nun dava açma ehliyetinin bulunduğu kabul edilmiştir.

Dava açma ehliyeti, davanın esasının incelenebilmesinin ön koşuludur. Bu aşamada davacı iddialarının hukuken doğru olup olmadığı yönünde bir değerlendirme yapılamaz. Davada menfaat ihlâlinin olup olmadığının saptanabilmesi için, öncelikle davacının iddialarına bakılması gerekmektedir.
Davacı tarafından, 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu uyarınca açık teklif usulüyle "2021-2022 Av Turizmi Kapsamında, Antalya İli Akseki, Kaş, İbradı, Gazipaşa, Alanya, Döşemealtı ve Finike ile Isparta İli Sütçüler İlçelerine Bağlı Yaban Hayatı Geliştirme Sahalarında 13 Parti Hâlinde Toplam 45 Adet Yaban Keçisi/Hatalı Boynuz Şelek Acente Kotalarının Avlattırılması" ihalesinin, hayvanların yaşamının sonlandırılması nedeniyle "hayvan haklarının" ihlâline yönelik bir işlem olduğu, av turizmi ihalelerinin uluslararası sözleşmelere ve mevzuata aykırı olduğu, yaban hayatına müdahalenin popülasyon kontrolü, turizm geliri gibi bir gerekçesinin olamayacağı iddialarıyla iptali için açılan davanın, uluslararası sözleşmelere ve iç hukukumuzdaki kanuni düzenlemelerle koruma altına alınan hayvan haklarının korunması amacıyla açıldığı ve davacı Baro'nun bu amaçla bünyesinde Hayvan Hakları Kurulu oluşturduğu, davanın özelliği itibarıyla genel kamu yararı ve hukukun üstünlüğü ile ilgili bulunduğu dikkate alındığında, dava konusu ihalenin iptalini istemekte, kişisel, meşru ve güncel menfaat ihlâli şartının gerçekleştiği sonucuna ulaşılmıştır.

Dava konusu ihalenin niteliği dikkate alındığında, hukukun üstünlüğünü, hayvan haklarını savunmak ve korumak görev ve yükümlülüğü bulunan davacı Baronun dava açma ehliyeti bulunduğundan, işin esasının incelenmesi suretiyle bir karar verilmesi gerektiği oyuyla karara katılmıyorum.


Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi