10. Hukuk Dairesi 2021/6169 E. , 2021/14194 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
No : 2020/1223-2021/482
İlk Derece
Mahkemesi : Balıkesir 2. İş Mahkemesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı taraf vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince verilen kararın, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı Kurum, davalı işyerinde çalışan Kurum sigortalısı..."a, 17/07/2013 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucunda sürekli iş göremezliğe uğraması nedeniyle sürekli iş göremezlik geliri bağlandığını, geçici iş göremezlik ödeneği ödendiğini ve tedavi masrafı yapıldığını, iş kazasının meydana gelmesinde davalının kusurlu olduğunu ileri sürerek bağlanan gelir ile ödenen geçici iş göremezlik ödeneğinin ve yapılan tedavi masrafının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II-CEVAP
Davalı, kazanın meydana gelmesinde kusuru olmadığını, gerekli işçi sağlılığı ve iş güvenliği tedbirlerini aldığını, sigortalının kendi kusuru ile kazaya sebebiyet verdiğini, sigortalı için belirlenen sürekli iş göremezlik derecesinin yüksek olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesi, davanın kabulüne, mahkemenin 2017/195 Esas sayılı ana dosyası yönünden; sigortalıya bağlanan PSD"li gelirler yönünden 83.771,50-TL"nin tahsis onay tarihi olan 26/08/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, mahkemenin birleşen Balıkesir 1. İş Mahkemesinin 2016/152 Esas sayılı dava dosyası yönünden; sigortalıya ödenen gecici iş göremezlik ödeneği olan 7.780,94-TL‘nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, sigortalıya ödenen 8.081,40-TL tedavi giderlerinin sarf ve ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
B-BAM KARARI
... Bölge Adliye Mahkemesi, tarafların istinaf taleplerinin esastan reddine karar vermiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı Kurum, kazanın oluşumunda davalının tam kusurlu olduğu, Kurum sigortalısına kusur izafe edilemeyeceğini bu nedenle Kurum alacağının eksik hüküm altına alındığı, davalı vekili, kazanın meydana gelmesinde davalı şirketin herhangi bir kusuru olmadığını, davalının işçi sağlığı ve iş güvenliği tedbirlerini eksiksiz olarak aldığını, kazanın tamamen sigortalının kendi kusuru sonucu meydana geldiğini, gerçek zarar hesabı ile ilk peşin sermaye değerli gelir karşılaştırılması yapılarak Kurum alacağının tespiti gerekirken maddi zarar hesabı yapılmadığını, tedavi giderlerine yönelik talebin maddi hata yapıldığı gerekçesiyle yükseltilemeyeceğini, tedavi giderlerine ilişkin faiz başlangıç tarihlerinin hatalı olduğunu, hüküm altına alınan alacak miktarı gözetildiğinde faize faiz işletilerek mükerrer faize hükmedildiğini, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemişlerdir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
5510 sayılı Yasanın 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 21. maddesi 1. fıkrası ile “iş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir.” düzenlemesi getirilmiş olup, 21. maddenin 4. fıkrası ise 3. kişilerin sorumluluğu" İş kazası, meslek hastalığı ve hastalık, üçüncü bir kişinin kusuru nedeniyle meydana gelmişse, sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı, zarara sebep olan üçüncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara rücû edilir." şeklinde düzenlenmiştir.
5510 sayılı Yasanın 21. maddesini açık hükmü karşısında; ilk peşin sermaye değerli gelirin, Kurum yararına tazmini mümkün kısmının belirlenebilmesi için gerçek zarar tavan hesabı yapılması zorunluluğu bulunmaktadır.
Bu tür davalarda gerçek zarar hesabı, tazminat hukukuna ilişkin genel ilkeler doğrultusunda yapılmalı, sigortalı sürekli iş göremezlik durumuna girmişse bedensel zarar, ölüm halinde destekten yoksun kalma tazminatı hesabı dikkate alınmalıdır.
Gerçek zararın belirlenmesinde, zarar ve tazminata doğrudan etkili olan sigortalının net geliri, kalan ömür süresi, iş görebilirlik çağı, iş göremezlik derecesi, kusur ve destek görenlerin gelirden alacakları pay oranları, eşin evlenme olasılığı gibi tüm veriler ortaya konulmalıdır. Gerçek zarar, sigortalının meslek hastalığı tarihi itibarıyla kalan ömür süresine göre aktif ve pasif dönemde elde edeceği kazançlar toplamından oluşmaktadır. Sigortalı veya hak sahiplerinin kalan ömür süreleri yönünden ise, Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmalarıyla “TRH2010” adı verilen Ulusal Mortalite Tablosu hazırlanarak ..."nca 2012/32 sayılı Genelgeyle ilk peşin sermaye değerlerinin hesabında uygulamaya konulmuş olup özü itibarıyla varsayımlara dayalı gerçek zarar hesabında gerçeğe en yakın verilerin kullanılması gerektiğinden ülkemize özgü ve güncel verileri içeren TRH2010 tablosu kalan ömür sürelerinde esas alınmalıdır.
Sigortalının 60 yaşına kadar aktif dönemde günlük net geliri üzerinden, 60 yaşından sonra kalan ömrü kadar pasif dönemde asgari ücret üzerinden, her yıl için ayrı ayrı hesaplama yapılacağı Yargıtayın yerleşmiş görüşlerindendir. Günlük net gelir saptanarak rapor tarihi itibarıyla bilinen dönemdeki kazanç, var olan verilere göre iskontolama ve artırma işlemi yapılmadan hesaplanmaktadır. Bilinmeyen dönemdeki kazanç bakımından ise tazminatların peşin olarak hesaplanmasına karşın gelirlerin taksit taksit elde edilmesi sonucunda tazminata esas gelire artırım ve iskonto uygulanmaktadır. Peşin sermayeden elde edilecek yarar, reel faiz kadar olduğundan şu durumda enflasyon dışlanmak suretiyle değişen ekonomik koşullar ve reel faiz oranları da gözetilerek %10 yerine Kurum ilk peşin sermaye değeri hesaplamalarına paralel olarak %5 oranı uygulanmalıdır.
İnceleme konusu davada; davacı Kurum tarafından 17.07.2013 tarihinde meydana gelen iş kazasında yaralanan sigortalıya ödenen gelir, geçici iş göremezlik ve tedavi giderinin talep edilmiş, mahkemece davalının %60 oranında kusurlu olduğu kabul edilerek davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosyada alınan 26.04.2016 ve 13.10.2016 tarihli kusur raporlarında davalı işveren %60, sigortalı %40 oranında kusurlu bulunduğu, kurum raporunda ise davalı işverenin %75, sigortalının %25 oranında kusurlu olduğunun belirtildiği, mahkemece dosyada alınan kusur raporları esas alınarak hüküm kurulduğu görülmektedir. Ayrıca mahkemece alınan hesap raporunda PMF 1931 yaşam tablosunun esas alındığı, %10 arttırım ve iskonto uygulandığı, pasif dönem hesabı yapıldığı ve kurum tarafından %48.2 meslekte kazanma güç kaybı oranı üzerinden gelir bağlandığı halde tazminat dosyasında tespit edilen %55 meslekte kazanma güç kaybı oranına göre hesaplama yapıldığı anlaşılmaktadır.
Somut dosyada; davalıya ait iş yeri olan yem fabrikasında 17/07/2013 tarihinde gece vardiyasında, işyerinde panocu olarak görevli olduğu anlaşılan..."ın, yem katkı maddesi olan mermer tozu alımını yapan helezonda meydana gelen tıkanıklığı temizlemek amacıyla açtığı üst kapağı tıkanıklığın giderilmesini müteakiben yerine takmak amacıyla helezon üstüne çıktığında, makineyi manuel konum yerine otomatik konumda bırakmış olması münasebetiyle helezon makinesinin aniden çalışması sonucu sol ayağından ve kolundan uzuv kaybı geçirecek şekilde yaralanması şeklinde meydana gelmiştir. Ayrıca kaza olayı nedeniyle Balıkesir 2. İş Mahkemesinin 2017/504 sayılı esasında tazminat davası açıldığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece, tazminat dosyası da celp edilmek suretiyle; tazminat dosyasında alınan kusur raporu da incelenerek, kurum müfettiş raporu ile dosyada esas alınan raporlardaki kusur oranları arasındaki çelişkiyi giderecek şekilde, olayın gerçekleştiği iş kolunda iş güvenliği bakımından uzman kişilerden oluşan bilirkişi heyetinden ihlal edilen mevzuat hükümlerini, zararlı sonuçların önlenmesi için koşulların taraflara yüklediği özen ve dikkat yükümüne aykırı davranışın doğurduğu sonuçları irdeleyen, kusur aidiyet ve oranlarını gerekçeleriyle belirleyen, denetime elverişli kusur raporu alınmalıdır. Diğer yandan; dosyada alınan hesap raporunun hatalı düzenlenmesi nedeniyle, kusur raporu alındıktan sonra yukarıda belirtilen ilke ve açıklamalara uygun olarak yeniden hesap raporu alınmak suretiyle sonucuna göre karar verilmelidir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik araştırma ve yanılgılı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen İlk Derece Mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 15.11.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.