Esas No: 2021/4456
Karar No: 2021/3707
Karar Tarihi: 08.09.2021
Danıştay 8. Daire 2021/4456 Esas 2021/3707 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/4456
Karar No : 2021/3707
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ...
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVALILAR) : 1- ... Başkanlığı
VEKİLİ : Av. ...
2- ... Rektörlüğü
İSTEMİN KONUSU : ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 23 Mart 2014 tarihinde girdiği Yüksek Öğretime Geçiş Sınavının sonucunun kendisi yönünden geçersiz sayılmasına ilişkin işlemin iptaline karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E: ..., K: ... kararında; davacının girdiği 23 Mart 2014 tarihinde yapılan Yüksek Öğretime Geçiş Sınavının sonucunun, Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı Yönetim Kurulunun ... tarih ve ... sayılı kararı ile geçersiz sayılmasına karar verildiği ve bu kararın davalı idarenin ... tarih ve ... sayılı yazısı ile davacıya 28/08/2019 tarihinde adi posta yoluyla bildirildiği, her ne kadar söz konusu yazının davacıya 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine uygun olarak tebliğ edilmediği görülmekteyse de davacı hakkında Munzur Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Yönetim Kurulunun ... tarih ve ... sayılı kararı ile, Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı Sınav Hizmetleri Daire Başkanlığının ... tarih ve ... sayılı yazısı gereğince Yüksek Öğretime Geçiş Sınavına kendi yerine başkasının girmesini sağladığı gerekçesiyle, davacının lisans diplomasının iptaline karar verilmesi üzerine, bu işleme karşı davacı tarafından 29/08/2019 tarihinde itiraz edildiği ve böylece davacının sınav sonucunun geçersiz sayılmasına dair işlemden haberdar olduğu, davacının işlemden haberdar olduğu tarihten itibaren 2577 sayılı Kanun'un 7. maddesi uyarınca süresi içerisinde doğrudan dava açması ya da aynı Kanunun 11.maddesi uyarınca idareye başvurarak talebin reddi halinde kalan süre içerisinde dava açması gerekirken, 2577 sayılı Kanunda öngörülen dava açma süresinin geçirilmesinden sonra 20/11/2020 tarihinde yapılan başvurunun reddi üzerine 02/02/2021 tarihinde açılan davanın süre aşımı nedeniyle esasını inceleme olanağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın süre aşımı yönünden reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davanın süresinde olduğu, işlemin hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : İstemin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ... DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 20/B maddesi uyarınca, dosyanın tekemmül ettiği anlaşıldığından yürütmenin durdurulması istemi hakkında karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY:
Dava, 23 Mart 2014 tarihinde girdiği Yüksek Öğretime Geçiş Sınavının sonucunun kendisi yönünden geçersiz sayılmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 7. maddesinin 1. fıkrasında dava açma süresinin özel kanunlarda ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştay'da ve idare mahkemelerinde altmış gün olduğu hüküm altına alınmış; 11. maddede de "İlgililer tarafından idari dava açılmadan önce idari işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması üst makamdan, üst makam yoksa, işlemi yapmış olan makamdan idari dava açma süresi içinde istenebilir. Bu başvuru işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini durdurur. Altmış gün içinde bir cevap verilmezse istek reddedilmiş sayılır. İsteğin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması halinde dava açma süresi yeniden işlemeye başlar ve başvurma tarihine kadar geçmiş süre de hesaba katılır." hükmüne yer verilmiştir.
Aynı Kanunu'nun "Merkezî ve ortak sınavlara ilişkin yargılama usulü" başlıklı 20/B maddesinde; "Millî Eğitim Bakanlığı ile Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi tarafından yapılan merkezî ve ortak sınavlar, bu sınavlara ilişkin iş ve işlemler ile sınav sonuçları hakkında açılan davalara ilişkin yargılama usulünde:
a) Dava açma süresi on gündür.
b) Bu Kanunun 11 inci maddesi hükümleri uygulanmaz..." hükmü ve bu maddenin atıf yaptığı "Üst makamlara başvurma" başlıklı 11.maddesinde; "1. İlgililer tarafından idari dava açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan, idari dava açma süresi içinde istenebilir. Bu başvurma, işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini durdurur.
2. Altmış gün içinde bir cevap verilmezse istek reddedilmiş sayılır.
3. İsteğin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması halinde dava açma süresi yeniden işlemeye başlar ve başvurma tarihine kadar geçmiş süre de hesaba katılır." düzenlemesi bulunmaktadır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununda açıkça belirtilen genel dava açma süresine tabi olan idari işlemler hakkında idari dava açılmadan önce Yasa'nın 11. maddesi uyarınca idareye başvurma olanağı bulunmakta ise de, özel yasalarında öngörülen dava açma süresine yönelik olarak yasasında yer almayan bir düzenlemenin yorum yoluyla uygulanmasına olanak bulunmamaktadır.
Ancak, Anayasa'nın 11. maddesinde, Anayasa hükümlerinin yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kuralları olduğu ifade edilmiş, 40. maddesinin 2. fıkrasında "Devlet, işlemlerinde, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorundadır." hükmü yer almıştır.
İdari işlemlere karşı başvuru yollarının ayrıntılı düzenlemelerde yer alması, başvuru süresinin kısa olması veya olağan başvuru yollarına istisna getirilebilmesi nedeniyle işlemlere karşı hangi idari birime, hangi sürede başvurulacağının idarelerce işlemde belirtilmesi hukuk güvenliği ilkesinin gereğidir. Anılan Anayasa hükmü ile de bireylerin yargı ya da idari makamlar önünde haklarını arayabilmelerine kolaylık ve olanak sağlanması amaçlanmış; idareye işlemlerinde, ilgililerin kaç gün içinde, hangi mercilere başvurabileceklerini bildirme yükümlülüğü getirilmiştir.
İdarenin Anayasa'dan kaynaklanan yükümlülüğünü yerine getirmesi esas olmakla birlikte belirtilen yükümlülüğün yerine getirilmemesi, idari işlemlere karşı açılan davalarda dava açma süresinin işletilmeyip, ihmal edilmesi sonucunu da doğurmamalıdır. Anayasa'nın 125. maddesinde idari işlemlere karşı açılacak davalarda sürenin yazılı bildirim tarihinden başlayacağının belirtilmesi karşısında, usulüne uygun tebliğ olunan veya bütün unsurlarıyla ilgililer tarafından öğrenilen idari işlemler üzerine, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nda açıkça belirtilen ve ilgililerce de bilindiğinin kabulü gereken genel dava açma sürelerinin işletilmesi zorunludur.
Ancak, idari işlemlerin nitelikleri gereği özel yasalarda, genel dava açma süreleri dışında ayrı dava açma sürelerinin öngörülmüş olması halinde, idare tarafından idari işlemlerin nitelikleri ve tabi oldukları dava açma süreleri gösterilmedikçe özel dava açma sürelerinin işletilmesine olanak bulunmadığından, Anayasa'nın 40. madde hükmü uyarınca, özel dava açma süresine tabi olmasına rağmen, bu hususun idari işlemde açıklanmaması halinde, dava konusu idari işlemin tebliği tarihinden itibaren, özel dava açma süresinin değil, 60 günlük genel dava açma süresinin uygulanması gerektiği sonucuna varılmakla, iş bu davada dava açma süresi olarak 60 günlük genel dava açma süresi esas alınmıştır.
Dosyanın incelenmesinden; 23 Mart 2014 tarihinde yapılan Yüksek Öğretime Geçiş Sınavı'na giren ve sınav sonucuna göre Munzur Üniversitesi Hemşirelik Bölümüne yerleşen davacı tarafından, Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı Yönetim Kurulu'nun 02/07/2019 tarih ve 2019/14.02 sayılı kararı ile sınav sonucunun geçersiz sayılmasına karar verildiği, Munzur Üniversitesi Rektörlüğü'ne de diplomanın iptali işlemi için yazı yazıldığı, ÖSYM işleminin davacıya tebliğ edilemediği, diplomanın iptaline ilişkin işlemin Üniversite tarafından tebliği üzerine davacının itiraz ettiği ve Üniversite tarafından itirazın zımnen reddedilmesi üzerine davacının Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi'ne sınavının iptaline ilişkin işlemin iptali istemiyle başvuruda bulunduğu, talebin zımnen reddi üzerine iş bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Bakılan uyuşmazlıkta, Ölçme Seçme ve Yerleştirme Merkezi Yönetim Kurulu'nun ... tarih ve ... sayılı işleminin davacıya tebliğ edilemediği, davacının ... tarih ve ... sayılı işlemi hangi tarihte tebliğ aldığı belli olmamakla birlikte, davacının en geç diplomasının iptaline ilişkin Munzur Üniversitesi'nin ... tarih ve ... sayılı işlemine yapılan 29/08/2019 tarihli itiraz dilekçesi ile tebliğ aldığının kabulü gerektiği hususu dikkate alındığında, davacının 60 günlük dava açma süresi geçtikten sonra 2577 sayılı Kanun'un 11. maddesi kapsamında davalı idareye 20.11.2020 tarihinde itirazda bulunduğu anlaşılmakla, davacının işlemin öğrenildiği tarihten itibaren 60 günlük süre içerisinde davalı idareye başvuruda bulunması veya dava açması gerekmekte iken, bu süre geçirildikten sonra 02/02/2021 tarihinde açılan davanın süre aşımı nedeniyle esasının incelenmesine olanak bulunmamaktadır.
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle,
1. Temyiz isteminin reddine,
2. ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararının belirtilen gerekçe ile ONANMASINA,
3. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanun'un 20/B maddesi uyarınca kesin olarak, 08/09/2021 tarihinde gerekçede oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY :
X- Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmediğinden, temyiz isteminin reddi ile Mahkeme kararının onanması gerektiği görüşüyle temyiz kararının gerekçesine katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.