Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/16068 Esas 2019/1975 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/16068
Karar No: 2019/1975
Karar Tarihi: 05.03.2019

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/16068 Esas 2019/1975 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacı, davalının taşınmazına iyiniyetle ağaç dikmiş ve ağaçların zeminin değerinden daha fazla olduğunu iddia ederek, dikili ağaçların bulunduğu kısmın tapusunun iptali ve kendi adına tescilini istemiştir. Davalı ise taraflar arasında yapılan tapulama tespitlerine dayanarak taşınmazın babası adına tescil edildiğini, zeminin kendisine ait olduğunu ve iyiniyet şartının gerçekleşmediğini savunmuştur. Asliye Hukuk Mahkemesi davanın kabulüne karar vermiştir ancak davalının temyizi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesi, çaplı taşınmazlarda iyiniyet iddiasının dinlenemeyeceğini ve davacının iyiniyetli kabul edilemeyeceğini belirterek, davacının talebinin reddine karar vermiştir.
Kanun Maddeleri:
- Türk Medeni Kanunu 729. madde: Tapuya kayıtlı özel mülkiyete konu bir taşınmaz üzerine menkul niteliği taşımayan bitki dikilmiş olmalı, bitkiyi dikenin iyi niyetli olması gereklidir. Dikilen ağaçlar ya da bağ zeminden açıkça daha fazla değer taşımalıdır. Dikilen şeylerin üzerinde bulunduğu arazi parçası, davalıya ait taşınmazın bir kısmı üzerinde kalıyorsa, bu yerin ana taşınmazdan ifrazının mümkün olması gereklidir.
- Türk Medeni Kanunu 718
14. Hukuk Dairesi         2016/16068 E.  ,  2019/1975 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Davacı tarafından, davalı aleyhine 21.05.2015 gününde verilen dilekçe ile temliken tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 17.02.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    _ K A R A R _
    Dava, Türk Medeni Kanununun 729. maddesi gereğince temliken tescil isteğine ilişkindir.
    Davacı, davalıya ait taşımazın bir kısmına iyiniyetle, kendisine ait olduğuna inanarak ağaç diktiğini, ağaçların değerinin zeminden daha fazla olduğunu ve 20-25 yıldır zilyetliğinde olan taşınmazda ağaçların ... olduğu kısmın tapusunun iptali ile kendi adına tescilini istemiştir.
    Davalı, tapulama çalışmalarının yapıldığı 1971 yılında babası aynı zamanda davacının miras bırakanı amcası Ahmet Yaman"ın hayatta olduğunu, davacıya ait 1570 parsel ile kendisine ait 1569 parselin düz bir alanı kapsadığını ikisi arasında kot farkının olmadığını, taşınmazın bir bütün halinde iken, iki kardeş arasında taksim yapıldğını, taksime göre herkesin adına tapulama tespiti yapıldığını, yasal süresi içerisinde taraflarca herhangi bir itiraz yapılmadığından tapulama tespitleri kesinleşerek miras bırakan babaları adına tapuya tescil yapıldığını, ... Asliye Hukuk Mahkemesi’ne ait 2014/63 Esas sayılı elatmanın önlenmesi talepli dava dosyasında yapılan yargılama esnasında da davacının beyanda bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmü, davalı temyiz etmiştir.
    Türk Medeni Kanununun 718/2. maddesine göre, arazi üzerindeki mülkiyetin kapsamına, yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere yapılar, bitkiler ve kaynaklar da girer. Türk Medeni Kanununun 729. maddesi bu kuralın istisnalarından birisini düzenlemiş, zemin ile üzerindeki bitkiler arasındaki bağlantıyı kesmiş ve aşağıdaki koşulların oluşması halinde ise bitki sahibine üzerinde bulunduğu taşınmaza malik olabilme olanağı tanınmıştır.
    Bunun için;
    Tapuya kayıtlı özel mülkiyete konu bir taşınmaz üzerine menkul niteliği taşımayan bitki dikilmiş olmalıdır.
    Bitkiyi dikenin (taşınmazı bağ ya da bahçe haline getirenin) iyi niyetli olması, diğer bir anlatımla zeminin kendisine ait olduğu ya da 05.07.1944 tarihli ve 12/26 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da belirtildiği gibi mülkiyetin ileride kendisine geçirileceği inancıyla hareket etmesi gereklidir. (Sübjektif koşul)
    Dikilen ağaçlar ya da bağ zeminden açıkça daha fazla değer taşımalıdır. (Objektif koşul)
    Dikilen şeylerin üzerinde bulunduğu arazi parçası, davalıya ait taşınmazın bir kısmı üzerinde kalıyorsa, bu yerin ana taşınmazdan ifrazının mümkün olması gereklidir.
    İptale konu olacak zemin bedeli arsa sahibine ödenmek üzere depo ettirilmeli, önceden ödenmiş bedel var ise bu miktar ödenecek bedelden mahsup edilmelidir.
    Yukarıdaki koşulları taşıyan bağ ya da bahçe sahibi, kanunun kendisine tanıdığı bu kişisel hakkını da bitkileri dikip yetiştirirken taşınmazın maliki kim ise ona ya da onun külli haleflerine karşı kullanmalıdır. Taşınmaza sonradan malik olan kişiye karşı bu kişisel hak ancak bitki dikip yetiştiren kişiyi bu haktan mahrum bırakmak amacıyla arsa sahibi ile el ve işbirliği içinde olduğu iddiasıyla ileri sürülebilir.
    Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; dava konusu 1569 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin 29.07.1970 yılında yapıldığı anlaşılmaktadır. Öte yandan tanık ve mahalli bilirkişiler de beyanlarında dava konusu ağaçların 30-35 yıldır dava konusu yerde ... olduklarını beyan etmiştir.
    Ayrıca davacıya ait 1570 parselde davacı dışında ½ hisse sahibi başka hissedar bulunmakta olup davaya taraf edilmemiştir. Buna göre ağaçların, 1569 parsel çapa bağlandıktan sonra dikildiği sabittir. Dairemizin öteden beri uygulamalarına göre çaplı taşınmaza taşkın yapı yapan veya bitki diken kişinin iyiniyetli olarak kabulüne olanak yoktur.
    Çaplı taşınmazlarda iyiniyet iddiası dinlenemeyeceğinden, dolayısıyla sübjektif şart gerçekleşmediğinden davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 05.03.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.









    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.