7. Hukuk Dairesi 2016/19142 E. , 2016/11992 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
(İş Mahkemesi Sıfatıyla)
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Davacı vekili, davacının davalı idareye bağlı Taşucu Yurt Müdürlüğünde güvenlik görevlisi olarak çalıştığını, en son çalıştığı taşeronun davalı şirket olduğunu, A Blok yurt binasının ekonomik ömrünü tamamlaması ve depreme dayanıklı olmaması nedeniyle kapatılacak olması gerekçe gösterilerek iş akdinin feshedildiğini, başka yurtlarda çalışabilecek iken iş akdinin haksız ve geçersiz olarak feshedildiğini belirterek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı İdare vekili, davacı işçi ile idare arasında hizmet ilişkisinin bulunmaması ve idarenin ihale makamı olması nedeniyle husumet itirazında bulunurken, diğer davalı yargılama katılmamış ve yazılı cevap dilekçesi de sunmamıştır.
Mahkemece, davalılar arasında asıl-alt işveren ilişkisi bulunduğu ve feshin geçersiz olduğu kabul edilerek davacının davalı şirkete iadesine ve işe iadenin maddi sonuçlarından davalıların birlikte sorumluluğuna karar verilmiştir.
Adi ortaklığın kendisine ait bir tüzel kişiliği mevcut olmadığından davada taraf olma ehliyeti yoktur. Bir başka ifade ile adi ortaklığın dava ve takip ehliyeti olmadığı gibi, ona karşı da dava açılamaz. Bu bağlamda adi ortaklığa karşı açılacak davalar adi ortaklığın kendisine karşı değil dava konusunun paradan başka bir şey olması halinde ortaklığı oluşturan ortakların tamamına, dava konusunun para olması halinde ise ortaklar arasında müteselsil sorumluluk esası geçerli olduğundan ortaklardan biri ya da birkaçı aleyhine yöneltilmelidir. Hal böyle olunca ve özellikle adi ortaklığı ait olan işyerindeki iş akdine dayalı çalışma nedeniyle işe iade istemiyle açılan davanın konusunun paradan başka birşey olduğunun belli bulunmasına göre davanın adi ortaklığın ortaklarının tamamına karşı açılması gerekir.
Aynı yönde Hukuk Genel Kurulunun 08.10.2003 tarih ve 2003/12-574-564 sayılı kararında vurgulandığı üzere ortak girişim iki veya daha fazla gerçek veya tüzel kişinin belli bir amaca ulaşmak için katkılarını birleştirdikleri bir ortaklık türü olup bu ortaklığın tek başına tüzel kişiliği bulunmamaktadır. Ortak girişimin tüzel kişiliği olmadığından ve dava dilekçesinde her iki şirketin gösterilmesi ve dava dilekçesinin ortak girişimi oluşturan her iki şirkete karşı ayrı ayrı tebliğ edilmesi, taraf teşkilinin sağlanması gerekir.
Buna göre davalı idare tarafından yapılan hizmet alımı ihalesi ile "bölge müdürlüğü ve bağlı ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., .... ve ..."nun 2012-2013 ve 2014 yılları özel güvenlik hizmet alım" işinin yüklenici olarak davalı ... dava dışı ... ortak girişimi tarafından üstlenildiği görülmüştür.
Yine dosyaya sunulan ortak girişim sözleşmesi, işyeri müdürü tarafından mahkemeye hitaben yazılan yazı, işe giriş bildirgesi, puantaj kayıtları, hizmet cetveli, iş sözleşmesi ve bordro ile işten ayrılma bildirgesi gibi belgelerde işverenin yukarıda belirtilen ortak girişim olduğu da anlaşılmış olmasına rağmen davanın sadece ortak girişimi oluşturan davalı şirkete yöneltilmiş olması taraf teşkili yönünden hatalıdır.
Mahkemece, yukarıda yer alan açıklamalar gözetilerek davanın ortak girişimi oluşturan diğer şirkete de teşmili ile dava dilekçesinin bu şirkete tebliğiyle cevap dilekçesi ve delillerini sunmasına imkan tanımak suretiyle taraf teşkilinin sağlaması gerekmektedir.
Mahkemece taraf teşkili usulüne uygun şekilde sağlanmadan hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı ... diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde davalı ... iadesine, 01/06/2016 gününde oybirliğiyle KESİN olarak karar verildi.