Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2016/20579 Esas 2018/5675 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/20579
Karar No: 2018/5675
Karar Tarihi: 26.06.2018

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2016/20579 Esas 2018/5675 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden kaynaklanan maddi ve manevi tazminatın ödenmesi için davalıya dava açmıştır. Mahkeme, davalının %70, davacının %30 oranında kusurlu olduğunu belirterek, 1.432,06-TL (geçici iş göremezlik), 69.903,30-TL (sürekli iş göremezlik) maddi tazminatın yanı sıra takdiri manevi tazminat olarak 150.000,00 TL ödenmesine karar vermiştir. Ancak bu takdir edilen manevi tazminat miktarının fazla olduğu belirtilerek, mahkeme kararı bozulmuştur. Davanın konusu iş kazası sonucu maluliyetinden kaynaklanan tazminatların ödenmesidir. Bu konu, mülga BK’nın 47. maddesi ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56. maddesi ile düzenlenmektedir. Hakimin, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi zarar adı ile ödenmesine karar verebileceği öngörülmektedir. Hükmedilen bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşımaktadır. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutmalıdır. Gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerekmektedir. (HGK 23.6.2004, 13/291-370)
21. Hukuk Dairesi         2016/20579 E.  ,  2018/5675 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.

    K A R A R

    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenler ile temyiz kapsam ve nedenlerine göre; davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
    2- Dava, zararlandırıcı iş kazası sonucu sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
    Mahkemece, maddi ve manevi tazminatın kısmen kabulü ile, 1.432,06-TL ( geçici iş göremezlik ), 69.903,30-TL ( sürekli iş göremezlik ) maddi tazminatın, takdiren 150.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 29/11/2013 tarihinden itibaren hesaplanacak ve işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
    Dosya kapsamından davacının iş kazası sonucu % 60 oranında sürekli iş göremezliğinin bulunduğu ve iş kazasının meydana gelişinde davacı sigortalının % 30, davalının % 70 oranında kusurlu oldukları anlaşılmaktadır.
    Gerek mülga BK’nun 47 ve gerekse yürürlükteki 6098 sayılı TBK’nun 56. maddesinde hakimin bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi zarar adı ile ödenmesine karar verebileceği öngörülmüştür. Hakimin manevi zarar adı ile zarar görene verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 26.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
    Manevi tazminatın tutarını belirleme görevi hakimin takdirine bırakılmış ise de hükmedilen tutarın uğranılan manevi zararla orantılı, duyulan üzüntüyü hafifletici olması gerekir.
    Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların ... ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu olayın ağırlığı olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, bunun yanında olayın işverenin işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerini yeterince alınmamasından kaynaklandığı da gözetilerek gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. ( HGK 23.6.2004, 13/291-370)
    Bu ilkeler gözetildiğinde, davacı yararına hükmedilen 150.000,00 TL manevi tazminatın fazla olduğu açıktır.
    Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
    26/06/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.