7. Hukuk Dairesi 2016/4815 E. , 2016/11987 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay"ca incelenmesi davalı şirket temsilcisi ve davalı Üniversite vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
İş sözleşmesinin geçerli neden olmadan davalı işveren tarafından feshedildiğini belirten davacı işçi, feshin geçersizliğine ve muvazaalı olarak büro işlerinde çalıştırıldığını ileri sürerek davalı Üniversite nezdinde işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Üniversite, kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini, davacının hizmet alım sözleşmesine uygun olarak ... , ..., ...., .... ve diğer davalı ..."nde çalıştığını, en son davalı şirkette temizlik işlerinde çalıştırıldığını, davalı şirket tarafından 31/12/2014 tarihinde ... işlerini bırakıp ..."da başka bir projede çalıştırılmak için çağrıldığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı şirket ise davacıya ait özlük dosyasını sunmuş davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, davacı ..."in ... büro elemanı olarak çalışmaya başladığı ve iş akdinin feshedildiği 31/12/2014 tarihine kadar değişen alt işverenler nezdinde çalıştığı, en son ..."de çalıştığı, dinlenen tanık beyanları da birlikte değerlendirildiğinde iş akdinin haksız olarak feshedildiği, belirli süreli hizmet akdi yapılmasını zorunlu kılan esaslı ve objektif sebeplerin iddia ve ispat edilmediği, sürekli tekrarlanan belirli süreli hizmet akdinin yine Yargıtay ilke kararlan ve kanun gereği belirsiz süreli sayılması gerektiği ve yukarıda açıklanan nedenlerle fesih bildiriminde gerekçe gösterilen görev yeri değişikliğinin ojektif nedenlere dayanmadığı ve yapılan feshin haksız olduğu gerekçesiyle davacının davalı üniversitedeki işine iadesine, işe iadenin mali sonuçlarından davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmasına ve fesih tarihinden itibaren hükmolunan alacaklara yasal faiz işletilmesine karar verilmiştir. Mahkemece davalı Üniversite yararına avukatlık ücreti takdir edilmiş, ve yargılama giderleri de haklılık oranına göre paylaştırılmıştır.
4857 sayılı İş Kanununun 2/6 son cümlesi uyarınca asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerden alt işverenle birlikte sorumludur. 4857 sayılı İş Kanunu ile asıl işverenin, bu Kanundan, iş sözleşmesinden ve alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerden sorumlu tutulması şeklindeki düzenleme, asıl işverenin sorumluluğunun genişletilmesi olarak değerlendirilmelidir. Bu durumda, ihbar, kıdem, kötüniyet ve işe iade sonucu işe başlatmama tazminatları ile ücret, fazla çalışma, hafta tatili, bayram ve genel tatili, yıllık izin, ikramiye, pirim, yemek yardımı, yol yardımı gibi tüm işçilik haklarından birlikte sorumluluk esastır. Kanunun kullandığı “birlikte sorumluluk” deyiminden tam teselsülün, dolayısı ile müşterek ve müteselsil sorumluluğun anlaşılması gerekir.
Feshin geçersizliği ve işe iade davasının alt ve asıl işveren ilişkisinde, her iki işverene birlikte açılması halinde, davacı işçi alt işveren işçisi olup, iş sözleşmesi alt işveren tarafından feshedildiğinden, feshin geçersizliği ve işe iade yükümlülüğü alt işverenindir. Asıl işverenin iş ilişkisinde sözleşmenin taraf sıfat bulunmadığından, asıl işverenin işe iade yönünde bir yükümlülüğünden sözedilemez. Asıl işverenin işe iade kararı sonrası işçinin işe başlamak için başvurması ve alt işverenin işe almamasından kaynaklanan işe başlatmama tazminatı ile dört aya kadar boşta geçen süre ücretinden yukarda belirtilen hüküm nedeni ile alt işverenle birlikte sorumluluğu vardır.
Somut uyuşmazlıkta, davacının davalı Üniversite nezdinde değişen alt işverenlerde sigortalı olarak gösterilmek suretiyle temizlik hizmet alım işi kapsamında büro işçisi olarak çalıştığı, davalı şirketin davacının son alt işvereni olduğu ve davacının çalıştığı alt işverenlerden Beyza Ltd. Şti. hakkında İş Mahkemesince 2012/74 Esas, 2012/505 Karar sayılı 14.06.2012 tarihinde ... 27/12/2011 tarih ve 94 nolu raporu ve 26/01/2012 tarihli yazıları ile taraflara tebliğ edilen ... ile .... arasında yapılmış olan büro destek hizmetleri işi sözleşmesinin muvazaalı olduğunun tespiti işleminin yerinde olduğuna ve bu itirazın reddine dair kesin karar verilmiştir. Ayrıca davacının çalıştığı ... ile davalı Üniversite arasındaki büro işçiliği evrak getir götür v.b. ışlerin muvazaalı olduğuna dair Dairemizin 05/11/2015 tarih ve 2015-15921/21692 E/K. sayılı ilamıyla muvazaa nedeniyle ... işyerine işe iadeye karar verilmiştir. Davacı da muvazaa tespiti kesinleşen bu şirketlerde büro işçisi olarak çalıştırıldığından asıl işveren işçisi sayılması gerekir. Son işverende ise yeniden temizlik işlerinde görevlendirilmesi bu hukuksal olguyu ortadan kaldırmamaktadır.
Asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaalı biçimde kurulması halinde işçi gerçek işveren işyerine iade edilmeli, ancak işçinin iş akdinin geçersiz nedenle feshi sonucuna bağlı yasal yaptırım sonucu doğan alacaklarından (boşta geçen en çok 4 aya kadar ücret ve diğer hakları ile birlikte işçinin süresi içinde işe başlatılmaması halinde ödenmesi gereken tazminat) muvazaalı işlemin tarafı olan gerçek veya tüzel kişi gerçek işverenle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmalıdır.
Somut olayda mahkemece davacının işe iadesine ilişkin karar isabetli olup davalıların bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir.
Bu hukuki olgu karşısında davalılar arasında muvazaa bulunması nedeniyle davacının asıl işveren olan davalı Üniversiteye iadesine, maddi sorumluluk açısından ise davalıların müştereken ve müteselsilen sorumluluğuna karar verilmesi gerekmektedir.
4857 sayılı İş Kanununun 18 vd. maddeleri uyarınca feshin geçersizliği istemi yani işe iade davasında kurulacak hüküm tespit hükmü niteliğindedir. Dolayısıyla işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süre için ücret ve diğer hakların miktar belirtilmeksizin, faiz ile ilgili herhangi bir ibare de kullanılmaksızın hüküm altına alınması ve ödenmesi gerektiğinin tespiti ile yetinilmesi gerekir.
Tespit davalarında yalnızca tespit hükmü verilir, eda hükmü verilemez. Ayrıca yargılama giderleri de kural olarak davada haksız çıkan tarafa yükletilmelidir. İşe iade davasında asıl talep feshin geçersizliğinin tespiti olup işe başlatmama tazminatı ve boşta geçen süre ücreti feri nitelikte olduğundan talepten daha azına karar verilmesi nedeniyle karşı taraf yararına avukatlık ücreti takdir edilmemeli, yargılama giderleri paylaştırılmamalıdır.
Mahkemece feshin geçersizliğine ve davacının ... işyerine işe iadesine karar verilmesi gerekirken, hangi davalıya işe iade edildiği belirtilmeden ""..."ndeki işe iadesine "" şeklinde hüküm kurulmuş olması ve boşta geçen süre ücreti ve işe başlatmama tazminatının 31/12/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine şeklinde eda hükmü kurulması doğru bulunmamıştır. Davacının işe iadesine karar verilmiş olmasına rağmen davalı Üniversite yararına avukatlık ücretine hükmedilmesi ve yargılama giderinin yarısının davacının üzerinde bırakılması ve son olarak davacının kıdemi göz önünde bulundurulduğunda işe başlatmama tazminatının 5 ay yerine 4 ay belirlenmesi de hatalı ise de bu hususta davacı temyizi bulunmadığından aleyhe bozma yapılmamıştır.
Açıklanan nedenlerle davalı şirketin temyiz itirazları yerinde bulunduğundan 4857 sayılı İş Yasasının 20/3 maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Feshin GEÇERSİZLİĞİNE ve davacının ... işyerine İŞE İADESİNE,
3-Davacının yasal süre içinde başvurusuna rağmen davalı işverence süresi içinde işe başlatılmaması halinde davalılar tarafından müştereken ve müteselsilen ödenmesi gereken tazminat miktarının kıdemi, fesih nedeni dikkate alınarak takdiren davacının 4 aylık brüt ücreti tutarında BELİRLENMESİNE,
4-Davacı işçinin işe iadesi için işverene süresi içinde müracaatı halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar en çok 4 aya kadar ücret ve diğer haklarının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilinin GEREKTİĞİNE,
5-Karar tarihinde alınması gerekli 29,20 TL harçtan peşin alınan 27,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 1,50 TL"nin davalı ..."den alınarak Hazine"ye gelir kaydına,
6-Davacı tarafından yatırılan 27,70 TL başvurma harcı, 27,70 TL peşin harç olmak üzere toplam 55,40 TL harcın davalı ..."den alınarak davacıya verilmesine, davacının yapmış olduğu 224,00 TL yargılama giderinden 112,00 TL"sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, davalı Üniversite tarafından yapılan 18,00 TL yargılama giderinden 9,00 TL"nin davacıdan alınarak davalı Üniversiteye verilmesine,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT"ne göre 1.800,00 TL avukatlık ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,1.800,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalı Üniversiteye verilmesine,
8-HMK 333 md. uyarınca gider ve delil avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
9-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalı ... ne iadesine, davalı Üniversite harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, 01.06.2016 oybirliğiyle KESİN olarak karar verildi.