Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/17292
Karar No: 2020/2148
Karar Tarihi: 24.06.2020

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2016/17292 Esas 2020/2148 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilen davada, çekişmeli taşınmazların davacı ve murisi olan babası tarafından 20 yıldan fazla süredir nizasız ve fasılasız olarak kullanıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, ancak bu karar dosya kapsamına uygun düşmediği için bozulmuştur. Mahkeme gözleminde, taşınmazın üzerinde bir kum eleme tesisi ve heyelan nedeniyle oluşan taşların kullanımı zor olan toprak kaymaları bulunmaktadır. Bu nedenle, davacının ekonomik amacına uygun zilyetliği olmadığı ve imar-ihya ile kazanım koşullarının oluşmadığı anlaşıldığından, Mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu nedenle, davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları yerinde görülmüştür ve hüküm bozulmuştur.
Kanun maddeleri: Türk Medeni Kanunu'nun 719. ve 720. maddeleri, Türk Borçlar Kanunu'nun 1156. maddesi, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 8. maddesi.
16. Hukuk Dairesi         2016/17292 E.  ,  2020/2148 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
    KANUN YOLU : TEMYİZ


    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Yargıtay bozma ilamında özetle; "çekişmeli taşınmazlarda davacı yararına zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma ve incelemenin hüküm için yeterli olmadığı açıklanarak; yeniden mahallinde üç kişilik ziraatçı bilirkişi kurulu, orman bilirkişisi, mahalli bilirkişiler ve taraf tanıkları ile keşif yapılarak davacı yararına zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin usulünce araştırılması" gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda verilen, davanın kabulüne ilişkin hükmün, Dairemizin 25.01.2016 tarih ve 2015/21114 Esas, 2016/151 Karar sayılı bozma ilamı ile “davanın açıldığı tarihe göre, dava değerinin HUMK’nın 8/1 maddesinde belirtilen Sulh Hukuk Mahkemesinin görev sınırını aştığı, bu durumda, mahkemece davanın görev yönünden reddine karar verilmesi” gereğine değinilerek bozulması üzerine, Sulh Hukuk Mahkemesi’nce verilen görevsizlik kararına istinaden dosyanın gönderildiği Asliye Hukuk Mahkemesi’nce yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, 261 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tamamı ile 260 ada 1 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişisi tarafından hazırlanan 22.11.2013 tarihli rapor ve eki haritada (1/A) harfi ile gösterilen 4.744,88 metrekare yüzölçümündeki bölümünün tapu kayıtlarının iptali ile davacı ... adına tesciline karar verilmiş; hüküm, Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkemece, çekişmeli taşınmazların davacı ve murisi olan babası tarafından 20 yıldan fazla süredir nizasız ve fasılasız olarak kullanıldığı, murisin ölümünden sonra davacı tarafından zilyetliğin sürdürüldüğünün anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, verilen karar dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Kadastro tespit tutanağının edinme bölümünde, dava konusu taşınmazların devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olup dere yatağı ve kayalık vasfında iken kum ve çakıl ocağı yeri ve şantiyesi olarak... Kaymakamlığı Özel İdaresi Müdürlüğünce kiralandığı belirtilerek Hazine adına tespit ve tescil edildiği anlaşılmaktadır. Keşif mahallinde yapılan Mahkeme gözleminde, taşınmazın üzerinde ev, ahır ve kum eleme tesisi bitişiğinde ise dere yatağı bulunduğu ve dere yatağına doğru heyelan olmuş olabileceği belirtilmiş; dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarında ise, çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde 1972-1973 yılında heyelan olduğu ve dava konusu taşınmazların üzerine toprak kaydığı, 1972-1998 yılları arasında bu yerlerin davacı tarafından kullanılmaya devam edildiği ve heyelan nedeniyle oluşan taşların temizlenip kullanılmaya çalışıldığı, ikinci bir heyelan nedeniyle bu yerlerden verim alınamadığı ve bu yerlerin tarım arazisi olarak kullanılmasının imkansızlaşması üzerine bu yerlere davacı ... ve babasının kum eleme tesisini 1998 yılında kurdukları, dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan ahır ve evin de 1998 yılında yapıldığı ifade edilmiştir. Ayrıca zirai yönden yapılan incelemede de çekişmeli 260 ada 1 parsel sayılı taşınmazın (A) bölümü üzerinde 8-15 yaş aralığında meyve, akasya ve söğüt ağaçlarının bulunduğu, meyve ağaçlarının bulunduğu bölümde toprak kayması nedeniyle zeminde ayrılma meydana geldiği, davacının gösterdiği bölümde heyelan nedeniyle yüzeyin çakıl ve taşlarla kaplı olduğu, heyelan esnasında taşınan ve zeminde birikmek suretiyle oluşan tabakanın sebze tarımı yapılacak nitelikte olmadığı, 15-20 yıldır bahçe niteliğiyle imar ve ihya edilerek meyve tarımı yapıldığı, 261 ada 1 parsel sayılı taşınmazda ise 21 adet 3-7 yaş aralığında meyve ağaçlarının bulunduğu, taşınmazın tamamında heyelan nedeniyle taşınmış ve birikmiş toprak bulunduğu, zeminde ayrılmanın meydana geldiği, kısmen taşlık ve kayalık olduğu, 10-15 yıl öncesinde imar-ihya edilerek tarıma kazandırıldığı belirlenmiştir.
    Hal böyle olunca; çekişmeli taşınmaz bölümleri üzerinde, davacının ekonomik amacına uygun zilyetliğinin bulunmadığı ve buna bağlı olarak davacı lehine imar-ihya ile kazanım koşullarının oluşmadığı anlaşıldığından, Mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek, yazılı şekilde davanın kabulüne hükmedilmesi isabetsiz olup, davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24.06.2020 gününde oy birliği ile karar verildi.













    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi