22. Hukuk Dairesi 2015/27699 E. , 2015/33284 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, fazla mesai, hafta tatili, yıllık izin, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğini, ödenmeyen alacaklarının bulunduğunu ileri sürerek fazla mesai, genel tatil, hafta tatili ve yıllık izin alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının normal işçi statüsünde çalışmadığını, mesai saatlerini kendisinin ayarladığını, fazla çalışmasının bu sebeple mümkün olmadığını, hiçbir alacağının bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Bozmaya uyan mahkemece, yapılan yargılama sonucunda toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı davalı temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davalı lehine usuli kazanılmış hak oluşup oluşmadığı noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Bilindiği üzere; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nda "usuli kazanılmış hak" kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır. Bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir. Mahkemenin, Yargıtay"ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. Kazanılmış haklar Hukuk Devleti kavramının temelini oluşturan en önemli unsurlardandır.
Somut olayda, davacının fazla çalışma alacağı ile ilgili talebi, bozma kararı sonrasında alınan ek bilirkişi raporundaki miktar esas alınarak hüküm altına alınmıştır. Yargıtay bozma ilamı öncesinde mahkemece verilen ilk kararda, bu alacağa ilişkin hükmedilen miktarın, bozma kararı sonrasında hüküm altına alınan miktardan daha düşük olduğu görülmektedir. Kural olarak, davanın taraflarınca temyiz konusu yapılmayan hususlar kesinleşir ve temyize getirilmeyen hususlarda karşı taraf yararına usuli kazanılmış hak doğar. Bu ilkenin sonucu olarak, oluşturulacak yeni hükümde usuli kazanılmış hakkı ortadan kaldıracak veya zedeleyecek şekilde hüküm verilemez. Bozmadan önceki ilk kararda fazla mesai alacağı bakımından davalı lehine bozma kararı verildiği bu nedenle ilk karar ile hüküm altına alınan miktarın davalı lehine usuli kazanılmış hak oluşturduğundan, bozma sonrası düzenlenen bilirkişi raporu ile belirlenen daha yüksek miktarlara itibar edilerek karar verilemez. Bu sebeple mahkemece verilen kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek olması halinde ilgiliye iadesine, 02.12.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.