11. Hukuk Dairesi 2018/5577 E. , 2019/7116 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 18/10/2017 tarih ve 2016/155 E. - 2017/380 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi"nce verilen 04/10/2018 tarih ve 2018/302 E- 2018/993 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 2010/39414 sayılı “B BETA CAFFİTO+ŞEKİL”, 2010/09718 sayılı “BETA CAFFİTO+ŞEKİL”, 2013/70201 sayılı “BETA CAFFİTOSHOP”, 2013/04959 ve 2015/30663 sayılı “BETA CAFFİTO CLASSİCO”, 2013/04955 ve 2015/30667 sayılı “BETA CAFFİTO GOLD”, 2011/111724 sayılı “BECAFFİTA” ve belirtilen markalar haricinde “BETA” esas unsurlu seri markaların sahibi olduğunu, davalının 2014/49152 sayı ile “CAPİTTA” ibareli markanın 29, 30 ve 43. mal/hizmet sınıflarında adınatescili için başvuruda bulunduğunu, başvuruya yaptıkları itirazın nihai olarak YİDK’in 07/03/2016 tarih 2016-M-2470 sayılı kararı ile reddedildiğini, davalı şahıslara ait markanın tescili halinde markanın müvekkiline ait olduğu algısının oluşacağını ve bu durumun davalıların sebepsiz zenginleşmesine yol açacağını, davalıların markasının müvekkilinin markalarına ayniyet derecesinde benzediğini, karıştırılma ihtimalinin bulunduğunu, iltibas oluşmasının kaçınılmaz olduğunu, müvekkilinin markalarının tanınmış olduğunu, markalar arasında fonetik benzerlik bulunduğunu, davalı şahısların markasının müvekkilinin markasından türetilme olup, özgün bir marka olmadığı gibi ayırt edici niteliğe de sahip olmadığını ileri sürerek YİDK’in 2016-M-2470 sayılı kararının iptaline, davalı şahısların markasının hükümsüzlüğü ve sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Kurum vekili, davacı markaları ile diğer davalıların markalarının görsel, işitsel veya anlamsal düzeyde ilişkilendirme ihtimali de dahil olmak üzere karıştırılmaya yol açacak düzeyde benzer olmadıklarını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... vekili, markalar arasında benzerlik bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili, dava konusu marka başvurusunun tescil işlemlerinin nasıl yapıldığını deneme yanılma yolu ile öğrenmek için yapıldığını, markanın müvekkilince kullanılmadığını, kullanmak için tescil edilmediğini ve davayı kabul ettiklerini beyan etmiştir.
Davalı ... ve ... davaya cevap vermemişlerdir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının markalarının esas ve ayırt edici unsurunun "CAFFİTO", davalının markasının ise "CAPİTTA" ibareli olduğu, başvuru kapsamındaki ürün ve hizmetlerin kısmen davacının markalarında yer aldığı, her iki işaretin özgünlük bakımından birbirlerinden farklı olarak bir yaratıcılık içerdiği, ayırt edici ve baskın unsurları nazara alınarak yapılan gözlemde, başvuru konusu "CAPİTTA" ibareli işaretin, özellikte görsel, sescil ve anlamsal olarak bıraktığı umumi intibaı itibariyle davacının “CAFFİTO” ibareli markası ile benzer olmadığı, başvuruda ve davacı markalarındaki ayırt ediciliği sağlayan unsurun kelimelerin bütünündeki görsellik ve orijinallik olduğu, gerek okunuş, gerekse görsel ve sescil olarak markalar ve başvuru konusu işaraetin önemli ölçüde farklılaştığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesince, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına, dava konusu marka başvurusunun 13 kişi tarafından yapılmasına ve marka başvurucularından birinin davayı kabulünün sonuca etkili bulunmamasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 8,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 12/11/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.