13. Hukuk Dairesi 2016/18538 E. , 2018/8115 K.
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki maddi - manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı 20/08/2015 tarihinde davalıdan ... plaka, 2004 nodel ... marka aracı 25.000,00 TL"ye satın aldığını, araçla ilgili GSM numarasına mesaj gönderilmek suretiyle sorgulama yapıldığını, ekspertize gittiklerinde aracın kayıtlarının 151.500 KM olarak tespit edilerek kayıt altına alındığını, davalının bunu doğrulayarak ekspertiz raporunu imzaladığını, araçtan gelen sesi tamir için servise gittiğinde aracın 13/02/2009 tarihinde 167.950 KM ile servise gittiğini öğrendiğini, TÜVTÜRK kayıtlarını sorgulattığında aracın 02/09/2008 tarihinde muayenede 154.007 olduğu, 02/09/2010 tarihli muayenede ise 106.304 KM de olduğunu öğrendiğini, davalının kilometresi düşürülen aracı satarak kandırdığını, ekonomik zarara uğratığını, kandırılması sebebi ile ailesinin üzüntüsünü de görerek psikolojik bir çöküntü yaşadığını, ayrıca polis memuru olması sebebi ile olayı duyan çevresinin "seni bile kandırmışlar, sen nasıl polissin, seni de ayakta uyutmuşlar" vs. gibi konuşmalara maruz kaldığını belirterek ayıp oranında satış bedelinden indirim yapılarak fazladan ... olduğu bedeller için şimdilik 1.000,00 TL"nin araç bedelinin ödendiği tarih olan 20/08/2015 tarihinden itibaren hesaplanacak en yüksek faiz oranı ile birlikte davalıdan tahsiline, 10.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, aracın ayıplı olduğunu kabul etmemekle birlikte davacının, ihbar yükümlülüğünü yerine getirmeden bu davayı açtığından reddinin gerektiğini, manevi tazminat talebinin reddini dilediğini, aracı ..."dan 07/08/2014 tarihinde satın aldığını, daha sonra aracı davacıya sattığını, aracın KM"si ile oynandığından haberinin olmadığını, davanın ..."a ihbar edilmesini ve reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 500,00 TL"nin ödeme tarihi olan 20/08/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline; manevi tazminat talebi yönünden ise talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafça temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı davalıdan satın aldığı aracın kilometresinin gerçeği yansıtmadığını ve daha fazla olduğunu belirterek, ayıp oranında satış bedelinden indirim yapılması talebiyle davayı açmış; yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunda gerekçeleri açıklanarak dava konusu otomobilin sahip olduğu gerçek kilometrelerine göre hesaplandığında satış değerinden %5 (1250.00 TL) daha düşük bir bedel olan 23.750,00 TL"ye satılabileceği belirtilmiş; mahkemece yanılgılı şekilde 18/12/2015 tarihindeki duruşmada bilirkişiden “aracın satış sırasında 151.500 KM" de olmasıyla 167.950 KM" de olması durumundaki bedel farkını hesaplaması” istenmiş ve buna istinaden ek raporda otomobilin satış değerinden %2 daha düşük bir bedelle 24.500,00 TL"ye satılabileceği hesaplanmış olmakla mahkemece bu rapora dayanılarak yazılı şekilde hüküm kurulmuştur.
Satış bedelinden indirilecek miktarın tespitinde, doktrinde, "mutlak metod", "nisbi metod" ve "tazminat metodu" adıyla bilinen değişik görüşler mevcutsa da,gerek Dairemiz gerekse Yargıtay tarafından öteden beri uygulanan "nispi metod" olarak adlandırılan hesaplama yöntemi benimsenmektedir. (13.HDT.26.12.1997, E.1997/7580; K.1997/10870) Bu metoda göre; satış tarihi itibariyle satılanın, ayıpsız ve ayıplı değerleri arasındaki oranın, satış bedeline yansıma miktarı belirlenmektedir. Başka bir ifade ile satılanın, tarafların kararlaştırdıkları satış bedeli gözetilmeksizin, satış tarihi itibariyle gerçek ayıpsız rayiç değeri ile, ayıplı haldeki rayiç değeri ayrı ayrı belirlenerek, bu iki değerin birbirine bölünmesi suretiyle elde edilecek oran, satış bedeline uygulanmaktadır. Somut olayda bu hususlar gözetilmeksizin hazırlanan bilirkişi raporuna göre hüküm kurulmuş olması isabetli görülmemiş olup, bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 18/09/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.