12. Ceza Dairesi 2019/3687 E. , 2020/611 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle yaralama, tehdit, hakaret
Hüküm : 1-TCK"nın 89/4, 62/1, 50/1-a, 52/2-4. maddelerine göre mahkumiyet
2-TCK"nın 125/3. a-4, 43/2, 62/1, 52/2-4. maddelerine göre
mahkumiyet
3-TCK"nın 106/1, 43/2, 62/1, 50/1-a, 52/2-4. maddelerine göre mahkumiyet
Taksirle yaralama, tehdit ve hakaret suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık müdafii ve katılanlar vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Olay günü saat 14.15 sıralarında, sanık sürücü ... idaresindeki kamyonet ile meskun mahalde, gündüz vakti, tek yönlü bölünmüş asfalt kaplama yolda seyir halindeyken, olay mahalli kavşağa geldiğinde, U dönüşü yapmak için sola döndüğü esnada bölünmüş yolda ters yönde seyir halinde olan katılan sürücü ... idaresindeki ambulans ile çarpışması sonucu şikayeti devam etmekte olan iki kişinin basit tıbbi müdahale ile giderilir şekilde yaralanması ile sonuçlanan olayda; tali kusurlu olduğu mahkemece de kabul edilen sanığın, olay sonrası katılanlara yönelik olarak, ""sizi öldüreceğim burada yaşatmayacağım, hepinizin anasını sinkaf edeyim, ehliyetim olsaydı şimdiye kadar öldürmüştüm zaten"" diye bağırdığı, katılanların ve tanıkların beyanları, tutanaklar ve tüm dosya kapsamından anlaşılarak yapılan incelemede;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 23/01/2018 tarih, 2017/463 Esas, 2018/20 Karar sayılı ve 23/01/2018 tarih, 2015/962 Esas, 2018/16 Karar sayılı ilamlarında vurgulandığı üzere, sanık hakkında hükmolunan adli para cezasının ödenmemesi halinin infaz aşamasında değerlendirilmesi gerektiği dikkate alındığında, 5237 sayılı TCK"nın 52/4. maddesindeki ihtarata hükümde yer verilmemesi bozma nedeni yapılmamıştır.
I-Sanığın taksirle yaralama suçundan mahkumiyetine ilişkin hükme yönelik, sanık müdafii ve katılanlar vekilinin temyiz istemlerinin incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanık müdafiinin kararın haksız ve hukuka uygun olmadığına; katılanlar vekilinin tayin edilen cezanın az olduğuna, kararların bozulması gerektiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA;
II-Sanığın hakaret ve tehdit suçlarından mahkumiyetine ilişkin hükümlere yönelik, sanık müdafii ve katılanlar vekilinin temyiz istemlerinin incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanık müdafii ve katılanlar vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-5271 sayılı Kanunun CMK’nın 226/1. maddesinde yer alan, "Sanık, suçun hukukî niteliğinin değişmesinden önce haber verilip de savunmasını yapabilecek bir hâlde bulundurulmadıkça, iddianamede kanunî unsurları gösterilen suçun değindiği kanun hükmünden başkasıyla mahkûm edilemez." şeklindeki düzenleme dikkate alındığında; sanık hakkında TCK"nın 125/3-a maddesi gereğince dava açıldığı halde, CMK"nın 226. maddesi uyarınca ek savunma hakkı tanınmadan hükmolunan cezanın 125/4. maddesi uyarınca artırılması,
2-Sanık hakkında tehdit suçundan mahkumiyet kararı verilmesinden sonra 02/12/2016 tarihinde 29906 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. maddesinin 3. fıkrasında yer alan "etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar" ibaresinin kanun metninden çıkarılması ve 5237 sayılı TCK"nın 106. maddesinde tanımı yapılan tehdit suçunun da uzlaşma kapsamına alındığının anlaşılması karşısında; 5237 sayılı TCK"nın 7/2. maddesi uyarınca "Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan Kanun ile sonradan yürürlüğe giren Kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur" hükmü de gözetilerek 6763 sayılı Kanunun 35. maddesi ile değişik CMK"nın 254. maddesi uyarınca aynı Kanunun 253. maddesinde belirtilen esas ve usulü göre uzlaştırma işlemleri yerine getirildikten sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafii ve katılanlar vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca, hükümlerin isteme uygun olarak BOZULMASINA, 16/01/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.