22. Hukuk Dairesi 2015/27650 E. , 2015/33243 K.
"İçtihat Metni"Y A R G I T A Y İ L A M I
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 15. İş Mahkemesi
TARİHİ : 08/07/2015
NUMARASI : 2015/192-2015/347
DAVA : Taraflar arasındaki, kıdem, ihbar tazminatı, fazla mesai, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil, yıllık izin, ücret alacağı ile masraf alacaklarının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı sebeplerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi taraflar avukatlarınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 01.12.2015 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü yapılan tebligata rağmen taraflar adına kimse gelmediğinden incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkili işçinin iş sözleşmesinin haklı sebep olmadan feshedildiğini, işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin, aylık ücret, fazla çalışma ve hafta tatili ücretleri ile masraf alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, taraflar vekillerinin temyizi üzerine Dairemizin 05.02.2015 tarihli ilamıyla, mahkeme kararının gerekçesiz olmasının hatalı olduğu gerekçesiyle sair yönleri incelenmeksizin bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyma kararı verilerek yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı taraflar vekilleri temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Somut uyuşmazlıkta, mahkemece, davacının haftalık onsekiz saat fazla çalışma yaptığı kabul edilerek, fazla çalışma ücreti alacağı hüküm altına alınmıştır. Davalı vekili tarafından dosyaya sunulan, Kartal 1. İş Mahkemesi"nin 2006/709 esas sayılı dava dosyasına ait 07.05.2008 tarihli duruşma zaptının incelenmesinden, davacı asilin bahsi geçen dosyada işveren tanığı olarak alınan ifadesinde, “...Normal çalışma haftanın 6 günüdür. Pazar günleri de iş olursa mesai yapılır. Sabah 08.00 akşam 18.00 arası çalışılır. İşin durumuna göre saat 18.00 den sonraya da uzadığı da olur. Fazla mesai ücretleri zarf olarak herkese ayrı gelir. Kimin ne aldığını bilemeyiz ....ben zarfın içinde verilen fazla mesai ücretlerinin tamamını aldım. Herhangi bir eksiklik yoktu” şeklinde beyanda bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacı, söz konusu beyanıyla bağlıdır. Bu beyan ve beyan tarihi nazara alındığında, 07.05.2008 tarihine kadar, 08:00-18:00 saatleri arasındaki çalışma haricinde yapılan mesai bakımından davacıya fazla çalışma ücretinin ödendiğinin kabulü gereklidir. Anılan sebeple, davacının fazla çalışma ücreti talebinin değerlendirilmesinde, 07.05.2008 tarihine kadar olan çalışma dönemiyle ilgili olarak, 08:00-18:00 saatleri arasındaki çalışma haricinde yapılan mesai bakımından davacıya fazla çalışma ücretinin ödendiği kabul edilerek sonuca gidilmelidir. Mahkemece, bu yönün nazara alınmaması hatalıdır.
3-Mahkemece, bilirkişi raporunda hesaplanan fazla çalışma ve hafta tatili ücreti alacaklarından yüzde kırk oranda indirim yapıldığı hususu karar gerekçesinde açıklanmış ise de, hüküm altına alınan tutarların karar gerekçesinde yapılan açıklamayla çeliştiği, indirim oranının uygulanmasında hesap hatası yapıldığı anlaşılmaktadır. Söz konusu hesap hataları giderilerek, karar gerekçesi ile hüküm sonucu arasında çelişki oluşturulmamalıdır.
4-Fazla çalışma ve hafta tatili ücreti alacakları bakımından, ıslaha karşı zamanaşımı savunmasının değerlendirilmesinde, dava dilekçesinde anılan alacaklar için talep edilmiş miktarların nazara alınmaması hatalı olmuştur.
Diğer taraftan, yıllık izin ücreti alacağı bakımından ıslaha karşı zamanaşımı savunmasının değerlendirilmemesi hatalı ise de, fesih tarihinin 25.12.2008, dava tarihinin 30.12.2008, ıslah tarihinin ise 15.12.2011 olduğu nazara alındığında, yıllık izin ücretinin zamanaşımı savunmasından etkilenmediği açık olup, sonuç itibariyle, mahkemece yazılı tutarda yıllık izin ücreti alacağının hüküm altına alınması isabetlidir.
5-Mahkemece, davacının aylık ücret alacağı talebinin reddine karar verilmiş ise de, bu yöne ilişkin dosya kapsamında bulunan delillerin usulünce değerlendirilmediği anlaşılmaktadır. Dava dilekçesinde, 2008 yılının Ağustos, Eylül, Ekim, Kasım ayları ücreti ile aralık ayına ilişkin yirmibeş günlük ücretin hüküm altına alınması talep edilmiştir. Davalı işverence, dosyaya 2008 yılının Ağustos, Eylül, Ekim aylarına ilişkin imzalı ücret bordroları sunulmuş ise de, söz konusu bordrolardaki imzanın davacıya ait olmadığı 26.05.2013 tarihli bilirkişi raporuyla tespit edilmiştir. 2008 yılının Kasım ayına ilişkin ücret bordrosu ise, işçi imzasını taşımamaktadır. Bunların haricinde, dosyaya sunulan 02.12.2008 tarihli makbuzda, davacının oğlu olduğu belirtilen M. Ç."a “M.. Ç..-kasım ayı maaş + yemek” açıklamasıyla 1.421,57 TL ödendiği yazılı olup, davalı vekili, davacının hasta olması sebebiyle ücretini almak için işyerine oğlu M. Ç."u gönderdiğini, ödemenin davacının talebi doğrultusunda oğluna yapıldığını bildirmiştir. 24.06.2013 tarihli duruşma zaptında, davacı asil, oğlunun şirketi bile tanımadığını ve belgeyi kabul etmediğini ifade etmiştir. Aynı tarihli celsede davacı vekili, davacının oğlunun vefat ettiğini bildirmiştir. Uyap sistemi üzerinden incelenen nüfus kaydından ise, davacının vefat eden oğlunun M. Ç. olduğu, makbuzda ismi yazan M. Ç. isimli çocuğunun sağ olduğu anlaşılmaktadır. Ödeme savunmasına ilişkin bahsi geçen belgeler haricinde dosya içeriğinde delil yoktur. Mahkemece, ücretlerin ödendiğinin ispatı yükünün işveren üzerinde olduğunun nazara alınmadan sonuca gidildiği açıktır. Anılan sebeple, öncelikle, davacının oğlu olan M. Ç. duruşmaya çağrılarak 02.12.2008 tarihli makbuz üzerindeki imzanın kendisine ait olup olmadığı sorulmalı ve neticeye göre işlem tesis edilmeli, ödeme hususundaki ispat yükünün işveren üzerinde olduğu nazara alınarak, talebe konu aylara ilişkin ücret alacağı talebi bakımından dosya delil durumu itibariyle bir karar verilmelidir.
6-Kabule göre de, takdiri indirim sebebiyle reddedilen kısmı hariç olmak üzere, davanın reddedilen miktarı nazara alınarak, davalı lehine nisbi oranda belirlenecek vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, maktu tutarda vekalet ücretine hükmedilmesi hatalı olmuştur.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 01.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi