Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2016/19091 Esas 2018/5655 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/19091
Karar No: 2018/5655

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2016/19091 Esas 2018/5655 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Mahkeme kararında, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 321. maddesinin 2. fıkrası gereği hüküm özetinin tefhim edildiği durumlarda gerekçeli kararın bir ay içinde yazılıp taraflara tebliğ edilmesi gerektiği belirtilmiştir. Kararın gerekçesi tefhim edilmediği durumlarda temyiz süresinin gerekçeli kararın tebliğinden sonra başlayacağı, ancak hüküm tüm unsurlarıyla birlikte tefhim edilmişse temyiz süresinin tefhim tarihinden itibaren başlayacağı ifade edilmiştir. Tarafların kararı temyiz etme hakları olduğu için reddedilen bir talep olsa bile gerekçeli karar taraflara tebliğ edilmelidir. Temyiz incelemesinde temyiz dilekçesinin karşı tarafa tebliğ edilmesi gerektiği ve katılma yoluyla temyizin mümkün olması nedeniyle, temyiz dilekçesinin kararı temyiz etmeyen karşı tarafa da tebliğ edilmesi gerektiği belirtilmiştir. Kanun maddeleri ise şu şekildedir: Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 321/2, 366, 347 ve 348. maddeleridir.
21. Hukuk Dairesi         2016/19091 E.  ,  2018/5655 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    TÜRK MİLLETİ ADINA

    K A R A R

    1- 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK’nın 321.maddesinin- 2.fıkrasına göre; kararın tefhimi için hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte açıklanamadığı ve bu nedenle zorunlu olarak hüküm özetinin tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın en geç bir ay içinde yazılarak tebliğe çıkartılması gerekir. Bu hüküm doğrultusunda, hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte tefhim edilmediği hallerde gerekçeli kararın taraflara tebliği zorunludur (Anayasa Mahkemesi Başkanlığı’nın (İkinci Bölüm) 20.03.2014 gün ve 2012/1034 Başvuru sayılı kararı da aynı yöndedir).
    Mahkemece, taraflara tefhim edilen kısa kararda (hüküm özeti) hükmün tüm unsurları yer almakla birlikte kararın gerekçesinin tefhim edilememesi halinde temyiz süresi gerekçeli kararın tebliğinden itibaren başlar. Ancak, hüküm tüm unsurları ve gerekçesi ile birlikte tefhim edilmiş ise artık hükmün HMK’nın 321/2 maddesine göre usulüne uygun ve eksiksiz bir biçimde tefhim edildiği kabul edilir ve temyiz süresi tefhim tarihinden itibaren başlar. 5521 sayılı Kanun‘un 8.maddesinde yer alan ve temyiz süresinin başlangıcına esas alınan tefhim kavramının “hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte açıklandığı hal“ olarak anlaşılması zorunludur.
    Tarafların, gerekçeli karar tebliğ edilmeden önce, temyiz süre tutum dilekçesi veye gerekçeli temyiz dilekçesi sunmak suretiyle kararı temyiz ettikleri hallerde dahi, kararın gerekçesini dikkate alarak yeni temyiz gerekçelerine dayanmaları mümkün olduğundan, bu gibi hallerde bile gerekçeli kararın taraflara tebliği gerekir.
    Davanın tümden kabul veya tümden reddedildiği hallerde, reddedilen bir talebi bulunmadığından davacının veya davacı yararına kurulan bir hüküm bulunmadığından davalının kararı temyizde ilke olarak hukuki yararı bulunmadığı kabul edilmekte ise de tarafların kararın gerekçesini temyiz etme hakları bulunduğundan gerekçeli karar taraflara tebliğ edilmelidir.
    Öte yandan 6100 sayılı HMK’nın 366.maddesi yollamasıyla temyiz incelemesinde uygulanan 347.maddesi hükmü gereğince temyiz dilekçesinin karşı tarafa tebliğ olunacağı, 348.maddesi hükmüne göre de katılma yoluyla temyizin mümkün olması nedeniyle, temyiz dilekçesinin (veya sunulmadığı takdirde kısa temyiz dilekçesinin) kararı temyiz etmeyen karşı tarafa tebliği zorunludur. Taraflar, temyiz dilekçesinin tebliğinden sonra süresinde temyiz talebinde bulunabilirler.
    Yukarıda yer alan açıklamalar doğrultusunda; Davalı vekilinin temyiz dilekçesinin davacı vekiline tebliği ile tebligat parçasının dosyaya eklenmek üzere
    Dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 26/06/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.