11. Hukuk Dairesi 2019/181 E. , 2019/7108 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 14. HUKUK DAİRESİ
.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 16/11/2017 tarih ve 2017/197 E. - 2017/385 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi"nce verilen 11/10/2018 tarih ve 2018/308 E. - 2018/1060 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkiline ait yatın, davalı şirkete ait olan Bintan gemisi ile Miami’den İstanbul Ambarlı Marport limanına ttaşındığını, gümrük işlemlerinin tamamlanmasından sonra yapılan incelemede teknenin hasarlı olduğunun tespit edildiğini, 14/03/2016 tarihinde gümrük tutanağının tutulduğunu, teknede gerçekleşen hasardan sorumlu olduğunun davalıya bildirildiğini, davalı taraf ile hasar bedelinin ödenmesi hususundaki görüşmelerin sonuçsuz kaldığını, hasar bedelinin ödenmediğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 10.000 TL"nin 14/03/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir. Davacı vekili, 18.08.2017 tarihli dilekçesiyle talebini, 47.050,00 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı vekili, yetki, görev ve husumet itirazında bulunup, müvekkili şirketin taşıyan olmayıp sözkonusu taşımada yabancı taşıyan A.P Moller Maersk Line A/ S"nin Türkiye acenteliği görevini üstlendiğini, acentenin pasif husumet ehliyetinin bulunmadığını, doğrudan doğruya müvekkiline dava açılamayacağını, taşıyanlara izafeten dava edilebileceğini, konşimentoda taşıyanın dava dışı firma olduğunun anlaşıldığını, müvekkilinin fiili taşıyan sıfatı bulunmadığını, dava konusu hasarlandığı iddia edilen motor yatın davacıya ait olmadığını, davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmadığını, TTK."nın 1185. maddesi gereğince hasar ihbarının yapılmadığını ve usulüne uygun tespit bulunmadığını, emtianın konteyner ile güverte üstü taşındığını, müvekkilinin mutlak sorumsuzluğunun bulunduğunu, talep edilen hasar bedelinin fahiş olduğunu, kabul anlamına gelmemek ile birlikte yükte taşıma esnasında bir hasarın oluşmasında dahi sorumluluğun sınırlı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, TTK."nın 105 maddesi uyarınca, acenteye, müvekkilini temsilen dava açılabileceği, acenteye karşı doğrudan dava açılamayacağı gerekçesiyle davanın pasif husumet ehliyeti yokluğundan reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge adliye mahkemesince tüm dosya kapsamına göre, ilk derece mahkemesi karar ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 8,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 12/11/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.